Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14. November 2012, 04:55 AM   #33
sevginur
Uzman Üye
 
sevginur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 387 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
sevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud of
Standart

21.2. Failin YalnızcaAllah Lafzı Olması


İçerisinde مَن يَشَاء(men yeşâ) ifadesi geçen ayetlerden bir kısmında “o” zamiri, yalnızca Allah lafzını gösterir. Çünkü men’i göstermesine engel bulunur. Bunun örneği şu ayettir:
إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاء
“Allah, kendine ortak koşulmasını bağışlamaz; bunun dışındakini dilediği kimse için bağışlar.”(Nisa 4/48)


Ayette tevbe şartı yoktur. Öyleyse tevbe edilmediği taktirde bağışlanmayacak tek günah şirktir. Bu konudaki kararı verecek olan yalnız Allah olduğu için âyetteki yeşâ’nın faili Allah’tır. Yani ayetin anlamı “…bunun dışındakini dileyen kimse için bağışlar.” şeklinde olamaz. Çünkü günahının bağışlanmasını dileyen tevbe eder. Tevbe edenin bağışlanmayacak günahı yokur.


Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Rahmân’ın kulları Allah ile beraber bir başka tanrı çağırmazlar, Allahın dokunulmaz kıldığı canı haklı bir sebep olmadan öldürmezler. Zina etmezler. Kim bunları yaparsa cezasını bulur. Kıyâmet günü onun azâbı katlanır ve alçaltılmış bir şekilde ebedi olarak azap içinde kalır. Ama tevbe eder, inanır ve iyi iş yaparsa başka; Allah bu gibilerin kötülüklerini iyilikle değiştirir. Allah bağışlar, ikramı boldur. Kim tevbe eder, iyi iş yaparsa o Allah’a tevbesi onanmış olarak döner. ” (Furkan 25/68-71)
21.3. Failin Hem Allah Lafzı Hem Men Olması



Kur’ân’daki مَن يَشَاء ifadelerinin büyük bir bölümünde “yeşâ”nın faili olan “o” zamirinin, hem Allahlafzını, hem de men’i gösterebileceğinin karineleri vardır. Şu âyet buna örnektir:
إِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَقْدِرُ إِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِهِ خَبِيرًا بَصِيرًا


21.3.1. Failin Allah Lafzı Olması

Zamir, Allah lafzını gösterir sayılırsa rızkı verenin Allah olduğu anlaşılır. Bu takdirde âyetin anlamı şöyle olur.
“Senin Rabbin rızkı, istediğine bol, istediğine ölçülü verir…”
Birçok âyet bu anlamı destekler. Onlardan biri şöyledir:
قُلْ مَن يَرْزُقُكُممِّنَ السَّمَاء وَالأَرْضِ أَمَّن يَمْلِكُ السَّمْعَ والأَبْصَارَ وَمَن يُخْرِجُالْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيَّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَن يُدَبِّرُ الأَمْرَفَسَيَقُولُونَ اللّهُ فَقُلْ أَفَلاَ تَتَّقُونَ
“Desen ki: Gökten ve yerden size rızık veren kim? Ya da işitmenin ve gözlerin sahibi kim? Kimdir, diriyi ölüden çıkaran, ölüyü de diriden çıkaran? Ya her işi çekip çeviren kim? Onlar: “Allah’tır” di*yeceklerdir. De ki; öyleyse hiç sakınmaz mısınız?” (Yunus 10/31)

21.3.2. Failin (مَن) Men Lafzı Olması

Âyettekiمَن يَشَاء ifadesinde yeşâ’nın faili olan o zamiri, مَن(men) lafzını gösterir sayılırsa rızık elde etmek için istekli ve donanımlı olmanın şart olduğu anlaşılır. Bu durumda âyetin anlamı şöyle olur.
Senin Rabbin rızkı, isteyen ve gücü yeten için yayar…”(İsrâ 17/30)
Birçok âyet bu anlamı destekler. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ سَوَاءً لِلسَّائِلِينَ
“Allah yeryüzünde yiyecekleri, dört günde, araştıranlar için eşit olarak belirlemiştir. ”(Fussilet 41/10)





مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا نُوَفِّ إِلَيْهِمْ أَعْمَالَهُمْ فِيهَا وَهُمْ فِيهَا لَا يُبْخَسُونَ
“Kim, bu hayatı ve onun süsünü isterse, onlara burada işlerinin karşılığını tam olarak veririz; hiçbir zarara uğratılmazlar.”(Hûd 11/15)

Sabırlı olan fazlasını hak ederler. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
قُلْ يَا عِبَادِ الَّذِينَآمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌوَأَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةٌ إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ
“İman eden kullarıma de ki: Rabbinizden çekinin; bu dünyada iyi davranan iyilikle karşılanır. Allahın toprağı geniştir, sadece sabır gösterenlere hesapsız karşılık verilecektir.” (Zümer 39/10)



Baştaki âyetin her iki anlamına vurgu yapan çok sayıda âyet vardır. Onlardan bazıları şunlardır:
فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا ءَاتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ .َو مِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا ءَاتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّار .ِأُولَئِكَ لَهُمْ نَصِيبٌ مِمَّا كَسَبُوا وَاللَّهُ سَرِيعُ الْحِسَابِ.
“Kimi insanlar der ki: "Rabbimiz! İsteklerimizi bu dünyada ver!" Onun Ahirette bir alacağı kalmaz. Kimi de; "Rabbimiz! Bu dünyada bize bir güzellik ver, Ahirette de güzellik ver. Bizi o ateşin azabından koru!" derler. Onlardan her birine kazandıklarından pay vardır. Allah hesabı çabuk görür.”(Bakara 2/200–202)


Her birinin payı kazandıkları ile ilişkili olduğuna göre Allah’tan istekte bulunmak yetmez, çalışmak da gerekir.
Sonuç olarak hiç kimse Allah’ın verdiğinden fazlasını elde edemeyeceği için hem bütün gayretini göstermeli hem de Allah’ın yardım ve desteğini almaya çalışmalıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ .لِمَن شَاء مِنكُمْ أَنيَسْتَقِيمَ .وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
“Kur’ân, âlemler için sadece bir hatırlatmadır.
İçinizden doğru yaşama meşietinde olanlar için.
Sizin meşietiniz ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’ın meşieti ile gerçekleşir.”(Tekvîr 81/27–29)




[1]er-Ragıb el-İsfahânî, Müfredât, شيء ve صوب maddeleri.

[2]Ebû Davûd, Edeb 110.

[3]Bu ayetten dolayı Müslümanlar, ilerisine yönelik bir sözü “inşaallah” demeden vermezler.

[4] Nuruddin es-Sabûnî , el-Bidâye fî usûl’id-dîn, Ankara 1995, s. 72. Eş’ârîlerin aynı mealde ibareleri için bkz. İbrahim b. Muhammed el-Beycûrî (öl. 1277 h./1860 m.), Şerhu cevhereti’t-tevhîd, Beyrut 1403/1983, s. 65.
__________________
De ki: “Ey kâfirler!
Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.”
Kâfirûn Sûresi
sevginur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
sevginur Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (15. November 2012)