| Uzman Üye 
				 
				Üyelik tarihi: Nov 2012 
					Mesajlar: 300
				 Tesekkür: 477 
		
			
				198 Mesajina 387 Tesekkür Aldi
			
		
	 
				
				Tecrübe Puanı: 24      | 
				  
 
			
			17. BAKARA (Kurbanlık Boğa)  OLAYI
 
 Allah  Teâlâ şöyle buyurur:“Bir gün Musa  ulusuna dedi ki: “Allah size bir sığır  kesmenizi emrediyor”. "Sen  bizimle eğleniyor musun?" dediler. "Kendini bilmez  biri olmaktan,  Allah'a sığınırım" dedi.
 Dediler ki:  "Bizim için Rabbine sor, o nasıl  bir şeydir, bize açıklasın". Dedi ki: "O bir  sığırdır, diyor. Ne yaşlı,  ne körpe. İkisinin ortası bir şey”. “Haydi, emri  yerine getirin!"
 "Bizim için  Rabbine sor, o ne renktir, bize  açıklasın" dediler. Dedi ki: "O, sarı bir  sığırdır, diyor. Sapsarı  renkte. Görenlere zevk  verir”.
 "Bizim için  Rabbine sor, o nasıl bir şeydir,  bize açıklasın! Bize göre, sığır sığıra benzer.  Allah dilerse, hedefi  tam tuttururuz" dediler.
 Dedi ki: “O  bir boğadır” diyor. "Ne koşulup  toprağı sürmüş, ne de ekin sulamıştır.  Sapasağlam, alacası da yok”.  "Tamam! Şimdi doğru açıklamayı getirdin, dediler”.  Nihâyet onu  kestiler. Neredeyse yapmayacaklardı.”(Bakara  2/67-71)
 
 
 بَقَرَةٌ  (bakara),بَقَر=  bakar‘ın tekilidir, sığırdemektir.  Erkeğine (ثور = sevr)  denir[1].  Âyetteki (تُثِيرُ الأَرْضَ = tusîru’l-arda) ifadesi  bu sığırın erkek olduğunu gösterir. Çünkü (ثور = sevr)  ile (تُثِيرُ=  tusîru)  aynı köktendir. (وَلاَ تَسْقِي الْحَرْثَ=  velâ tesqi’l-hars)  ikinci kanıttır. Yani öyle bir sığır ki; "Ne koşulup  toprağı sürmüş, ne de ekin sulamıştır.” Bunları  yapacak kabiliyette ama yapmamıştır. Bu  bir boğadan başkası olamaz. Fiillerin müennes olması بَقَرَةٌ nın müennes-i lafzî olmasından  dolayıdır.
 
 Memfis’te  Apis adı verilen boğaya tapılırdı. Memfis,  Kahire.  ’nin  35 km. güneyinde, Nil üzerinde yer alan  eski Mısırkentidir. Bu inanç  daha sonra  Mısır’ın diğer bölgelerine yayılmıştı. Apis bir tane olur ve  ölen Apis’in başka  bir boğanın bedeninde yeniden dünyaya geldiğine  inanılırdı. Yeni boğayı rahipler  otlaklarda arar, belirgin  özellikleriyle diğerlerinden ayırır, bulurlardı[2].  Tevrat'ta konu ile ilgili şu ifadeler   vardır:
 
 "Mısır'da bildirin,  Migdol'da duyurun, Nof'ta[3],  Tahpanhes'te duyurun: Yerini al, hazırlan, çünkü çevrendekileri yiyip bitiriyor  kılıç!
 
 İlahın Apis neden kaçtı?  Boğan neden ayakta kalamadı? Çünkü Rab onu yere serdi." (Yeremya 46/14)
 Bakara’nın âyetleri Apis  özelliğinde bir boğanın kesilmesini  emretmektedir. Böylece o batıl inanç ortadan  kalkacaktı. Çünkü Musa  aleyhisselam, 40 günlüğüne Tur’a gidince İsrail oğulları,  Harun  aleyhisselama rağmen buzağı heykeli  yapıp tapmışlardı.
 “...buzağı tutkusu  onların içlerine işlemişti...” (Bakara  2/93)
 
 Böyle olmasa, o sığırı kesmemek için bahane  aramazlardı.
 Hindular, ineğe saygı  gösterirler. Bir inek camiye girse çıkarılması  sıkıntı doğurur. Hindistan’da 250  milyon kadar inek olduğu  belirtiliyor. Hint yönetiminin, ineği asıl konumuna  getirmek için  uğraştığı ama başarılı olamadığı bildiriliyor[4].
 
 Müslümanların her yıl  kutladığı kurban bayramı bu bakımdan önemlidir.  İnsanların bir kesimi tarafından  kutsanan hayvanları kurban kesen  Müslümanlar bu tür inançlardan sürekli uzak  kalmaktadır. Kurbanla  ilgili şu âyet pek anlamlıdır:
 
 “O kurbanların ne etleri, ne de kanları  Allah’a erişecektir. Ona erişecek olan, sizin (şirkten) korunmanızdır.”(Hac 22/37)
 
 Kurban bayramı kurbanında önemli olan hayvanın  kanını akıtmaktır.  Etin yenmesi veya fakirlere dağıtılması şart değildir. Bu  sebeple  kurbanı kesip etini kendi yiyen veya öylece bırakıp kimseye yedirmeyen   kişi de kurban kesmiş olur. Ama kurban kesmeden tonlarca eti fakir  fukaraya ve  eşe dosta dağıtan kişi kurban kesme görevini yerine  getirmiş olmaz.
 
 
 
 [1]             Müfredât,بقر   mad.
 
 [2]      Büyük Larousse Sözlük Ve Ansiklopedisi, c. II, s.  712.
 
 [3]       Nof, Memfis'in diğer adıdır. Bu husus, Tevrat'ın dipnotlarında  ve  ekindeki haritada yer almaktadır. (Kutsal  Kitap, Yeni Çeviri,   İstanbul,  2001)
 
 [4]      Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 2002, s.  145.
 
				__________________De ki: “Ey kâfirler!
 Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
 Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
 Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim.  Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
 Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.”
 Kâfirûn Sûresi
 |