Fidyeye devam.
Yukarıda yaptığımız izahlardan anlaşılmalıdır ki; fidye kurtulmalık, ceremenin bedeli değildir. Fidye, ihtiyaç fazlası olarak ele geçirilmiş olanların zimmetten çıkartılarak hayat boyu bu fazlalığa karşı oruç tutmak, uzak yaşamak, başkalarının haklarına saygı göstermektir. O nedenle de "fidye" müslümanlığı kabul esnasında hakka aykırı olarak zimmette bulunan ihtiyaç fazlasının elden çıkartılıp, hayat boyu bu halde yaşamayı, itidalli-kavam üzere yaşamayı ıkabul etmektir. Dolayısı ile oruç, haramlardan, kul haklarından uzak kalmaktır.
Ramazan ifadesi ile de Mekke'nin fethedilip de Ramazan Ayı'ndaki hac daveti ile müşriklerin düştüğü ruhsal durum ve bundan kurtuluş çaresi anlatılmakta olup bu gün dahi insanların islâma girmek istediklerindeki (bir halden başka bir hale geçişlerindeki) sahip oldukları ruhsal durum ile yapmaları gerekenler anlatılmaktadır.Bu husus Bakara 185. ayette etraflı şekilde anlatılmıştır:
2:185 Kur'an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak DERDIN – FELÂKETIN – TEHLİKENİN – KAYGININ – HUZURSUZLUĞUN (yani RAMAZIN)........... BELLİ – AŞİKÂR – APAÇIK - HERKESE AÇIK - ALENİ (yani ŞEHR) olduğunda indirilir. Dolayısıyla içinizden her kim bu apaçık duruma şahit olursa onu "savm etsin(savsın)". Kim de hasta veya yolculukta ise diğer günlerden sayısıncadır. Allah, size kolaylık diler, size zorluk dilemez. Ve (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız, size yol gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyüklemeniz ve şükretmeniz içindir.
Ayette şahit olma da kişinin kendisinin "Ramazan" halini fark etmesi olarak ifede edilmiştir. Dolayısı ile de sayılı günlerde savm etmek de "Ramazan sıkıntısının da ve bununla savaşın da "sayılı günler/şehr" olduğunu, UYGUN ŞEKİLDE KARŞI KONULDUĞUNDA/SAVM EDİLDİĞİNDE üstesinden gelinebileceği anlatılmakta olup; aç kalmakla filan ilgisi yoktur.
Benim anlayışım bu yönde.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (1. June 2018 Saat 04:04 PM ) değiştirilmiştir.
|