Saygın Dostlar.
Şu domuz ve etini epeyi kurcaladık, üzerine çok şey söyledik, çok şey anlattık, ama hepsi eskilerdendi; yeni bir şey-düşünce ürünü bir şey yoktu. Bazan birbirimizi de kırdık.
Şimdi ben bambaşka bir düşüncemi getireyim bakalım ne tepki alacağız. Ama lütfen biraz düşünelim.
Sayın Dost1'e sormuştum da cevaben mevzubahs olanın ''domuz eti'' değil de ''domuzun eti'' olduğunu çünkü Arapça'sının belirli isim tamlaması olduğunu belirtmişti. Biz de bu domuzun herhangi bir domuz değil de bilinen, tanınan, belli bir domuz olduğunu ve hangi domuz bu diye sormuş idik; çünkü ''domuzUN'' denilerek domuz belirleniyordu.
Bu görüşümüze kerşı gelen bir eleştiri ve eleştiriye verdiğimiz cevap dolayısı ile bu konuda yazmaya bir müddet ara verdikten sonra ''domuzUN eti'' hakkındaki düşüncelerim şöyledir:
Biliyoruz ki domuz denilen hayvan her türlü pislik içinde yaşayan ve her trürlü pisliği yiyen ve durmadan semiren bir hayvandır. Bu haliyle bu hayvan bana başkalarının hakların el koyup çalan, helâl-haram, pis-temiz para demeden ''Bakara-219/2, Muminun-4-5, ve Nahl-71'' belirlemesine aykırı olarak ''cukkasına'' atıp semiren kapitalisti hatırlatıyor. İhtiyaç fazlası paranın, ki pistir, zimmette tutulması insanı kirletir. Bu ''cukkaya'' atılan, semirip kodamanlaşmayı sağlayan da domuzdaki et ne ise, ''komprador''daki para, mülk, aynı şeydir. Domuz ne ise kapitalist, ''komprador'' da aynı şeydir.
İşte bana göre domuzun etini yemek, bu para babalarını, bana aş-iş veriyor deyip onu ilahlaştırmak, put yapmak, fatiha suresine aykırı gitmektir.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (23. November 2021 Saat 03:18 PM ) değiştirilmiştir.
|