ATATÜRK'ün Millî Mücadele Dönemindeki Çalışmaları
Osmanlı Devleti, Mondros Mütarekesi ile bir parçalanma dönemine girmiş, Türk milleti son dayanağı olan Anadolu'dan da atılmak isteniyordu.
Anadolu parsellenmiş ve uydurma bahanelerle uydu devletçiklere bölünmekte idi. ATATÜRK için tek kurtuluş yolu, Türk insanının millî haklarına sahip çıkıp topyekûn bir kalkışma ile kendi kaderini kendi eline almasında idi. Bunun için de Anadolu'ya geçer geçmez halkın millî duygularını harekete geçirmek amacıyla çalışmalarına başlamıştır.
İzmir'in Yunan işgaline uğraması Anadolu'da büyük bir tepki uyandırmıştır. Yahya Kemal 1922 yılında "Tevhidi Efkâr" gazetesinde çıkanyazısında İzmir'in işgalinin yarattığı acının büyüklüğünü anlattıktan sonra bu olayın bir yönüyle de hayırlı olduğunu belirtmiş, "yoksa istiklâlsizliği kızgın demirden tadacağımıza, morfin gibi uyuşturucu, bayıltıcı bir usulde tatsaydık çok fena olurdu" demiştir.11
Mondros sonrası işgallerin başlaması, özellikle Yunan işgali ve Doğu Anadolu'nun Ermenilere verileceği haberleri Türk milletini derinden
sarsmıştır. Bu ortam, ATATÜRK'ün milletin desteğini almasında ve birlik ve beraberlik içinde başarıya ulaşılmasında önemli etken olmuştur.
"Milletin esaretten kurtarılması, hâkim ve bağımsız olarak topraklarımızda yaşayabilmesi ancak azimkar ve namuslu ellerin milleti kısa
ve doğru yoldan hukukunu ve bağımsızlığını müdafaaya yöneltmesiyle mümkün olacaktır."12 sözleri ile mücadeleye başlayan ATATÜRK, Amasya Tamimi'nde "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır." ifadesi ile artık Türk milletinin kendi geleceğini kurtarmak için harekete geçtiğini belirtmiştir. Aynı tamimde bütün vilâyetlerin her livasından milletin güvenini kazanmış üç delegenin Sivas'ta toplanacak kongreye gelmeleri istenmiştir. Bu yönleri ile Amasya Tamimi, Anadolu'da millî ihtilâlin başlangıcı ve bildirgesi sayılabilecek öneme sahiptir. Bunu Erzurum ve Sivas kongrelerinde millî bilinci harekete geçirme çabaları izlemiştir.
ATATÜRK bu arada bizzat kendi hazırlamış olduğu Misakımillî ile Türk milliyetçiliği fikrini sınırları belli bir vatan kavramı ile birleştirmiştir 13 Bu vatan, Millî Mücadele'nin bir amacı olarak millî düşüncenin daha güçlenmesini sağlamıştır.
Büyük Millet Meclisinin açılışı ise egemenliğin millete geçmesi yönünde atılmış en önemli adımdır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, düsturu doğrultusunda atılan bu adım ile Türk milleti kendi kararlarını kendi vermenin hazzını yaşamaya başlamıştır. Bu adımın doğal sonucu olarak
saltanat kaldırılmış ardından Cumhuriyet rejimine geçilmiştir.
11 Tevhidi Efkâr; 20 Nisan 1338 (1922).
12 Kocatürk; s.3.
13 Turhan Feyzioğlu; Atatürk ve Milliyetçilik, Ankara, 1987, s.31. Levis; s.351.
__________________
Halil Ay
|