Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12. December 2013, 10:53 AM   #133
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Biliyoruz ki toplumda yetimler ve bakıma muhtaç olanlar, sosyal kurumlar bulunmadığından ikişerli üçerli dörderli olarak aileler tarafından bakım, gözetim ve denetim altına alınmış, ve iş sahipleri ve devlet bunlara iş vererek(Nisa=1-10; Tevbe=l03) muhtaçlar muhtaç durumundan kurtarılmış, ferdi olarak aileye katılmış ve bunların bakım ve geçimleri ve yetkileri ayetlerle yani toplumsal yetkilendirmeyle garanti altına alınmıştır. Bu kişillerin belirli bir sosyal seviyeye yükseltilmesi için yapılan sosyal yönden ve iş eğitimde de kendilerine baskı yapılmaması, sömürülmemesi, ast üst ilişkisi değil, mehirleri/maharetleri/becerileri yönünde ikna edilmeleri, gururlarının kırılmadan, baskıya maruz bırakılmadan, durumları anlayışla karşılanarak öğretici eğitici bir tedip, siyam, öğrenim görmeleri ile çalışma hayatına atılmaları isteniyor ve bu şekilde de "sizin onlara, onların da size faydanız dokunacağından", toplumsal fayda sağlanacağından bu karşılıklı faydalanma dolayısı ile karşılıklı iyi hitap ve münasebet ortaya konulması istenmekte ve bu hal birbirinden faydalanmayı bütün toplum olarak ortaya koyacak şekilde:"Onlar sizin, siz de onların giysisisiniz" diye belirtilmektedir.

Ve aykırı düşünceleri islamın getirdiği ekonomik ve sosyal ve akılcı prensiplerle yok edip, yalnış düşünme tarzından doğrusuna geçiren Kur'an aydınlatmasından gelecekte meydana çıkabilecek karanlık günlerle-düşüncelerle- savaş yapabilmek için Kur'an'ın içeriğini bir sofraya benzeterek "yiyin-için"/içeriğini iyi öğrenin ve bunları yaparken de ciddiyetinizi/vakarınızı koruyun deniyor. Evet nerede Kur'an'ın felsefesi, nerede mealcilerin "aç-susuz- sessiz kalıp itaatkâr olun" diyerek yoplumu denetimleri altına alma hafifliği.

Mescidlere gelince.

Arap toplumunda Havra, Manastır gibi kapalı mekânlar bulunmamaktadır. Mescidler "açık hava" salatlarıdır ve "Salavat" ismini alır. Bu nedenle "mescid" denildiği zaman bir mekân değil, toplanabilinen bir toplum anlaşılır ve bu toplantı her yerde yapılabilir, çölde yapılabilir, vahada yapılabilir, Medine'deki Peygamber'in evinin önündeki geniş avluda da yapılabilir. Şu halde "mescid" dendiğinde meclis anlaşılmak gerekir. Mekke'deki de "mescidi'l haram" ismini alan ve ekonomik ve sosyal yönden kollektif ve dışa kapalı yaşayan, ve o istikâmette örgütlenmiş toplumdur.
Mekân olarak anlamak istiyorsanız o da bütün yeryüzüdür.

Mescidler Peygamber'in vahiyleri, sahabelerin de Peygamber'den öğrendiklerini müslümanlara veya müslüman olmak (80-Abese Suresi) isteyenlere aktarıldığı topluluktur. Burada ilim ve irfan sahibi olunurak "ruhsal hacc" yapılır, Yani bir halden diğer bir hâle geçiştir. Hacc'ı Ekber ile karıştırılmamalıdır. Şimdi lütfen söyleyin bu yoğun eğitim esnasında mescid/toplum içinde siz nasıl cinsel ilişki kurabilirsiniz. Biri bunu bana anlatmalı ki deneyelim. Benim aklım almıyor

Mescidlerde eğitimin iyi bir şekilde alınmasını -doğru dürüst öğrenilmesini- evlere arkalarından değil, ön kapıdan girilmesi, yani etrafı kandırmaya kalkışılmaması, üçkağıtçılık yapılmaması, münafıklıktan kaçınılması isteniyor.

Görülüyor ki "hacc" ile "oruç" birbirinin içine girmişlerdir, birbirlerinin tamamlayıcısıdır ve amaç "takva sahibi olmaktır.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (18. December 2020 Saat 12:41 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla