
200. Ey iman etmiş kimseler! Felâh bulmanız [kurtulmanız, başarı kazanmanız] için sabredin ve sabırlaşın, birbirinize bağlanın ve Allah'a takvâlı davranın.Hakkı Yılmaz
Bu ayetin açılımı yeni bir anlam kazandırdı sabır kavramı Hakkı Yılmaz'ın verdiği anlam bana diğer meallerin bu ayet de yanlış anlam yüklendiğini farkettirdi yada yanlış anlıyoruz ayetin kendinde
düşmanlarınız ibaresi vermemiş Hakkı yılmaz'ın verdiği anlam kurana uygun ..sabır kararlı olmak, dönmemek ve rabitu kelimesi de bağlı, kenetli olmak, sağlam durmak... ey iman edenler diye hitapla başladığına göre imanınızda kararlı ve sağlam durun anlamını görürüz... sabiru ve rabitu kelimeleri geçiyor ayette..
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اصْبِرُوا وَصَابِرُوا وَرَابِطُوا وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
.Düşmanlarınız nerde yok
Hakkı yılmaz arkasından bu ayeti vermiş dolayısıyla İnsanın gücü ve iradesiyle üstesinden gelebileceği kötülüklere katlanması eli kolu bağlı tembellik gevşeklik göstermesi anlamında bir sabır değil, acizliktir, tembelliktir, korkaklıktır. sıkıntı anında gevşememek, zaafa uğramamak ve boyun eğmemek.Aşağıdaki ayetlerin bağlamında nasıl bir kavram yükleyeceğimizi Allah bize açıklıyor
(Âl-i İmrân: 146) Nice Peygamberler de vardı ki, kendileriyle beraber birçok Allah erleri savaştılar; Allah yolunda kendilerine isabet eden şeylerden gevşemediler, zaafa düşmediler ve boyun eğmediler. Ve Allah, sabredenleri sever.
Asr: 1–3) Asra andolsun ki, iman eden, sâlihât işleyen, hakkı tavsiyeleşen ve sabrı tavsiyeleşenlerin haricindeki tüm insanlar kesinlikle tam bir hüsran/ kayıp-zarar içindedir. (Âl-i İmrân: 103) Ve hep birlikte Allah'ın ipine sıkıca sarılın/Allah'ın ipi ile korunun, ayrılmayın ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O [Allah], kalpleriniz arasında ülfet oluşturdu. Sonra da siz O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan sizi O kurtarmıştı. İşte, Allah, doğru yolu bulasınız diye Âyetlerini sizin için böyle ortaya koyar.
(Saff: 4) Şüphesiz Allah, Kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf saf hâlinde savaşan kimseleri sever.