Tekil Mesaj gösterimi
Alt 8. December 2012, 02:08 PM   #3
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
İstediğin her kaynağa bak, incele... Doğru olduğunu düşündüğün ve kurana ters olmayan bütün görüşlerden, kim yada nerden olduğuna bakmaksızın, hatta imansızlarda dahi olsa al, akıl et, faydalan... Bunu neden görmezden geliyorsun?

Bu yeterince anlaşılır değilmidir?
Aorskaya kardeşim, bana her türlü kaynaktan faydalanma imkanı tanıyorsun, teşekkür ederim. Sende bu dediklerine uysan da kendindeki itirazları kaldırsan olmaz mı? Bir kimsedeki itirazı bir başkası kaldıramaz. Bu mücadeleyi kendin vereceksin. Soru sorarak ulaşamazsın.
Alıntı:
Aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Bana önerdiğiniz evrensellik kavramını sizler iyi anlayın... Yada kısaca, ne yazrsan yaz, ne sorarsan sor, onlara direkt cevap vermeyeceğiz, çünkü bizler islama tevrat ve incilin hikayelerini sokarak, daha öncekilerin kaldığı yerden israiliyat ve mesihhiyat hikayelerine boğacağız deyin açıkça...
Yukarıdaki yazdıklarında senin zannındır, güya tedbir mi alıyorsun. Senin kafandaki soruların cevabı bizde değil sendedir, çünkü senin için tek cevap var, onu da biz bilemeyiz, kendin kendine cevabı ver. Bizim burada paylaştıklarımız nihayetinde kelime kalabalığıdır. Her şeyin aslı yaşamdadır, kelimede değil. Sen kelimeleri gerçek mi zannediyorsun, kelamlar habercidir, haber verir, onu da anlayabilirsen, kaynaklığı sadece haberdir.
Sen tutturmuş da her şey Kuranın içinde diyorsun, anladın mı ki? Sen kelamları birebir yaşıyor musun? Kurandan bir haber aldın, geç bir sonraki aşamaya, niye aynı yere takılıp duruyorsun? Kuran seni mücadeleye davet ediyor, ver mücadeleni yaşamda, gerçek bilgi hayatın içinden alacağındır, gerçek kaynak yaşamdır. Gerisi itirazdır, çünkü yaşamda karşılığını görmemişsindir. Aorskaya kardeşim şekilsel düşünüyorsun, onun için itirazlarını kaldıramıyorsun. Biraz soyut düşünce yeteneğini geliştirmen gerekli, sana tekrar söylüyorum bu bakış açınla sorular çözülmez, birikir.
Aorskaya kardeşim, her şey Kuranın içinde, sen Kuranın içinden mi çıktında, her şeye vakıf oldun. Kendini bir sorgula, yanlış metodla konuları açıklamaya çalışıyorsun. Anlayışını geliştirmelisin. Nedenleri, niçinleri, nasılları kendi aklına soracaksın, cevabı bizden değil kendinde bulacaksın. Kendi içinde olgunlaştırdığın fikirleri, bizimle paylaşırsan konuda ilerleriz.
Sana uygun dille açıklıyorum, ama sen aynı şeyleri tekrar soruyorsun.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aorskaya Kardeşim yukarıda yazdığın konuyu önceki yazımda izah ettim. Kuranda her şey bahsediliyor, Kuran bizi yönlendiriyor, çoğu yerde bir konuya atıf var, bu atıfların olması o konunun açıklandığı anlaşıldığı manasına gelmez. Bu konu başlıklarının içeriğini araştıracak, öğrenecek olan bizleriz. Bize düşünmüyor musunuz, akletmiyor musunuz diye bir görevi Kuran yüklemişken, sen ne diyorsun: sadece kuranda bulunan kelimeleri tekrar edelim, dışına çıkmayalım, böyle ilim mi olur? Yazıklarınla ilmetmeyi öğrenmeyi sınırlamaya çalışıyorsun! Sen kendi beynini sınırlayabilirsin, başkalarına Müslüman böyle yapar diye sınırlamalar koymaya çalışıp durma! Kendine göre bir iman tarifi, yaşantı tarifi oluşturarak sınırlamalar getirip, alan daraltarak, kuranın emrettiği öğrenmenin ve araştırmanın önünü kesmeye yönelik yazılar yazıyorsun. Hem kaynağımız Kurandır diyorsun, hemde Kuranın yönlendirdiğini yok öyle değil, Tevrat ve İncil şaibelidir gibi Kurana dayanmayan iddialar öne sürüyorsun . Daha önceki yazıda nasıl açıklama yapmışım; her şey indirilen ve yaratılan ayetler içindedir. Dini anlamak için olaya geniş açıdan bakmak gerekir, zaten Kuranda ona yönlendiriyor.
Açıklamışım yeterince, ne diyoruz: Kuran bir rehber, ögüt, ibret, iyiyi kötüden ayıran kitapdır, müjdedir, nurdur. O zaman içindeki nurdan, öğütten, ibretten alacağımızı alalım bizi rehber nerelere yönlendiriyorsa araştıralım, bakalım! Tevratta, İncilde nur mu var diyor, ortaya çıkaralım!

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Sen açıklamalarınla ne demek istiyorsun, Kuranda her şey var, bitti!, eee yaşamda neden bir ilerleme yok, Kuranın gönderdiği adresleri senin metodunla reddedersek, toplumdaki genel anlayış da senin gibi düşünüyor, gördüğün gibi hiçbir alanda bir gelişme yok. Dinin istediği İNSAN meziyetleri ortaya çıkmıyor.
Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Ayrıca evrensel anlayışını da yanlış yorumluyorsun ve yanlış şekilde açıklıyorsun, biraz daha geliştirerek, düşünerek sunarsan daha faydalı olur.

Evrensel olan değerlerdir. Senin dediğin gibi cezanın şekli evrensel değildir. Sen herşeyi şekilsel düşünüyorsun, bu değerler soyut kavramlardır. Seninle onun için mutabık olamıyoruz, biraz soyut düşünce yeteneğini geliştirmelisin. Senin ortaya koyduğun konulara yaklaşım tarzın ve metodunla hiçbir problem çözülmez, sadece problem artar.

Aorskaya kardeşim hiçbirşey körü körüne kabul edilmez, buna Kuranda dahildir, sadece kabul ettiğimizi zannederiz. Bir şeyi ne kadar anlıyor, değerini görüyorsan, yaşamında yer veriyorsan ozaman kabul etmişsindir, kuru kuruya kabul ettim demenin hiç bir önemi yoktur, dilin kemiği yoktur, yaşama girmemiş bir değer hükümsüzdür.

Kuran bize yeterde, içindeki ögütleri anlamadıktan sonra, tekrardan başka sonuç çıkmaz, dilde kalır. Dilde söyleneninde Dinde bir değeri yoktur, dinde asılolan yaşamdır. Ezber bizi bir yere götürmez, ezberle doğruya ulaşamayız, mücadele etmeliyiz, buda senin metodunla, ortaya koyduğun geçmiş atalar öğretisinin tekrarıyla olmaz. Olmadığını yaşama bakabilirsen, görürsün.

Aklı kullanabilenler, aklı ortaya çıkarabilenler öğüdü alır, diğerleri tekrarlar. Bir akıl seviyesine çıkamayınca, yanlış değerlendirme ve yanlış sonuçlara ulaşma durumu ortaya çıkar. Onun için işin doğrusuna alim olanlar yaklaşır.

