Tekil Mesaj gösterimi
Alt 2. December 2013, 05:41 AM   #120
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Kafama takılan bir şey ve beni rahatsız eden bir husus var.

Şu:

Bakara 185
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.

Biz ".... ramazan ayı/onda...." dendiği zaman takvime bağlanmış, içerisinde ay takvimine veya güneş takvimine göre kümelenmiş günleri anlıyoruz.

Fakat biliyoruz ki Arablar takvimi Peygamberimizin vefatından sonra, hicret başlangıç olmak üzere, ay hesabına göre kullanmaya başlamışlar. Takvimden evvel de bir olayı hatırlamak için de evvelki bir meşhur/maaruf/herkesçe bilinen bir başka bir olaya atıf yapmışlardır; ki meselâ "Bedir savaşı", "Fil olayı"... gibi

Bu ayetin inzal edildiği zamanda "Ramazan diye bir ay yoksa orucun zamanlaması nasıl ve neye göre plânlanacaktır.

Sayın Hasan Akçay, senelerdir "21 Temmuz'dan (Sayın Hasan Akçay'ın bir sonraki yazısı ve doğru ikazı ile Haziran olarak değiştirilip, anlaşılmalıdır) sonraki dolunaydan , kaybolmasına kadar geçecek zamanda" deyip durmakta fakat dünyanın elips şekli ve Arabistan'ın konumu, uydu veya uçaklarla dünyayı doğudan-batıya; kuzeyden-güneye turlayabilme imkânı göz önüne alındiğinda, hesabın "Allah hesabı" değil, "Hasan Akçay ve O'nun gibi düşünenlerin hesabı" olduğu anlaşılıyor. Çünkü bu beyefendilerin düşüncelerinde hep "ay" veya "güneş" hareketlerine göre hesap edilip de sınırlandırılmış bir zaman dilimi yer edinmiş. Takvim tanziminin esası budur; fakat:

Acaba "Ramazan" olarak önümüze sürülen şey başka bir şey olamaz mı? Başımıza gelecek bir olay, bir felaket veya bir belâ olamaz mı?.
,
"Ramazan ayı" diye sunulanın esasında "ay/belirli sayıdaki günler küme'si" olmadığı ve "şehr" ifadesi ile de sayı veya günlerinin, saatlerinin ve yıllarının sınırlanmadığı bilakis "eyyamen medudat" olduğu belirtiliyor ki bu ifadenin de bir veya iki elin parmakları sayısı kadar olduğu ifadesi ise uygun olmayıp Yahudiler'in kendi kafalarından uydurdukları "cehennemde kalma" müddetidir ki benim anlayışıma göre bu ifade yani "ramazan ayı" ifadesi, üzerine gitmek ile savaşılmayla alt edilebilecek ve sınırlandırılabilecek/miadlandırılabilecek/iddete bağlanabilecek bir olayı ifade ediyor.

Rahmeti üzerine almış olan ve "salatı ikame ve zekatı ita" diyen Allah aç kalın der mi? Bir de yanında "su da içmeyin" dedirtiyorlar.

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (21. February 2022 Saat 10:45 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla