Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23. March 2014, 05:57 AM   #32
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Aorskaya (http://www.hanifler.com/showthread.php?p=14692):

Halbuki kuranda geçen köle ve cariye! deyimleriyle kastedilen, müslümanlara karşı savaşan ve savaşta esir düşen erkek ve kadınları anlatmaktadır.

Kur’an öyle bir sey anlatmiyor, kardes. Lütfen!

Köleler (Nûr 32).: ibad-عباد, imâ-اما
Esirler (Enfâl 67): esra-اسري

Kuran köleye köle der, esire esir. Müslümanlara karsi savasan ve esir düsen erkekler ve kadinlar esirdir, köle degil.

Bakin
Kur’an bunu nasil dile getiriyor
(Muhammed 4):

Kafirlerle karsilastiginizda vurun o boyunlari, ta ki onlari dize getirinceye kadar. Iste o zaman baglari saglam atin. Sonra savas agirliklarini atincaya kadar ya iyilik ya fidye...

fe immâ mennen ba’du ve immâ fidâen hattâ tedaal harbu evzârehâ
.

Bu kadar
açik ve net.

Size saldiran kafirler yenilip dize geldiklerinde atesi kesip onlari teslim alacaksiniz. Ve kaçmalarina engel olmak için SIKI muhafaza edeceksiniz. Yoksa kaçar, toparlanir, yine saldirirlar.

Iste onlar sizin
esirlerinizdir;
asla
köleleriniz degil.

Ateskes denen geçici baris anlasmasindan sonra
savas agirliklarini atincaya yani sürekli baris anlasmasi imzalanincaya kadar

esirlerinizi

ya karsiliksiz (fe immâ mennen)
ya da fidye ile (ve immâ fidâen)

salivereceksiniz.

Sa-li-ve-re-cek-si-niz.
Baska bir seçeneginiz yok.

Esirlerinizi alikoyup
köle yapamazsiniz.

Aslinda esirleriniz dedik ama sizin esirleriniz degil onlar; savasta aldiginiz esirleri devlete derhal teslim etmeniz hariç onlarin üzerinde hiçbir tasarruf yetkiniz yok. Yetki tamamen devlete aittir; yoksa devlet devlet olmaktan çikar.

Say ki bazi esirler devletin yetkililerine basvurdu, ''Benim artik siginacak bi evim, yanina gidecek bi kimsem yok; beni siginmaci kabul edin!'' dedi.

Kabul ederseniz bu kere de SIGINMACI olur onlar, köle degil (60:10).

Siz de devletin yetkililerine basvurup ''Ben su su su siginmacilari üstlenmek istiyorum; onlara vallahi iyi bakacagim!'' diye yemin edersiniz. Elbet yüküm senedi de imzalarsiniz.

Uygun görülürse
böylece
yemininiz malik olur onlara.

Siginmaci bir kadinin

ya
yemin nikahli esiniz olmasini saglarsiniz;
ve böylece
ona sizin yemininiz malik olur,
size de onun yemini
(33:50-52, 23:6, 70:30)

ya da
bir ya ya da daha çok siginmacinin bakimini üstlenirsiniz;
böylece
siz onlarin "hâmi"si olursunuz,
onlar sizin, bizdeki beslemeler gibi, bakimini üstlendikleriniz
(4:3, 4:24, 4:25, 24:33, 33:55...)

Yeminin kime malikse onlar -mâ meleket yemînuk iste bu. Dikkat. Özne sizin yemininizdir. Yemininiz sorumlu yapar sizi, sahip yapmaz. Ve onlar ''sahip çikilan''dir; sahip olunan degil, köle degil.

Konu Hasan Akçay tarafından (23. March 2014 Saat 12:13 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla