Sayın Gümüştabak.
Sizin için üzüldüm. Çünkü:
"Cevabınızın sonunda verdiğiniz örnek bakın ne güzel, hasta komşunuza bir tas çorba. Bu sözleri sizin söylemenizi istediğim için örnek vermedim. Madem iyiliğin bu konularda olduğunu biliyordunuz, bana niçin iltifat sözlerini örnek verdiniz?" diye yazmişsınız.
"....sizin söylemenizi İSTEDİĞİM için örnek vermedim " diyerek kahinlik yönünüzün, uzaktan insanlara hükmedebilme özelliğinizin açığa çıkarmasına sebep oldum. Özür dilerim.
Ama bir üstün özelliğinize şahit olmak da insanı sizin karşınızda biraz daha derli toplu olmaya itiyor. Leb demeden leblebiyi bilebilme özelliğiniz güzel. Bizim gibi basit insanlara karşı üstünlüğünüzü belirtiyor. Siz "bambaşka" birisiniz; böbürlenin.
Ama bir şey var. Mesela biz Türk Milletine has bazı tutum ve davranışlar vardır ki bunlar iyilik yapmak değil, toplumun yaşamında var olan O'na has özelliklerdir. Bunlardan biri de toplu taşıma araçlarında yaşlılara ve bayanlara oturma yerlerini vermek, yaşlı ve sakatları ve küçük çocukları araç trafiği bulunan yollarda karşıdan karşıya geçirmek, komşu teyzeye bakkaldan ekmek almak gibi. Bu ve buna benzer bazı "has" tutumlardan biri de "hasta komşuya sıcak bir tas çorba" da iyilik değil, bu topluma has örf ve adetlerdendir.
Sizi galiba yanılttım. Hadi bana şimdi bir iyilik söyleyin de size teşekkür edeyim. Ama kopya olmasın.
Sanki biz öyle söylemişiz intibaını vermek için "bilerek yanıltmaktan Allah'a sığınırıum demişsiniz. Biz öyle bir şeyi ima bile etmedik; söylediğimiz şu:"Yanılıyor ve FARKINDA OLMADAN yanıltıyorsunuz.
Ama bir şey var ki bilmeden değil bilerek yapıyorsunuz. Peygamberi düşüncelerinize ve tutumunuza alet ediyorsunuz ve "O, iyi bir ticaret erbabıydı" diyerek insanları kollektif yaşam tarzından bireyciliğe çevirmek için alet ediyor ve doğru söylemiyorsunuz. Peygamber hayatının hangi safhasında iyi bir tüccar/rekabetçi oldu ki. Önce dedesinin ve amcasının himayesinde sonra "Karun kadar zengin" kervanlar sahibi Hatice'nin eşi ve Allah'ın denetimi. Eeeeee; o kadar zengindi de madem "size göre gelirden verildiğine göre zekatla bitmeyecek bir servetten" miras olarak ne bıraktı Peygamber. Nereye gitti bu kadar servet? Eh, bu da bir bilmece değil artık; bunu da bilirsiniz canım. Saklamayın..... Haydi söyleyin......
Yazılarınızla şimdi benim yaptığım gibi insanın üzerine üzerine geliyor ve kişiyi mecburi savunmaya iten bir taktik güdüyorsunuz . Vaz geçin. Öyle veya böyle gene ana konuyu yakalarım. Ama yoruyor ve konuyu genişletiyorsunuz. Mesela "bolca zekât vermeye teşvik eder" diyorsunuz. ne demek ki bu? Bunu bir müslümana söylerseniz ne demiş olursunuz biliyor musunuz? Ayırdında mısınız?
"Devlet işveren olursa, bugün ki hükümeti düşünün ve onların kimlere iş vereceği konusunu hayal edin. Sizce bu toplumun hali nice olur" diyen sizsiniz. Tercümesi:"Kapitalizm".
Sayın Haluk Gümüştabak; sizi tanımaktan mutluluk duydum.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (18. July 2014 Saat 03:14 PM ) değiştirilmiştir.
|