Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22. November 2012, 11:49 PM   #3
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar;

Yaratıcı insanoğluna yarattığı ayetleri okuması, incelemesi, bilgi sahibi olabilmesi için
Kulağı,
Gözü, ve
Ağzı vermiştir. Bu kaynaklardan alınan uyarılarla aklın oluşumu ve gelişimi devam etmektedir.

Binlerce yıldır insanoğlu gördüğü, duyduğu, konuştuğu yaşamını etkileyen canlı(yaratılan) ayetlerle ilişkisi, tabiatla mücadelesi insanoğlunun beynini geliştirmiş, bir düzeye çıkarmıştır. Şuan insanlığın sahip olduğu bu bilgi birikimi yaratılan ayetlerin okunmasıyla alakalıdır. Bu yaratılan ayetlerin okunması işi BİLİM adı altında yürütülmektedir.

İnsanoğlunun kavradığı olgu ve oluşumlar arttıkça, yaratılan ayetlerdeki kanunlar çözüldükçe elde edilen bilgiler insanoğlunun yaşamını kökten etkilemektedir.

İnsanoğlunun anlayışında heralanda bir evrim yaşanmaktadır. İnsanoğlunun bilgi birikimi arttıkça, yaratılan ayetlerle haşir neşir olundukça insanlar ilahi kavramlara yaklaşmaktadırlar. Bilim insanlardaki cahilliği kaldırmakta ve ortaya koyduğu bilgiler itibariyle Allaha yaklaştırmaktadır.


Onun içindir ki, bilim adamlarının kişisel görüşleri değil bilim adına ortaya koydukları bilgiler, keşifler ve değerler bizim için önem arz etmektedir.
Her bilim dalının ortaya koyduğu, ürettiği bilgiler değerlidir, şuan bize önemsiz gibi görülen bilgilerin yığını bir süre sonra insanlığa belki başka kapılar pencereler açacak, Allaha yaklaştıracaktır.
İnsanoğlunun dini esaslı bir şekilde anlayabilmesi için gelişmiş bir akla ihtiyacı vardır. Bilimde insanoğlunun aklını geliştirmektedir. İnsanoğluna evrim geçirtmektedir.

"Bilimsel teori, bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler baz alınarak yapılan bir açıklamasıdır."

Teori düzeyine çıkmış açıklamaları, belki binlerce bilim adamı çok uzun zamanlar boyunca gözlemlemiş, üzerinde düşünmüş, deneyler yapmış belli sonuçlara ulaşmış teori düzeyinde kabul edilmiştir.

Teori düzeyinde kabul edilmiş bir açıklamayı(evrim teorisini) benim zanna dayalı olarak ret etmem pek akıllıca, mantıklı bir davranış olmaz. O kadar bilim adamının çalışmarını, gözlemlerini geçerli bir bilgiye sahip olmadan kabul etmemek, yukarıda açıkladığım gibi casiye 8-9 ayetlerde bahsedilen duruma düşmüş gibi oluruz.

Casiye 4: Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı bütün canlılarda da kesin bilgiyle inanan bir topluluk için ayetler (âyâtun) vardır.
Casiye 8: Kendisine Allah’ın âyetlerinin(âyâti allâhi) okunduğunu işitir de, sonra büyüklük taslayarak sanki onları hiç duymamış gibi direnir. İşte onu elem dolu bir azap ile müjdele!
Casiye 9: Âyetlerimizden(min âyâti-nâ) bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!

Onun için prensip olarak işi bilenlere, uzmanlara, bilim adamlarına güvenmek gerekir. Teoriyi zanna dayalı olarak yanlışlamak demek, binlerce kişiyi bu konuda çalışmış olan bilim adamlarının emeklerini hiçe saymak demek olur. Günümüzün doğrusu olarak kabul etmek gerekir.

Aorskaya kardeşim Edison olayına gelince, şöyle bir benzetme yapalım;

Genel anlayışımıza göre; zengin olan, hali vakti olan kurban keser. Kurban kesildiği zaman eti 3 kısma ayrılır, biri kendi ailemiz, biri eşe dosta, biri fakir fukaraya. Burda hayvanı almak için kendi kazancımızı kullandık, birinin yetiştirdiği hayvanı alarak kestik ve dağıttık. Yendi bitti.

Edison ve ismini bilmediğimiz ilmen zengin olan bilim adamlarıda, yaşamlarını ilme adayarak Allahın yarattığı ayetleri okudular, bir bilgi birikimi sahibi oldular ve elde ettikleri bu birikimle elektiriği veya lambayı icat ettiler. Bunu insanlığa sundular. Şimdi burda zenginlik ne?, kurban ne?, kurbanı kesen kim?, kurbanın eti ne?, bu eti yiyen kimler? Şimdi benzetiyoruz ya; Edison ve arkadaşlarının kestiği kurbanın etini hala biz yiyoruz dahada kimler yiyecek kimler… açıkcası böylesine insanlığa hizmet etmiş, karşılığında yaşamında bir şey görmemiş, ilmeden insanların cennete mi yoksa cehenneme gideceğini Allah bilir. Eğer cehenneme gideceklerse biz şimdiden girmeyi garantiledik cehennemi, buda bir getiridir.

Ben ilmen ileri giden insanların Allahı reddeceğini hiç sanmıyorum! İnsanların sözleri değil icraatleri önemli, dilin kemiği yok.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla