Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
|
Selamun aleyküm, Değerli Galip Yetkin Kardeşim,
Haluk Gümüştabak kardeşimizin yazısına yaptığım teşekkür,
"Geçen akşam bir televizyon sohbetinde, Sayın İhsan Eliaçık, Hz. İsa konusunu anlatırken, Hz. İsa nın aslında babasız doğmadığı, Meryem anamızın evlendiği, ama bu evliliği Yahudi hahamlarının kabul etmediği için, babasız yakıştırması yapıldığını anlattı."
sözleri üzerine bunun böyle olmadığı ile ilgili Kur'an âyetlerini delil olarak sunan bir yazı yazmasınadır. Yazısına dayanak yaptığı Âyetlerde çeviri hatası olmasına rağmen sonuç olarak Meryem'in evli olmadığı vurgusu vardır.
Bu konu ile görüşüm ise; erkek olarak beklenen bir çocuğun kız olarak doğması, erkek gibi yetiştirilen çocuğun bedenindeki değişimlerle birlikte uzaklara çekilmesi, âyetlerde hem erkek hem dişilik zamirlerinin kullanılarak "bitki olarak bitirdi" ifadelerinin kullanılması, Meryem validenin erillik ve dişilik özelliklerini bünyesinde taşıdığı, hamileliği ile ilgili Zekeriya Peygamberce bilgilendirildiği şeklindedir. Konu ile ilgili Hakkı Yılmaz'ın yazdıkları ile paralel düşünüyorum. Bu konu ile ilgili snobix adlı üyemizin hem burada hem Hanif Dostlar'da hem de Kuran Yolundaki sitesinde -ki, sonradan site sahiplerince kaldırılmıştır.- yazılarında çokça açıklamalar bulunmaktadır.
Hakkı Yılmaz'ın bu konu ile ilgili açıklamalarının tefekkürümüze katkı sağlayacağı düşüncesiyle yazdıklarının bir bölümünü burada paylaşıyorum.
Meryem ve İsa olayını bütün olarak değerlendirebilmek için yeniden Kur'an âyetlerine bakalım.
Kur’an’dan öğrendiğimize göre Meryem ve oğlu İsa insanlar için birer ayet; göstergedir.
Enbiya/91:
Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın; işte Biz, onu güvenli bilgimizle bilgilendirdik. Ve kendisini ve oğlunu âlemler için bir alâmet/gösterge yaptık.
Mü’minun/ 50:
5Ve Biz, Meryem'in oğlunu ve İsa'nın annesini bir alâmet/gösterge yaptık ve ikisini, yerleşmeye uygun, suyu olan bir tepeye yerleştirdik.
Meryem insanlığa örnek bir şahsiyettir:
Tahrim: 12:
Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. İşte Biz onu vahyimizle az da olsa bilgilendirdik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayıp uyguladı ve sürekli saygıda duranlardan oldu.
Al-i Imran; 32-37:
32-Şüphesiz Allah, Âdem'i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini –birbirinin soyundan olmak üzere– âlemler üzerine seçkin kıldı. Ve Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.
33,34Şüphesiz Allah, Âdem'i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini –birbirinin soyundan olmak üzere– âlemler üzerine seçkin kıldı. Ve Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.
35Hani bir zaman İmran'ın karısı: “Rabbim! Kesinlikle ben, karnımdakini tam hür olarak senin için adadım. Sen de benden kabul et, şüphesiz Sen en iyi işitensin, en iyi bilensin” demişti.
36Onu doğurunca da: “Rabbim, şüphesiz ben, onu kız doğurdum; - Hâlbuki Allah onun doğurduğu şeyi daha iyi bilir- erkek, kız gibi değildir. Ve şüphesiz ona Meryem adını verdim. Ve şüphesiz ben, onu ve soyunu şeytan-ı racimden; kovulmuş/ katil, asılsız söz ve düşünce üreten, karanlığa taş atan şeytandan sana sığındırırım” dedi.
37Bunun üzerine Rabbi Meryem'i güzel bir kabul ile kabul etti. Ve onu güzel bir bitki olarak bitirdi. Ve ona Zekeriya’yı kefil kıldı. Zekeriya ne zaman onun üzerine/özel odaya girse, onun yanında bir rızık bulurdu. Zekeriya, “Ey Meryem! Bu sana nereden?” dedi. Meryem de: “O, Allah katındandır” dedi. Şüphesiz Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.
…..
42,43Ve hani haberci ayetler. “Ey Meryem! Şüphesiz Allah seni seçti, seni tertemiz biri yaptı ve seni âlemlerin kadınlarına seçti. Ey Meryem! Rabbine saygılı ol, O'na boyun eğip teslimiyet göster ve Allah'ı birleyen erkeklerle beraber sen de Allah'ı birle!” demişlerdi.
44İşte bu, gaybde; algılama imkânının olmadığı, geçmişin önemli haberlerinden sana vahyettiklerimizdir. Ve Meryem'e hangisi kefil olacağına kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Onlar tartışırlarken de sen yanlarında değildin.
45-46Hani bir zaman haberci ayetler: “Ey Meryem! Allah seni, Kendisinden bir kelimeyle müjdeliyor. Onun adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve ahrette saygındır. Ve o yaklaştırılanlardan ve salihlerdendir. Yüksek mevkide bulunarak ve yetişkin biri olarak insanlarla konuşacaktır da. 48Ve Allah, ona kitabı, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri ve Tevrat ile İncil’i öğretecek.
49-51Ve onu İsrail oğullarına; ‘Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir alâmet /gösterge getirdim/ gösterge ile geldim; şüphesiz ben, sizin için, çamurdan; kilden; seramikten kuş şekli gibi bir şey; “buhurdan (tütsülük”) tasarlarım. Sonra onun içine üflerim de Allah'ın izniyle hastalık yapan şeyler kuş oluverir/uçar gider. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, sosyal ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Yiyeceklerinizi ve evlerinizde zahire yapacaklarınızı; biriktirip sonra yiyeceklerinizi size haber veririm. —Eğer inananlarsanız bunda sizin için kesinlikle bir alâmet/gösterge vardır.- Tevrat’tan sadece İncil’de yer alanları doğrulayıcıyım. Size yasaklanmış olanların bir kısmını serbest edeceğim. Rabbinizden bir alâmet/gösterge de getirdim size. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Şüphesiz Allah, benim Rabbimdir ve sizin Rabbinizdir. Onun için O'na kulluk edin! İşte bu, doğru yoldur’ diye bir elçi yapacak” demişlerdi.
47Meryem: “Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim için çocuk nasıl olur?” dedi. Allah: “Öyledir! Allah dilediği şeyi oluşturur; O, bir işe karar verdiği zaman onun için “Ol!” der, o da hemen olur” dedi.
Kur’an’ın bu pasajındaki Imran’ın karısının ağzından “Rabbim, şüphesiz ben, onu kız doğurdum; - - erkek, kız gibi değildir” şeklindeki nakilden anlaşıldığına göre Meryem, oğlan bekleyen, oğlanı kıza tercih eden; oğlan kız ayırımı yapan dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Ailenin dindarlığını ve doğacak çocuklarını Allah’a hizmete adayışlarını, ve bugünki Yahudilerdeki Kitabı Mukaddes kaynaklı kadının yerini dikkate alırsak, oğlanı kıza tercih etme nedenini o günün toplumunda kızlara dine hizmet etme imkanı verilmez oluşu, olabileceğini düşünebiliriz.
Meryem’in cinsiyeti
Aşağıda ayrıntılı olarak vereceğimiz üzere, bize gore Meryem erselik yapıda yaratılmıştır.
Şöyle ki:
- Ali Imran’daki bu pasajda Rabbimizin “Hâlbuki Allah onun doğurduğu şeyi daha iyi bilir” buyurması, aslında Meryem’in kız olmadığının da bildirilmesdir.
-Yine bu pasajda Rabbimizin “Bunun üzerine Rabbi Meryem'i güzel bir kabul ile kabul etti. Ve onu güzel bir bitki olarak bitirdi.” ifadelerinde Meryem bitki olarak nitelenmiştir (bitkiye benzetilmemiştir). Meryem'in normal bir insan özelliğinden çok, bir bitki özelliği taşıdığını düşündürmektedir. Bir insanın bitki özelliğinde olması Rabbimizin yaratılış kanunlarına ters değildir. Çünkü insanın yaratılış aşamalarından birisi de bitkilik evresidir:
Ve Allah sizi yeryüzünde bitki olarak bitirdi. (Nûh: 17)
Meryem'in daha sonra erkeksiz hamile kaldığı da göz önüne alınırsa, bitki özelliğinde olması onun tıpkı çiçekli bitkilerin çoğunda görüldüğü gibi "erselik" yapıda olduğu, yani vücudunda hem erkek hem dişi üreme organı bulunduğu ihtimalini ortaya çıkarır.
Yine ayetteki “Ve Meryem'e hangisi kefil olacağına kalemlerini atarlarken sen yanlarında değildin. Onlar tartışırlarken de sen yanlarında değildin” ve “Ve ona Zekeriya’yı kefil kıldı” ifadelerinden Meryem’in Mabede tesliminde sorun yaşandığı, işi kur’a çekerek hallettikleri, sonunda Zekeriya’nın mabette Meryem’in kefili olduğu anlaşılmaktadır.
- Yine bu pasajdaki “ seni âlemlerin kadınlarına seçti” ifadesi ile belirtilen seçkinlik, Meryem'in meziyetleri dolayısıyla diğer kadınlardan üstünlüğünü değil, onun biyolojik farklılığını, fazlalığını, fizikî bakımdan diğer kadınlarla aynı yapıda olmadığını anlatmaktadır.
—Yine bu pasajda “Ey Meryem! Rabbine gönülden kul ol, ona boyun eğ ve rükû edenlerle [rükû eden erkeklerle] beraber rükû et!” demişlerdi.” ifadesinden Meryem’in erkekler arasında, erkeklerin görevini aldığı ve yaptığı anlatılmaktadır. Âyetteki er-Rakiîn ifadesinin müzekker getirilmesi her halde sadece seci' [kafiye] olsun diye değildir.
Enbiyâ Suresinin 92. ayetinde de Meryem'e işaret eden zamirler “ehsanet, ferceha, fiyha, cealnaha, ibneha” şeklinde müennes [dişil], Tahrîm Suresinin 12. ayetindeki zamirlerden biri ve bir sıfat, “fiyhi, kanitiyn” şeklinde müzekker [eril], diğeri “ elleti, ehsanat, ferceha, saddegat, rabbiha, kanet.” şeklinde müennes [dişil] olarak yer almıştır.
-Meryem suresinde aşağıda görüleceği üzere Meryem pasajına girerken 16. ayette “Hani o, ailesinden/yakınlarından ayrılarak doğu tarafında bir yere kaçıp gitmişti..” şeklinde nakledilmiştir. Yukarıdaki ayetlere göre Meryem, ehlinden [ailesinden ve yakınlarından] ayrılıp tek başına doğuda bir bölgeye gitmiştir. O dönemde Meryem’in kaç yaşında olduğu ve ehlinden hangi sebeple ayrıldığı konularında herhangi bir bilgi yoktur. Meryem’in ailesini terk etmesinin sebebi olarak “hayız gördüğü için utanmıştı” veya “hamileliği bahanesiyle uzaklaşmıştı” tarzında yapılan yakıştırmalar, ayetin orijinal anlamını bozmaktan başka bir şey değildir. Bizim kanaatimize göre Meryem sorunludur ve sorunları sebebiyle yakın çevresinden uzaklaşmıştır. Şöyle ki:
Ayette geçen “ إنتباذ intibaz” sözcüğü “eldeki şeyi öne veya arkaya fırlatıp atmak, tek başına ayrılma, uzaklaşma, ilişik kesme” anlamındadır. Nitekim bir kimsenin insanlardan uzak bir köşeye oturması da “intebeze” sözcüğüyle ifade edilir. Dolayısıyle Meryem’in kendi evinin doğu taraftaki odasına veya mabedin doğu köşesine çekildiği yolundaki yorumlar sözcüğün anlamına ve ayetin ruhuna aykırıdır. Sözcüğün ifade ettiği anlama göre Meryem yakın çevresinden kopmuş, onlardan ayrılıp uzaklara gitmiştir. Kısacası Meryem evden kaçan kızdır.
Durumun böyle olduğu, 17. ayetteki “ehliyle kendisi arasına bir perde edinmişti” ifadesinden de anlaşılmaktadır. Çünkü bu ifade, onun kendisiyle ailesi arasına bildiğimiz bez perde çektiği anlamına değil, ailesinden mesafelenip uzaklaştığı, ailesiyle irtibatı kestiği anlamına gelir. Bunun bir örneği de Sad suresinin 32. ayetindeki “Ben, hayır [servet, çıkar] sevgisini, Rabbimin zikrinden dolayı sevdim. -Sonunda onlar perdenin arkasına girdiler.-” ifadesinde görülmektedir.
Meryem'in erselik yapıda olması, ehlini terk edip uzak bir yerde tek başına yaşamaya gitmesinin sebebini de izah etmektedir. Yani Meryem, her problemli insanın yapabileceği gibi, bünyesindeki bu farklılığın meydana getirdiği psikolojik sıkıntı ile evini terk etmiştir.
Ayrıca Meryem'in Bana bir beşer dokunmamıştır şeklindeki ifadesi de, onun erselik yapıda olmasına uygun bir ifadedir. Çünkü Meryem "Bana bir erkek dokunmamıştır" dememiş, hem erkek hem kadın için söz konusu edilebilecek bir ifade kullanmıştır.
Meryem’in doğumu ile ailesinden ayrılışı arasındaki yaşamına dair Kur’an’da herhangi bir bilgi verilmemiştir. Konumuz olan ayetlerde verilen bilgiler, Meryem’in yetişkinlik çağına ait bilgilerdir.
Meryem’e Ruhun Üflenmesi
Ve o, ırzını titizlikle koruyan kadın. Ona ruhumuzdan üfledik de onu ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık. (Enbiyâ: 91)
Ve Allah, ırzını bir kale gibi koruyan İmran kızı Meryem'i de örnek verdi. Biz onun içine ruhumuzdan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdikledi ve içten bağlananlardan oldu. (Tahrîm; 12)
Ey ehlikitap! Dininizde aşırılığa gitmeyin. Ve Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesih, Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Ki Meryem'e ilka ettiği [ulaştırdığı] kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Artık Allah'a ve elçilerine inanın. "Üçtür" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vahid'dir, tek ve biricik ilâhtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter. (Nisâ; 171)
Yukarıdaki ilk iki ayette geçen ruh üfürme tabiri, Nisâ Suresi’nin 171. ayetinde القا - ilka = bırakma, ulaştırma tabiri ile açıklanmaktadır. Ruh üfürme tabirinin "az bir bilgi ile bilgilendirmek" anlamına gelmektedir. Meryem'e üflendiği bildirilen ruh; onun hamile kalması için rahmine [dölyatağına] yapılan fizikî bir üfürük değil, Zekeriya peygamber aracılığı ile gönderilen ilahi mesajlardır.
Bu mesajların içeriği ise Meryem ve Âl-i Imran ve Meryem surelerinde şöyle yer almaktadır:
Meryem/16- 21:
16Kitap'ta Meryem'i de an! Hani o, ailesinden/yakınlarından ayrılarak doğu tarafında bir yere kaçıp gitmişti.
17Sonra ailesiyle/yakınlarıyla kendisi arasına bir perde edinmişti de Biz ona ruhumuzu/ilâhî mesajımızı gönderdik, sonra ruhumuzu/mesajlarımızı getiren elçi, Meryem'e mükemmel bir beşerî örnek verdi.
18Meryem: “Ben senden Rahman’a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] sığınırım. Eğer sen Allah'ın koruması altına girmiş birisi/takî isen...” dedi.
19Elçi/Zekeriya: “Ben sadece, sana tertemiz bir delikanlı bağışlamam/bağışlamak için, Rabbinin elçisiyim” dedi.
20Meryem: “Benim nasıl delikanlım olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamıştır. Ben bir yasa tanımaz/iffetsiz biri de değilim” dedi.
21Elçi: “Öyledir! Rabbin buyurdu ki: Babasız çocuk vermek, Bana pek kolaydır. Hem Biz onu nezdimizden insanlara bir alâmet/gösterge ve rahmet yapacağız.” Ve o gerçekleştirilmiş bir iş oldu.
Âl-i Imran/42-51
42,43Ve hani haberci ayetler. “Ey Meryem! Şüphesiz Allah seni seçti, seni tertemiz biri yaptı ve seni âlemlerin kadınlarına seçti. Ey Meryem! Rabbine saygılı ol, O'na boyun eğip teslimiyet göster ve Allah'ı birleyen erkeklerle beraber sen de Allah'ı birle!” demişlerdi.
45-46Hani bir zaman haberci ayetler: “Ey Meryem! Allah seni, Kendisinden bir kelimeyle müjdeliyor. Onun adı, Meryem oğlu İsa Mesih'tir. Dünya ve ahrette saygındır. Ve o yaklaştırılanlardan ve salihlerdendir. Yüksek mevkide bulunarak ve yetişkin biri olarak insanlarla konuşacaktır da. 48Ve Allah, ona kitabı, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri ve Tevrat ile İncil’i öğretecek.
49-51Ve onu İsrail oğullarına; ‘Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir alâmet /gösterge getirdim/ gösterge ile geldim; şüphesiz ben, sizin için, çamurdan; kilden; seramikten kuş şekli gibi bir şey; “buhurdan (tütsülük”) tasarlarım. Sonra onun içine üflerim de Allah'ın izniyle hastalık yapan şeyler kuş oluverir/uçar gider. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, sosyal ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Yiyeceklerinizi ve evlerinizde zahire yapacaklarınızı; biriktirip sonra yiyeceklerinizi size haber veririm. —Eğer inananlarsanız bunda sizin için kesinlikle bir alâmet/gösterge vardır.- Tevrat’tan sadece İncil’de yer alanları doğrulayıcıyım. Size yasaklanmış olanların bir kısmını serbest edeceğim. Rabbinizden bir alâmet/gösterge de getirdim size. Artık Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Şüphesiz Allah, benim Rabbimdir ve sizin Rabbinizdir. Onun için O'na kulluk edin! İşte bu, doğru yoldur’ diye bir elçi yapacak” demişlerdi.
Hıristiyanlar, Meryem’in İsa’ya on üç yaşında gebe kaldığını, İsa göğe kaldırılıncaya [!] kadar otuz iki yıl ve birkaç gün dünyada kaldığını, Meryem’in İsa’nın (as) göğe kaldırılmasından sonra altı yıl daha yaşadığını iddia ederler. Buna göre Meryem elli küsur yaşında vefat etmiş demektir.
Meryem’in İsa’yı doğurması
Bu konuyu tekrar Kur’an’ın Meryem suresinden izliyoruz:
16Kitap'ta Meryem'i de an! Hani o, ailesinden/yakınlarından ayrılarak doğu tarafında bir yere kaçıp gitmişti.
17Sonra ailesiyle/yakınlarıyla kendisi arasına bir perde edinmişti de Biz ona ruhumuzu/ilâhî mesajımızı gönderdik, sonra ruhumuzu/mesajlarımızı getiren elçi, Meryem'e mükemmel bir beşerî örnek verdi.
18Meryem: “Ben senden Rahman’a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] sığınırım. Eğer sen Allah'ın koruması altına girmiş birisi/takî isen...” dedi.
19Elçi/Zekeriya “Ben sadece, sana tertemiz bir delikanlı bağışlamam/bağışlamak için, Rabbinin elçisiyim” dedi.
20Meryem: “Benim nasıl delikanlım olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamıştır. Ben bir yasa tanımaz/iffetsiz biri de değilim” dedi.
21Elçi: “Öyledir! Rabbin buyurdu ki: Babasız çocuk vermek, Bana pek kolaydır. Hem Biz onu nezdimizden insanlara bir alâmet/gösterge ve rahmet yapacağız.” Ve o gerçekleştirilmiş bir iş oldu.
22Sonunda Meryem/delikanlıya gebe kaldı. Sonra da onunla uzak bir yere kaçtı gitti.
23Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. “Keşke bundan önce ölseydim ve büsbütün unutulan biri olsaydım!” dedi.
24-26Sonra ona; Meryem´e aşağısındaki kişi; Zekeriya seslendi: "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir su arkı akıttı. Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine olgunlaşmış taze hurmalar düşsün. Sonra ye-iç, gözün aydın olsun. Sonra eğer beşerden birini görürsen, `Ben Rahman’a [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'a] bir oruç adadım, onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım´ de."
27-28Sonra Meryem, çocuğunu yüklenerek toplumuna getirdi. Toplumu dediler ki: "Ey Meryem! Doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın. Ey Harun’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kişi değildi, annen de yasa tanımaz/iffetsiz bir kadın değildi."
29Bunun üzerine Meryem ona; doğum anında aşağısında bulunan kişiye; Zekeriya´ya işaret etti, ondan gelişmeleri açıklamasını istedi. Zekeriya, Meryem´in zina etmeden çocuğu doğurduğuna kefil olup çocuğun mabette yetiştirilmesini istedi. Onlar, "Biz, yüksek mevkide olan kişiler, henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyleriz/yüksek mevkide olan kişiler henüz ergenlik çağına gelmemiş birine nasıl söz söyler?" dediler.
34İşte bu, hak söze göre, hakkında ihtilâf edip durdukları, "30Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitabı verdi ve beni bir peygamber yaptı. 31Beni, ben nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe bana salâtı [mali yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı] ve zekâtı/vergiyi yükümlülük olarak ulaştırdı. 32Ve beni, anneme iyi davranan bir kimse yaptı. Ve beni bir zorba, mutsuz biri yapmadı. 33Ve doğurulduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden diriltileceğim gün, selâm benim üzerimedir. 36Ve şüphesiz Allah benim Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. O hâlde O'na kulluk edin, işte bu, dosdoğru yoldur" 34diyen Meryem oğlu İsa'dır.
Kaynak: İşte Kur'an
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Alalh'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
|