Araplarin yasaminda "Sicak dolunay"in büyük yeri var.
Örnegin "savm"a onu gördükleri aksamin sabahinda basliyorlar (2:185), dolunay küçüle küçüle ters D halini alip karnini içeri çektiginde son veriyorlar (2:189) çünkü 10 gün (2:184) dolmustur. Duvar takvimleri yok, radyolari, televizyonlari, gazeteleri... yok. Vakti böyle biliyorlar.
Bir an için kendinizi çölün Mekke denen "vaha"sinda düşünün. Aksam... Bati ve dogu ufuklari. Birisinde batan günesin ardinda biraktigi o göz oksayan kizillik. Ötekisinde aydinliktan önceki karanlik, karanligin en koyusu.
Sonra dogu ufkunda bi aydinlik beliriyor önce hafiften ve birden yusyuvarlak, koccaman, piril piril bir ay beliriyor. Hos geldin sehru ramazân! Panayirimizi aydinlatan isik!
Allah'in size tuttugu fenerdir sehru ramazân. Nimettir. Onun isiginda ta sabaha kadar panayir hazirliginizi yapiyorsunuz. Kisin ve ilkbaharda uzak diyarlara kervan yolculuklari yapmissiniz (106:2). Oralardan getirdiginiz baharati suraya, ipek halilari buraya, degerli kumaslari suraya, kuru üzümleri buraya, bali suraya.
Sabahlara kadar ekmek tekneniz böyle. Kipir kipir. O dolunayin isiginda.
Konu Hasan Akçay tarafından (12. November 2013 Saat 10:17 AM ) değiştirilmiştir.
|