Tekil Mesaj gösterimi
Alt 8. December 2012, 12:36 AM   #2
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamlar;

İncilde yeralan tohum benzetmesi kıssası hem anlatılmış hemde güzel anlaşılır bir şekilde açıklanmış, kıssalardaki ibreti ve bilgiyi almak gerekir.

Tohum Benzetmesi

Aorskaya Kardeşim senin sorduğun bu sorunun cevabını daha önce yazdım. Dinin olduğu yerde bir düzen olması gerekir, insanlar iyiyi kötüden ayırsınlar, eşkiyalık olmasın, insanlar kendilerini güvende hissetmeleri için toplumlarda KATI kurallar konulmuştur, bu katı kurallarda kavimden kavime değişir, çünkü hepsinin yaşam şartları, anlayışı, hayata bakışı farklıdır. Senin dediğin tarda bir cezanın hepsinde aynı uygulanması, şeklinin aynı olması diye bir şey olmaz, bu evrenselliğe tersdir. Evrenselliği sen biraz daha araştır.

Saygılar….
Konu açılıyor, tevrat olmazsa kuran eksiktir anlamında; tevrat ve kuran birbirini tamamlar deniliyor!

Sonra biri çıkıyor, hayır buna incilde dahildir diyor? Nasıl yani diye sorulmasını beklemeden devam ediyor!

"tevrat, incil ve kuran; hepsi bir arada islam" diyor!

Birisi bunları okuyunca şaşırıyor ve nasıl yani diye soruveriyor! Sonra vay senmisin soran, tevratın ve incilin değişmezliğinden dem vurularak, süleyman ateş kesin otorite imiş gibi onunla vurucu darbe indirilmeye çalışılıyor.

Ama, karşı taraf;

1- yahu 4 tane birbirinden farklı incil nasıl kuranla birlikte ele alınabilir?

2- üstelik inciller teslis denilen 3 tane rabden bahsediyor, İsa'yı Allah'ın oğlu kabul ediyor!

3- "...O doğmamıştır, doğurmamıştır, hiç bir şey onun dengi değildir" şeklinde söylemde bulunan rabbimizin sözlerinden olan kurana bunlar nasıl uygun olabilir?

4- İnsanların birbiriyle zina etmesi halinde onların ölümünü isteyen, bununlada kalmayıp, hayvana tecavüz eden biri için hayvanında ölümünü isteyen bir hükmü barındıran tevrat denen şirke bulaşmış insan yazmasını, bahçelerde yarattığı insanların içinde dolaşan tanrı tasviri yapmış şirk kaynağını kurana uygun diye nasıl kabul edebilirsiniz?

5- Zina bir suç kabul edilen kuranın yanında, gidin bir daha yapmayın diyen fakat bir daha, bir daha zina yapana yine aynı şeyi söyleyen bir incil nasıl insan bozması olmaz, nasıl kurana uygundur, bunu anlatın?

6- Bir şeyin evrensel olabilmesi için her yer, her zaman ve herkese aynı olması gerekir denmesine karşın, hayır sen evrenselliği iyi anla diyen birine; buyurun o halde siz zinayı evrensel olarak açıklayabilirseniz sizi dinleyelim, yazabilirmisiniz?



diye sorular soruyor ve konuya katılan değerli katılımcılardan biri şu vurucu cümleyle noktayı koyuyor.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
"Dinin olduğu yerde bir düzen olması gerekir, insanlar iyiyi kötüden ayırsınlar, eşkiyalık olmasın, insanlar kendilerini güvende hissetmeleri için toplumlarda KATI kurallar konulmuştur, bu katı kurallarda kavimden kavime değişir, çünkü hepsinin yaşam şartları, anlayışı, hayata bakışı farklıdır. Senin dediğin tarda bir cezanın hepsinde aynı uygulanması, şeklinin aynı olması diye bir şey olmaz, bu evrenselliğe tersdir. Evrenselliği sen biraz daha araştır. "
Yahu kardeşim, yazındaki çelişkinin bile farkında değilsin. Dinin olduğu yerde düzen olması için katı kurallar konmasını kabul ediyorsun hemen ardından da bu kuralların toplumlara göre değişeceğini kabul ediyorsun!

Aynı suç, toplumlar arasında değişen cezalarla karşılık görürse, düzen nasıl sağlanabilir? Bir toplumda daha fazla ceza alan, diğer toplumdaki hafif cezayı ileri sürerek adil olmadığını ileri sürerse haksızmı olur? Bu şekilde nasıl düzen sağlanabilir?

Bana önerdiğiniz evrensellik kavramını sizler iyi anlayın... Yada kısaca, ne yazrsan yaz, ne sorarsan sor, onlara direkt cevap vermeyeceğiz, çünkü bizler islama tevrat ve incilin hikayelerini sokarak, daha öncekilerin kaldığı yerden israiliyat ve mesihhiyat hikayelerine boğacağız deyin açıkça...

Sorular, itiraz içinmiş! Sen, yanlış bir şey eklemeye çalışırsan, bunu da doğru diye savunmaya çalışırsan, sana soru sorulmamasımı gerekiyor?

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Aorskaya kardeşim sen soru sormakla tehdit ediyorsun, soru sormak itirazdır. Sözde olan her şey itirazdır. Kelimede anlamak bir zandır, zannetmektir, aslı nerdedir? Yaşamda.
Sorulmadan, itirazla karşılaşmadan dediğinizin kabul görmesimi gerekiyor? Alıştığınız bir durum olan soru sormadan yaşamayımı öneriyorsun? Ben engel olmayım kardeşim sizlere... Buyrun siz sorgusuz sualsiz yaşamınıza devam edin.

Ama, soru sorma huyunu, bizzat kurandan edindiğimi söylersem, sizleri ne kadar ilgilendirir bilemiyorum ama, bunada yine cevap vermeyeceğinizi tahmin ediyorum.

"Kendilerine inen kitabın okunması onlara yetmiyormu?" diye soran rabbimizin sorusunu hatırlarmısınız? Bunu yazarak kuranın tek başına yazılı kaynak olarak size yetmesi gerektiğini söylemiştim. Ama yine her zaman yaptığınız gibi işinize gelmeyen yerleri görmezden gelip cevaplama zahmetine girmemeyi hüner sandınız değilmi?

ne dersiniz? "KURAN SİZE YETMİYORMU?

Artık bunları soranlar var ve siz de doğruysanız buyurun her sorunun cevabını verin... En son yukarıda yazdığım soruların cevaplarıyla başlayın...

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (8. December 2012 Saat 12:45 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla