Alıntı:
FEDAKARADAM Nickli Üyeden Alıntı
Selamün aleyküm kardeşim.
Eskisi gibi bu siteye sık sık uğramayacağım.Çünkü bizim görüşlerimizi ince elekten geçirip doğruluğunu anlayan olmadığı içindir.Arasıra da olsa artık bu sitede yazmaya yine de devam edeceğim.Çünkü öyle mesajlarınız var ki ateizme yol gösterip ateistlere çanak tutuyorsunuz.Oysa sizin görüşleriniz hep İslam dışı olup müslümanların hemhalinden anlamıyorsunuz.hal böyle olunca fikirleriniz müslümanların kafasında soru işareti oluşturuyor.Size göre namaz basit bir meseleymiş gibi algılanıp müslümanların namazlarını terketmesine sebep oluyorsunuz.Bu nedenle, yarın o ruz-i mahşerde bunun hesabını ve vebalini çekeceksiniz.Aklı başında ve şuurlu müslümanlar sizin fikirlerinizi kabul etmez.Ederlerse kendilerine yazık etmiş olup mezhepsizliği kabullenip farkında olmadan ve düşünmeden dinsizliğe doğu adım adım yaklaştığını seziyoruz ve bunu da çok iyi biliyoruz.Bu tehlikeli badireleri çok iyi bildiğimiz için mezhepsizliğin önünü kesmeye çalışıyoruz.Siz ise buna karşılık olarak mezhepsizlikte ısrar edip kafaları karıştırmaya devam ediyorsunuz.Sizin gibi müslümanların sayesinde yakın gelecekte yeni nesil beynamaz olacağından bundan hiçbir şüphemiz yoktur.Allah,şuursuz müslümanları uyandırsın ve önünü açsın istiyoruz.
Sadece namaz kılmak müslümanlığın tamamını icra ettiği anlamına gelmez.Müslümanların birbirinden kopuk oluşunun nedeni, saygı ve sevginin olmayışından,birlik ve beraber olmayı bilmememkten ve nasıl güzel ahlak sahibi olmanın yolunu bilmediğnden kaynaklanmaktadırBütün bu olumsuzluklar kısaca bu saydıklarımıdan olmaktadır..İşin sırrı şu ayette gizlidir buyurun hep beraber okuyalım ne dersiniz?...
Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz, maruf ile emredersiniz, münkerden nehy eylersiniz ve Allah Teâlâ’ya imân ediyorsunuz. Eğer ehl-i kitap da imân etselerdi elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan mü’min olanlar vardır, en çoğu ise fâsık kimselerdir.(ALİ İMRAN SURESİ-11O)
Evet, bu ayeti kerimenin ışığı altında size sormak lazım.Bu hayırlı ümmet kim?Bu ümmet nasıl kimselerdir?.Bunlar sadece Arap, Türk, veya Çeçen midir yoksa başka ırklardan mı?.Bu zamanda hayırlı ümmet kalmış mıdır yoksa gelecekte var olacak kimseler midir?Veya ayeti kerimede bahsedilen kimseler sahabeler midir?Veya sizin gibi düşünenler midir?Dikkat edecek olursanız ehli kitabın iman etmesinden bahsediyor nedir bu iman etmek meselesi; yoksa onlar kafir midir ki onlardan bahsediliyor?Ehli kitap olanlar(yahudi ve hıristiyanlar yani kitap gönderilmiş kafirler)neye iman edecekler ki onlar için hayırlı olacak.
Bu ayetten anlaşılan odur ki iman meselesi basit bir mesele değildir.Öyle; peygamberin sözleri uydurmadır deyip de hadis düşmanlığı yapmanın sizin için bir hayrı olmaz siz kendinizi kandırmaya devam edin ve Allah'ın resulüne şartsız ve tam teslimiyetle ona tabi olun yoksa işiniz yaştır.
Salat kelimesinin sadece namaz anlamına gelmediğini ben de biliyorum ama ayetin maksadı, neyi işaret ettiği kesin belli olduğu halde bazı namaza işaret eden ayetleri cımbızlayıp içinden çekerek başka mecralara süremezsiniz.Bunun hesabını Allah sizden kesinlikle soracaktır.Kuru bir dua edip de ben salat ettim yücelttim demekle işin içinden çıkamazsınız.Bakara Suresinin 45.inci ayeti kesinlikle namaza işaret ediyor sakın onu cımbızlamayın yoksa ben acizane olarak şuracıkta ne yapmak istediğinizi anlarım.Bu müslümanların başına ne geldiyse hep cehalet ve gafletten gelmektedir.Eğer bu müslümanlar azıcık uyanırlarsa sizi dinleyen olmayacaktır bunu da aklınızdan sakın çıkarmayın.Allahımızdan, şuursuz ve cahil müslümanları hidayet eylesin onları kalp gözlerini açsın istiyoruz...Müslümanların etrafına fitne ve basiretsizlik ağları örenleri Allah'a şikayet ediyoruz....
Bu sitede dikkat ettim de hadis bölümü hiç yok, neden?
Eğer bütün hadisler uydurma ve yalandır diyorsanız o zaman yüce peygamberimizi bu millete nasıl anlatacağız, adama sormazlar mı "yahu kardeşim bu peygamber hiç mi bir söz söylemedi ne yaptı davasını nasıl anlattı" diye sizlere sormayacaklar mı?
Şayet hadisler uydurma diyorsanız,bir hadis bölümü açalım orada uyduruk olan veya olmayan hadisleri tartışalım ki burada sizlerle hem fikir olalım ve bu teklifimi kabul ederseniz sahih hadisleri de ele alalım ve onları kendi aramızda mukayese edelim ki işin meselesi hal olunsun ve çözülsün.Yok eğer, "bizim hadislerle işimiz olmaz, sadece Kur'an'la yetineceğiz" diyorsanız, size söyleyeceğim hiçbir şey kalmamış demektir.Buyrun, admin kardeşlerimiz bu konuya el atsınlar biz de kendilerine şimdiden teşekkür edelim.
Şimdilik Allah'aısmarladık.Allah encamımızı hayırlı eylesin
Selamün aleyküm...
|
Ben ne bicim türküm, inanin Fazil Kisakürek adini Fedakaradamin yazilirinda okuya okuya merak ettim ve nihayet arastirdim kimin nesi oldugunu. Gercekten de cok sasirdim neden Fedakaradamin bu adama bu kadar deger verdigini. Dedigim gibi benim bir bilgim yoktu Kisakürek hakkinda. Yazi alintidir.
Adamin küregi uzun olsa herhalde sahillerde bulurdu kurtulusu okyanuslarda yok olmazdi.
Buyrun:
NECİP FAZIL KISAKÜREK HAKKINDA GERÇEKLER !!!
von Referandumda '' HAYIR'' Diyoruz, Montag, 5. September 2011 um 12:40 ·
O kadar bereketli vatan toprağımız var ki kahramanlar yetiştirdiği gibi ayrık otları da yetiştiriyor.V e bu ayrık otları zamanla nufus sahibi olup bu memleketin gerçek kahramanlarını sahte kahraman muamelesi yaparak hainliklerini su yüzüne çıkartıyorlar.Bizim okumayan,araştırmayan,sorgulamayan halkımızda bu ayrık otları ile ilgili ortaya atılan yalan metiyelere inanarak başlarının üzerinde bir kahramanmış gibi taşıyorlar.
Bir saidi nursi çıkardılar ortaya. adamın İngiliz ajanlığı yapıp İngilizlere destek vermek için doğuda kürt teali cemiyetini kurduğu ve Ulu öndere karşı ayaklanma çıkardığı belgeli iken hala hainlik yapmış adamı kahramanmış gibi gösterenler var. tabi bu adamın kahraman olmadığını katıksız bir vatan haini olduğunu belgelerle ispat eden bizlerde varız.
Dedik ya bu savaş karanlıkla aydınlığın savaşıdır diye. yani biat edenle sorgulayanın özgür düşüncenin savaşıdır.
Bu ülkeyi karanlık çağdan alıp aydınlık çağa taşıyan cumhuriyetimizin kurucusu büyük devrimci Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmak moda oldu bu ülkede. Atatürk'e saldırmayı marifet sanan bu tarih yoksunu ard niyetlerin ağızlarında öve öve bitiremediği Necip Fazıl Kısakürek var.
Cumhurbaşkanının, başbakanın, Bülent Arınç’ın “üsdadımız” diye tabir ettiği Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?
Türk ve İslamcı şair ve yazar
Necip Fazıl, 21 yaşında yayımladığı Örümcek Ağı adlı şiir kitabının ardından, 24 yaşındayken yayımladığı Kaldırımlar adlı şiir kitabıyla tanınmıştır.[2] 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve meşhur Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşamış ve bu değişimi kendisi "...içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum." şeklinde tanımlar.
Bu tarihten sonra Türkiye'nin bir çok şehrinde konferanslar düzenlemiş, düzenlemiş olduğu konferanslarda ki sözlerinden dolayı hakkında dâvâlar açılmış ve bu dâvâlar neticesinde öncülük ettiği Büyük Doğu Hareketi'ne dair yayın yapan Büyük Doğu Dergisi yayın hayatı boyunca 16 kez kapatılmış, Necip Fazıl'ın eserleri toplanmış ve basımı yasaklanmıştır.[
Necip Fazıl şair ve yazarlığın yanı sıra bir süre sonra siyasette de etkin olmaya başlıyor. Dönemin başbakanı Menderes’in yanına giderek örtülü ödenekten kendisine para verilmesini istiyordu.Gerekçe olarak da Menderes ile tam bir anlaşma içine girdiğini şu sözleri ile belgeliyordu.”boyacılık yapacak halim yok ya.bu halim düşmanlara övünç size de utanç kaynağıdır”diyerek yaptığı duygu sömürüsü ile halkın milletin kaynaklarını haksız bir kazançla ele geçirmiştir.
Menderes örtülü ödenekten Necip Fazıl’a para verirken yazdığı yazıların arasına kendisini eleştiren cümleler sıkıştırmasını istiyordu.Bu ikili arasında kapalı kapılar ardında bir anlaşma olduğunu kimsenin bilmemesi için.
Necip Fazıl örtülü ödenekten aldığı para 6 seferde toplam 100 bin TL’yi buluyordu.Sadece kendisi mi? Tabi ki hayır eşi Neslihan Hanımda 5 bin TL ile örtülüden kısmetini alıyordu.Karnı doymaya başlayan Necip Fazıl ağzından dini allahı kitabı eksik etmiyor dini toplantılarda örnek bir Müslüman görüntüsü çiziyordu.Kul hakkını tasvip etmediğini her defasında söylüyor ancak kendisi örtülü ödenekten tüyü bitmemiş yetimin hakkını alırken kul hakkını hiç akıl etmiyordu.İstanbul Erenköy’deki evinin döşenmesini de yine örtülü ödenekten aldığı paralar ile yaptırıyordu.
Hatırlayacak olursak Bülent Arınç’ın annesi için verilen yemeğin bedelini Manisa emniyet müdürlüğü ödemişti.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül devlet bakanlığı yaptığı dönemde devletin paralarını şahsi harcamalarında kullandığı için mahkum olmuştu.bu durum Necip Fazıl’a üstad diyerek izinde gidiyoruz diyenlerin izinde gittiklerini belegeler neitelikte değil mi?
Necip Fazıl Kısakürek’i tanıyan bilen herkesin ortak görüşü Necip Fazıl’ın Atatürk düşmanı olmasıdır.Hala belirli yerlerde Necip Fazılın Atatürk düşmanı olmadığını vurgulayanlar var.Kendilerini kandırırlar.İşte Necip Fazıl’ın hayatı boyunca yargılanmasına sebep olan olayların listesini aşağıda veriyorum.
NECİP FAZIL'IN TUTUKLANMA NEDENLERİNDEN BİRKAÇI:
- Türklüğe Hakaret: 9.6.1947 – 5.8.1947 (1 ay, 27 gün)
- Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947
- Türklüğe Hakaret: 21.4.1950 – 15.7.1950 (3 ay, 25 gün)
- Tevkif Müzekkeresi, C. Savcı No: 950 / 5191
- Atatürk'e Hakaret: 15.10.1960
– 18.12.1961 (1 yıl, 65 gün)- 1960 / 3349 numaralı mahkûmlar için müddetnâme''Destân'' adlı şiirinde Cumhuriyet inkılâplarına ve Atatürk'e dolaylı yoldan hakaret vardır.
Atatürk düşmanlığını belgeleyen sözleri ise aynen şöyledir; "Ah küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp!
Görüyorsunuz inanılmaz bir yenilik,çağdaşlık ve Atatürk düşmanlığı.Ve bu gün bu adamı üstadımız diyen kişiler ise memleketimizi yönetmektedir.
Peki Necip Fazıl temelden beri bir Atürk düşmanlığı mı yapıyordu? Tabiki hayır ilk zamanlarda Atatürk döneminde tam bağımsızlık yaşandığı dönemlerde Atatürk’ten çok Atatürkçülük yapıyordu. Ne zaman menderes hükümeti ile abd kabusu ülkenin üzerine çöktü Necip işte ozaman abd yanlısı oldu. Atatürk döneminde yaşanan Menemen olayına istinaden irticayı “zift ruhlu,zehir”olarak belirtmiş Menemen olayını ise şu sözleri ile lanetliyordu.”Vatanımızın kalbimize en yakın bir köşesinde daha dün düşman bayrağından temizlediğimiz bir meydanı (menemen) bugün “inna fetehnaleke” yazılı zift ruhlu bir irtica aleminden temizliyoruz. irtica, yatağımızın başucundaki bir bardak suya karıştırılan zehirdir”
Hatta 1943 yılında Büyük doğu dergisi’nin kasım sasyısında Atatürk’ün ölmediğini birgün mutlaka geri döneceğini söylüyordu. Ancak menderes hükümeti ile birlikte bu sözlerini unutuyor örtülü ödenekten aldığı sıcak paraya zihniyetini satıyor bir anda Atatürk düşmanı olarak amerikancı bir zihniyete bürünüyordu.
Cumhurbaşkanının, başbakanın Bülent Arınç’ın Kemal Unakıtan’ın üstad diye nitelendirdiği Necip Fazıl hızını alamıyor ABD’nin İran’a olan işgal heveslerini haklı bulmakla kalmıyor teşvik ediyordu. Belirli zamanlarda katıldığı toplantılarda da yine dini bilgiler veriyor, dinden imandan bahsetmeye devam ediyordu. ABD’nin irana saldırması konusunda tepkili olan Erbakan Necip Fazıl’dan şu sözlerle nasibini alıyordu:”Bana isnat ettikleri kusur olarak Amerikalıları İran cenubunu işgal etmeye teşvik ettiğimi öne süren bu beton kafalı köpekler bilsin ki ABD nin Moskova’nın orayı işgal etmesini önlemek için geçici olarak işgal etmesini istiyorum. Moskova tehliskesi geçince ABD’ye bölgeden çekil demek kolay.” Görüyormusunuz Necip Fazıl kendini ABD ci olmakla kalmıyor sanki ABD ye direktif verecek pozisyonda kendini görüyordu.
Necip Fazıl’ın ABD’ye olan düşkünlüğünü belgeleyen bir sözünü daha belirtmek istiyorum diyor ki Necip Fazıl; ”Amerikan politikasını korumakla mükellefiz,amerikan siyasetini tutmak biricik yol”
Necip Fazıl bir yandan ABD fanatiği olurken bir yandan din dersleri vaazları veriyor bir yandan da at yarışına merakından dolayı borç üstüne borca giriyor bu borçları ödemek için iş bankası adına “Ata Senfoni” kitabını yazıyordu. Birgün Kumar oynarken basılıyor Basıldığında “ben orda araştırma yapıyordum” diyerek basılma olayından sorumlu tuttuğu Ahmet Emin Yalman’ı “Deyyuslukla” suçluyordu.
Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim İsyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez.
1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin Kürt'ün öldürdüğünü iddia eder.
Necip Fazıl, 1946'da İstanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.
Abdullah Öcalan denen insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir…
"20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum. Necip Fazıl Kısakürek'in konferanslarına gider,bayağı da etkilenirdim..."
" (Apo ve PKK adlı kitaptan)
Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı olan, Amerikalılara ''bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen'' Kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.
Necip Fazıl aynı zamanda yazmış olduğu “KADIN BACAKLARI” şiirle kendisinden sonra gelecek nesile (Hüseyin üzmez, Müslüm gündüz) ilham kaynağı oluyordu. işte o şiir;
Her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
Ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.
Bir kadının içinden ağlayışı,gülüşü,
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
Kadınlar! Onlar varken konuşmayınız sakın.
İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe,
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye,
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum.
Boynuma doladığın güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm,ona sürseler, İsa'nın eli diye,bir kadın bacağını.
Kendisinden sonra görevi devralan nesil ise üstadlarının ! izinden gitmeye devam etmektedirler.
Herhalde Fedakaradam bu siteyi Fazil Kürek'in izninden gitmek icin terketti