Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı
Peygamberin halini düşünün; peygamberlik vasfını kazandığında belli bir bilgi birikimine sahip dini anlamış , insanlara tebliğ edecek ama karşısındaki insanlara bildiklerini nasıl izah edecek, akıl seviyesi ve düşünme kabiliyetleri yetersiz olan insanlara bir şeyi anlatmak ve onları anlayacağı seviyeye konuyu indirgeyerek insanların anlamasını sağlamak çok zor bir iş, karşısında bir kişi, iki kişi değil binlerce yüzbinlerce insan var, anlatsa zaten algılayamayacaklar.
|
Ben de ilavede bulunayım...
Nisa (84) Artık Allah yolunda savaş! sen ancak kendinden sorumlusun! Mü'minleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah inkar edenlerin gücünü kırar. Allah'ın gücü daha üstündür, cezası daha şiddetlidir.
Rad (7) İnkâr edenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" diyorlar. sen ancak bir uyarıcısın. Her kavim için de bir yol gösteren vardır.
Fatır (23) sen ancak bir uyarıcısın.
Fatır (18) Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. sen ancak, görmedikleri halde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah'adır.
Yasin (11) sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyanı ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla müjdele.
Gaşiye (21) Artık sen öğüt ver! sen ancak bir öğüt vericisin.
Allah kullarının kendisini arayarak ve araştırarak bulmasını istiyor.
Özgür iradeye, düşünceye ve irdelemeye hele hele akıl yürütmeye peygamber bile müdahale edemiyor.
Neymiş ??? Arayan belasını da... mevlasını da...