Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
Sayın Mustafabey.
Tahlil ve tefekkürünüzle vardığınız ''YAŞAM" sonucunu da ben sübjektif yani kişinin kendisinin kendisince, veya tabi olduğu toplumunca kabul edilen, vaz edilen kurallara göre yaşadığı "hayat"ı değil de; objektif yani yaşanılması, uyulması gereken ve ilahi otorite tarafından vaz edilmiş, konulmuş kurallar dizisinin meydana getirdiği ''ortam", isterseniz "sistem" olarak anladım. Yanılıyor muyum?
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
|
Selam Galip Kardeşim;
Yaşam genel bir ifadedir, herşey yaşamın içindedir. Herşey apaçık olan bir kitapda yani yaşamda zuhur etmektedir. Allahın yaşamda koyduğu kanunlar tüm canlılar için geçerlilidir, hiçbir canlı bu kanunların dışına çıkamaz. Hiçbir insanın elinde de böyle bir güç yoktur.
Bizim kendi hayatımızda bu yaşamın içerisindedir. Toplumların genel anlayışı, değerleri zamanın şartlarına göre değişmekte gelişmektedir. Yaşam sabit değil dinamiktir. Yaşama ayak uyduramayan toplumlar tarih sahnesinden silinmektedir. Yani her toplumda Allahın koymuş olduğu kanunlara tabidir.
Yaşamda bir mücadele vardır. Bizimde bu mücadele etmemiz ve rum suresi 30 ayette belirtildiği gibi ;
Rum 30: “O halde sen yüzünü, dosdoğru olarak dine, Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çoğu bilmiyor.”
Allahın insanlar üzerinde yarattığı fıtrata uygun davranmamız gereklidir. Buna uygun davranamayan, insan vasfına uygun davranamayan, hayvani vasıflar sergileyen toplumlar, yani aklın dışına çıkan, düşünemeyen, idrak edemeyen, Allahın yarattığı ayetleri, kanunları arkasına atan, herşeye istek ve arzularala hayelle ve duyguların esiri olarak bakan ve bunların neticesinde yaşam kitabını okuyamayan toplumların başına ne geldiği HAKKA suresinde açıklanmaktadır.
HAKKA SURESİ;
19. Kitabı sağ tarafından verilen:" Alın, kitabımı okuyun" der.
20." Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum."
21. Artık o, hoşnut kalacağı bir hayat içindedir,
22. Yüce bir cennette,
23. Meyveleri sarkmış halde.
24. Geçmiş günlerde işlediklerinize karşılık, âfiyetle yeyin, için.
25. Kitabı sol tarafından verilene gelince,der ki:" Keşke, bana kitabım verilmeseydi!"
26."Şu hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!"
27. Keşke onunla her iş olup bitseydi!
28. Malım bana hiç fayda sağlamadı;
29. Saltanatım da benden , yok olup gitti.
30. Onu yakalayın da, (ellerini boynuna) bağlayın;
31. Sonra alevli ateşe atın onu!
32. Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!
33. Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,
Selamlar…