Öncelikle kuran kavramları anlaşılmalı, yeterince bilgiye sahip olunca ve düşünce ve akletme yollarında bir problem yoksa, ön yargı yoksa incil ve tevrat okunarak içindeki ilahi değerler anlaşılır. Allahın hiç bir kelamı kaybolmaz, kağıt üzerinde olmasada bu değerler yaşamda yerini alır, oradan da okunarak bu bilgilere ulaşılır. Ama körlük ve sağırlık varsa kelimenin yaşamdaki karşılığı mücadeler ederek ortaya çıkarılamıyorsa yapılan dilde tekrardan öteye geçmez. isbat edildiği zannedilenlerde sözde kalandır, bu sözde isbatların yaşamda yeri yoktur, yakılırlar.

Allah herşeyin isbatını bize yaşamda gösterir, kelimede değil, kelimede olanlar sadece haber verir, habercidir, onuda anlarsak bir değeri olur. Yoksa tekrardır. bu kavramları anlamadan bir yol katedemeyiz.
Alıntı:
Aorskaya Nickli Üyeden Alıntı
Sorular, itiraz içinmiş! Sen, yanlış bir şey eklemeye çalışırsan, bunu da doğru diye savunmaya çalışırsan, sana soru sorulmamasımı gerekiyor?
Sorulmadan, itirazla karşılaşmadan dediğinizin kabul görmesimi gerekiyor? Alıştığınız bir durum olan soru sormadan yaşamayımı öneriyorsun? Ben engel olmayım kardeşim sizlere... Buyrun siz sorgusuz sualsiz yaşamınıza devam edin.

Ama, soru sorma huyunu, bizzat kurandan edindiğimi söylersem, sizleri ne kadar ilgilendirir bilemiyorum ama, bunada yine cevap vermeyeceğinizi tahmin ediyorum.
Aorskaya kardeşim itiraz kavramının anlamını yukarıda değinmiştin, önceki yazımıda tekrar oku tamamını değerlendir, yanlış yorumluyorsun. Sorduğun soruları tekrarlıyorsun ve aktardıklarından faydalanacağımız bir bilgiyi bize sunmuyorsun, farkında değilsin.
Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Gerçeğe kelimede ulaşılmaz, gerçeğe yaşamın içinden mücadele edilerek ulaşılır. Kelimede ulaşmayı ummak itiraz etmektir, çalışmadan çabalamadan kelimelerden arayıp bulmaya uğraşma sonucu itiraz çıkar. Yaşamda karşılığı olmayan, yaşama çıkmayan her şey itirazdır. İman etmek itirazın kaldırılmasıdır, sözde iman olmaz, çünkü söz yaşamda karşılığını görmek ister.
Aorskaya kardeşim sen soru sormakla tehdit ediyorsun, soru sormak itirazdır. Sözde olan her şey itirazdır. Kelimede anlamak bir zandır, zannetmektir, aslı nerdedir? Yaşamda.

Biz toplum olarak gerçeği, mücadele etmeden sözde, ezbere kalıplar ve şekilde anladığımız için gelişigüzel bir yapılaşma ortaya çıkmıştır, bizim ortaya çıkardığımızın adı İslam(huzur, barış) değildir, tembelliktir.
Kendi toprağımızı yani beynimizi iyi işlemeliyiz ki sözler (tohum) filizlensin kök salsın, ürün alabilelim. Kendi bahçemize bakmazsak bizden ne köy olur nede kasaba.

İsa Resulun anlattığı kıssadaki gibi indirilen ayetler birer tohumdur. İyi düşünmek gerekir, benzetme ne güzel açıklanmış. Maddesel, şeklen düşünmeye çalışanların niye anlamadığı da açıklanmış:
Ayrıca incilde alıntıladığım tohum benzetmesi kıssasını ve açıklamasını tekrar oku, nede olsa kendi anlattığı kıssayı açıklayan İsa Resul. Senin benzetmelerle problemin var, tohum neye benzetilmiş tekrar düşünde, Kuranı somut, şekilsel anlamanın yetersiz olduğunu gör. Sen esas görülecek kısımların hiç birini dikkate almıyorsun da, nerde kaos çıkartılır hep onun peşindesin, nedir bu iş?
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla