Uzman Üye
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 436
Tesekkür: 67
264 Mesajina 549 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
|
Sanırım verdiğim örnek tam anlaşılmamış. Çünkü arkadaşımız hala zinanın hükmü varda, ırza geçmenin yok diye sormaya devam ediyor.
Kur'an dan bir başka örnek verelim. Allah hırsızlık yapanın elini kesin diyor. Sakın bu el kesmeyi bizzat elin kesmesi olarak algılamayalım. Yani hırsızlık yapamayacak koşulları sağlayın. Peki, bu ne demek? Nasıl yapacağız bunu? İşte detay verilmeyen ama topluma, zaman, geleneğe bırakılan bir ceza.
Elbette ceza verirken, takip etmemiz ve uymamız gereken bir kuralda koyuyor Allah. Yaptığı suçun misliyle ceza verin. Yani aşırıya gitmeden. Demek ki her şeyi söylemesine açıklamasına gerek yok. Açıklamıyorsa bunun mutlaka bir nedeni vardır.Bunu araştırmalıyız. Her konuda örnekler verdim dediği, bizlerin toplum olarak zorunlu kurallarından bahsediyor. Hatta bizlere gereken ihtiyaçlar hakkında da detay veriyor.
Hatırlayınız lütfen, bir bebeğin 24 ay süt emmesi gerektiği önerisinde bulunuyor. Bunu niye söylüyor diye kendimize soralım. Bunu söylüyor da neden tecavüz eden bir insanın cezasından bahsetmiyor? Neden fuhuş yapan bir kişiye verilecek cezadan bahsediyor da, tecavüzcünün cezası Kur’an da yok. Neden mirasın nasıl bölüneceğinden bahsediyor, kimlerle evlenmemizin yasağını koyuyor da, tecavüzcünün cezası konusunda detay yok.
Dikkat ederseniz bahsedilen ve hükmü verilen, ya bizlerin kişisel bilmediğimiz konularda bilgi veriyor, ya da bir toplum olarak yaşantımızın, gerekli olanlarından bahsediyor.
Şöyle diyebiliriz, tecavüz toplumu ilgilendirmiyor mu? Elbette ilgilendiriyor, tıpkı hırsızlığın ilgilendirdiği gibi. Ama tüm bu toplum suçları devre, döneme, geleneğe göre çok farklılıklar, değişkenlikler gösterir. Allah bizlere akıl verdiyse ve bu akılla da sizleri imtihan ediyorum diyorsa, sanırım bazı şeylerin bizlere bırakıldığını da unutmamalıyız.
Müslüman ülkelerden örnekler vermişsiniz. Kur’an eğer terk edilmişse, Müslüman ülkelerin kanunlarının Allah ın şeriatı olmayacağı açıktır. Örneğin bugün bizleri yönetenler, fuhuş yapmanın suç olmadığına dair kanunu çıkardılar. Hem de dini ön plana çıkartıp toplumu etkiledikleri halde.
Bu örneği vermemdeki neden, Allah ın açıkça verdiği bir hükme bile aldırmayanlar, acaba detay vermediği, bizleri kesin bir sınırla bağlamadığı bir suç hakkında, neden Kur’an dan bir hüküm beklemeliyiz diye, düşünmelidir diyorum.
Dikkat ederseniz Allah, hayvanlar ile aramızdaki ilişki konusunda detaylı bir hüküm vermemiştir. Avlanma konusunda bir sınırlama koymuş, ama geniş bir kural bilinçli bir şekilde verilmemiştir. Tüm bunların elbette nedeni vardır.
Düşünen, aklını kullanmasını bilen bizlerin, hayvanlardan diğer canlılardan farkımız, yaşarken göstereceğimiz davranışlarla, yaptıklarımızın hesabının verileceği bilinci, bizlerin davranışlarını etkilemektedir. İmtihanımızın da özü buradan kaynaklanmaktadır. İmtihandaki amaç verilen veriler ışığında, diğer sorunlarınızın üstesinden gelebilme becerisidir. Allah ta bizleri kişi ve toplum olarak bu yöntemle imtihan etmektedir.
Örneğin Allah, sizleri yöneten kişileri ehil insanlardan seçin der. Ama ehil sözcüğünden neleri kast ettiğinin detayını vermez. Vermesi de gerekmez zaten. Çünkü bu ehil kişiyi, her toplum farklı tarif edebilir. Değişmeyen, toplumun çıkarı için uğraş veren, adaletli, doğru ve dürüst insan olmasıdır.
Şunu sormak istiyorum. Allah bizleri yönetenleri, bizlerin seçmesi önerisinde bulunur. Peki, yüzlerce yıldır bu seçimle mi olurdu? Seçilmeden gelenlere itaat etmeyin diyor mu Kur’an? Hâlbuki siz ehil insanlardan yöneticilerinizi seçin demişti. Dört halife devrinden sonra, bu seçim unutuldu gitti. Bu konuda neden detay yok, deme hakkına sahip miyiz? Ya da sizleri doğru yönetmeyenlere, şu cezayı verin neden demez? Çünkü bazı şeyler, zamanla öyle bir değişime uğrar ki, bunu yalnız Allah bilir, bizler tahmin bile edemeyiz. Onun için detayını bilmediğimiz konularda lütfen fikir yürütmeyelim. Önce ayetleri anlamaya çalışalım.
Kadınların geçmiş yüzyıllardaki, haklarını düşünün lütfen. Birde bugünkü hakları ile karşılaştırınız. Bu konuda da detaylı bilgi yoktur Kur’an da. Geçmiş yüzyılda, kadının yönetici olacağını söyleseniz ne derlerdi?
Bizler ne yazık ki nefsi ve ihtiraslarımızla düşünüyoruz. Yapmamız gereken, Allah ın sınırlarını tanımak ve o sınırları aşmamak olmalıdır. Elbette sınırların öğrettiği öğretiyle de, diğer sorunlarımızı çözmeliyiz. Bunu yaparken elde Kur’an, akıl ve mantıkla çözmeye kalkarsak sorunlarımızı, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur.
Kur’an temel kurallar koyar. Gerekli ise en ince detay verir. Gerekmeyenlerinde detayını bizlere bırakır. Buda imtihanımızdır. Bir Mühendis yetişirken ona temel kural ve kanunlar öğretilir. Mühendis pratiğe geçtiğinde kendi çabaları, düşünceleri ve fikirleriyle şaheserler yaratır. Bakın Allah bizleri ne için yarattığını söylüyor.
("O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üstündür, bağışlayandır" (Mülk,2)
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
|