Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11. July 2014, 09:49 PM   #195
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli beyazasi kardeşim,

Alıntı:
beyazasi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
sayın Dost1 Halil Ay öncelikle bilgilendirici bilgiler için teşekkür ederim.
cevabını aradığım bir soru sorabilirmiyim.şimdi hicretten 17 sene sonra hicri takvim kullanılmaya başlanmış.yanlışım varsa düzeltin bu hicri takvimden önce kameri takvim kullanılıyordu diye biliyorum eğer öyleyse aylar hep aynı zamanda kalması gerekmiyormu?
17 . sayfada benzer bir soru sormuştunuz ve aşağıdaki cevabı vermiştim.

Hicri Takvim, Ömer'in halifeliği zamanında, hicretten 17 sene sonra toplanan bir konsey tarafından, "Hicretin" gerçekleştiği yıl 1 kabul edilerek oluşturulmuştur. Oluşturulan ay isimleri değil yılların sayılandırılmasıdır. Bu takvimin yapılmasından önce yıllar; sayılarla değil, o yıl gerçekleşen önemli olayların - fil senesi, sel senesi vb isimleriyle anılmakta idi. Ayların isimlerinde bir değişim sözkonusu değildir. Araplarda "RAMAZAN AYI " hep 9. aydır. ayların sıralamalarında bir değişim sözkonusu değildir.

Değerli Kardeşim,

İnsanların yaşamlarında ölçü birimi olarak gökteki ay hep belirleyici olmuştur. Gökteki ayın beliriş ve kayboluşlarına isimler vermişlerdir. Verilen bu isimler de:Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhiccedir. şeklinde belirtilmiştir. Bu isimler verildikten sonra da herhangi bir değişime gidilmemiştir. Araplarda 13. bir ay adı sözkonusu değildir.

Rabbimiz Tevbe suresinin 36. ayetinde:
"İnne ıddeşşühuri ındAllahisna aşere şehren fiy Kitabillahi yevme halekas Semavati vel’Arda minha erbaatün hurum zâliked diynül kayyimü fela tazlimu fiyhinne enfüseküm ve katilül müşrikiyne kâffeten kema yükatiluneküm kâffeten, va'lemu ennAllahe maal müttekıyn"

"Şüphesiz Allah katında; gökleri ve yeri oluşturduğu günkü Allah'ın yazısında ayların sayısı, ay olarak on ikidir. Bunlardan dördü dokunulmaz kılınmıştır. İşte bu koruyan dindir. Bu nedenle dokunulmaz aylarda kendinize haksızlık etmeyiniz. Ve sizinle toptan savaşan ortak koşanlarla siz de toptan savaşın. Ve şüphesiz Allah'ın, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ile beraber olduğunu bilin."

diye belirtmiştir.

Araplar o zamanlarda saldırmamaları gereken dört ayla ilgili olarak saldırmalarına onay bulmak için nesi uygulamaları ile senelerde dolayısıyla da aylarda oynama yapmışlardır ki bu durum da Tevbe 37. âyetle belirtilmiştir.

Söz konusu olan bu Ramazan ayının gelip gelmemesi olayıdır. Ramazan ayı geldiğinde bu ay siyam halinde geçirilir.

Oruç/sıyam ile ilgili gerekçe Allah'ın koruması altına girmektir. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah "RAMAZAN AYI" ile ilgili bilgilendirme yaparak ne tür bir değişime ulaşılacağını belirtmiştir. Bu değişim; Allah'ı büyüklenmesi ve Allah'ın verdiği nimetlerin karşılığını ödenmesidir.

Dünyanın güneş etrafında dönüp dönmediği ile ilgili de aşağıdaki vereceğim bağlantılara tıklarsanız doyurucu bilgiler edinebilirsiniz.

Buraya tıklar mısınız?

Buraya tıklar mısınız?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
beyazasi (12. July 2014)