Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27. November 2012, 05:32 PM   #29
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar

İnsanların doğruya yönelmeleri, kabul etmeleri, doğruları yaşamda ortaya çıkarmaları ve genelleştirmeleri kolay olmamaktadır. İnsanoğlunun doğruya ulaşması evre evre olmaktadır. Yapılan tüm yanlışlar tek bir doğruyu ortaya çıkarmak içindir. İnsanlık hatalardan ders çıkararak doğruyu keşfeder. Keşfedilmiş, görülmüş bu değerlerin toplumda kabul edilmesi ile, genelleşmesi ile o zaman diliminde toplumun anlayışı, ortak aklı olarak ortaya çıkar.

Geçmiş zaman dilimlerinde kabul edilen toplumun ulaştığı değerler, bizim zaman dilimimizde doğru kabul edilmeyebilir, noksan görülebilir. Bugün bizim toplum olarak doğru kabul ettiğimiz değerler, gelecek zaman dilimlerinde doğru kabul edilmeyebillir.

Anlayışlar değerler zaman içinde evrim geçirmektedir.

Burada en önemli kavram zamandır. Zaman herşeyi ögütmekte, yıpratmakta, değişime uğratmakta, evrime zorlamaktadır.


Zaman Allahın yarattığı ayetlerdendir ve bizim yaşamımızda büyük bir etkisi vardır. Zamanı kimse geçemez, ele geçiremez.


Rabbin koyduğu yasalar herşeye hakimdir, hiç bir şey rabbin koyduğu yasaların dışına çıkamaz ve inkar edemez. Değişik zaman dilimlerinde yaşayanların anladıkları, bilgileri oluşumları kendi zaman dilimlerine göredir. Her Zaman diliminin doğrusu kendine göredir. Yani doğru bile sabit değildir. Onun için biz kesin doğrudur diyemeyiz, sadece bilgimiz nazarında zamanımızın doğrusuna yaklaşırız. Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Zamanın doğrusunu gören, yaklaşanlar akıl sahipleri, düşünenler, alimlerdir.


Yeryüzünde toplumlar arasında bir mücadele vardır, toplumlar değerlerini, anlayışlarını, kültürlerini, dini algılarını gelecek nesillere aktarmak isterler ve bunada diğer toplumların karışmasını istemezler, diğer baskın toplumların müdahalesi müdahale edilen toplumun yapısını bozar, aktarılacak değerler bir bir kaybolur ve toplumda yozlaşma ve gerileme başlar. Dünya sahnesinden bir çok toplum ve kültür ya içten bozulma yada diğer toplumların etkileriyle zayıflayarak ortadan kalkmıştır.


Toplum olarak ayakta kalabilmemiz sonraki devirlerde var olabilmemiz için heralanda mücadele etmeliyiz. Toplum olarak evre geçiremez yerimizde sayar veya gerilersek seleksiyona uğrayıp yok olan kavimler arasında yerimizi alırız, kuranda bahsedildiği gibi bir zamanlar çok güçlü olan kavimler insanlıktan uzaklaştıkları için helak edilmişlerdir. Bunun için dini, yaratılışı, aklı, insanı, kainatı, her alandaki evrimi, yaratılan ayetleri okuyan alimlere, bilim adamlarına, bilginlere ihtiyacımız vardır.


Bilim insanlığı öldürmez aksine geleceğe güvenle ilerlemenin anahtarıdır. Bilime ve İnsan vasıflarına gereken önemi vermeliyiz.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla