Selam saygideger Kardesim Aorskaya,
Iste mesele de buradan basliyorya, kendimiz yapip yakistiriyoruz. Allah bir lütuf olarak Ibrahim peygambere ( Allah'in selami üzerine olsun ) halilim demesi baska, bizim Muhammed peygambere ( Allah'in selami üzerine olsun ) Allah'in habibi diye yakistirmamiz baska. Önce Allah'in sevgilisi diye baslariz, Ibrahim'e verileni de peygamberimize ver diye dualara baslariz hem de namazlarin icinde. Bir mü'minler yalniz Allah'a dua eder, yalvaririz, isteriz, yalniz O'ndan umariz. Ki namaz bilhassa Allah ve kul arasinda kalan bir ibadettir.
Hristiyanlar da herhaldeki iyi bir niyetle Isa'yi yücelestiriyorlar. Sirf kendi peygamberleri diyerek, öyle degilmi? Yüce Rabbimiz bize bosu bosuna Kur'an'da örnekler vermiyor, ibret alalim ayni hatalara düsmeyelim diye.
Üstümüze düsen vazife, Bakara suresinde Rabbimize verdigimiz sözde sabit kalmamizi gerektirir; tüm peygamberlere aralarinda bir ayrilik yapmadan inandik ve iman ettik. Mesele budur. Allah her peygamberini yeterince metheder ve onlari geregince mükafatlandirir. Peygamberlere sifat yakistirmak da Allah'a mahsustur.
Bir düsünecek olursak, Allah Celle ve Celaluhu peygamberimize sormazmi ( ayni Isa Peygamberi sorguya cektigi gibi: " Ya Isa, sen mi dedin onlara, Allah'in oglu vardir diye" ) "Ey Muhammed, sen mi kullarima emrettin her namazda, ezanda, dualarda, her hatim sonunda, her vaazlarda Benim adimin yaninda seninki de anilsin ve söylensin" diye.
Sirk böyle baslar iste.
Tabiiki hepimiz Allah'in sevdigi kullardan olmak isteriz, hangi iman eden bunu arzulamazki.
Selamlarimla
|