Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Hepimiz yaşantımıza menfaatlerimizi savunduğumuz akıl yönünden hepimiz akıllı varlıklarız bundan şüphemiz yok, bu ayrı.
Dini bir kavram olarak” akıl sahibi olmak” açısından bakarsak durum değişiyor kanaatimce. Bizde aklın emarelerinin olması, akla ulaşacak yolların olması, kelimeleri akıl zannetmemiz ayrı, akıl sahibi olmak farklı manadadır. Gerçekten biz akıl sahibi olsaydık çözülmeyen hiçbir problem kalmazdı emin ol. Yazımda belirttiğim gibi günlük konuşma diliyle dini kavramları karıştırmamak lazım, maalesef karıştırıyoruz, buna bir çözüm bulmak lazım da nasıl? Bende çok karıştırıyorum, anlamak zor.
Hicr (29) Hani Rabbin meleklere, "Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir beşer yaratacağım Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin" demişti.
Ayetini incelersek konuya yönelik olarak, her birimiz ayette bahsedilen şekilde mi yaratıldık yoksa bir anne babadan mı halk olduk ona bakmak lazım. Biz bir halkayız, bedenlerim çoğalması ayrı, yukarıdaki ayette bahsedilen yaratılış ayrı gibi geldi bana. Beşerin yaratılışında bir ruh üflenmesi var o açıkca belirtilmiş zaten.
saygılar...
|
Bart kardeşimiz, akıl konusunu açıkladığı için tekrar detaylara girmeye gerek yoksa da hala akıl konusunda, akıl sahibi olmakla, dini bakımdan akıl sahibi olma konusunda durum kavranamamış görünüyor.
Dini bakımdan akıl sahibi olmak, aklı üretene organın/yapının, her ürettiği olmamaktadır. Dinen akıl sahibi olmak demek; "aklı kullanmak" demektir. Aklın kullanıldığının göstergesi olarakta, iman edebilmiş, mümin olabilmiş durumda olmaktır. Rabbimiz, akıllılığı mümin olabilmek olarak kabul ediyor.
Yaratılış ve doğumla oluşan insandaki ruh konusundaki anlamalarınız içinde, insanın "alak"tan sonra geçirdiği aşamaları ve hangi durumda canlı haline geldiği konularını incelemenizi öneririm.
selamlar,
aorskaya