Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. January 2009, 12:51 AM   #33
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.093
Tesekkür: 3.632
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

ALLAH İLE ALDATMANIN VATİKAN TEZGAHI:
DİNLERARASI DİYALOG
İdeolojilerin çökmek üzere olduğunu, dinlerin yeniden sahneye oturacağını, o gün geldiğinde en şanslı dinin İslam olacağını, Batı’nın büyük beyinlerinden Arnold J. Toynbee daha 1940’lı yıllarda Batı stratejistlerine, siyasetçilere söylemiş, tedbir almalarını istemişti.
Luther’e göre, Kur’an, Hıristiyanlığı yıkmak için şeytanın Muhammed’e öğrettiği bir şer ürünüdür. Hz. Muhammed ise peygamber değil, İsa-Mesih’in misyonunu baltalamak isteyen bir deccaldır.
Bugün, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve Dinlerarası Diyalog projesi olarak açıkça telaffuz edilen İslam ülkelerini sömürgeleştirme projelerinin stratejileri 1950’li yıllardan itibaren uygulamaya kondu.
Dinlerarası Diyalog, 1962-65 yılları arasında geliştirilmiş bir Vatikan projesidir. Bu projenin dinsel dayanağı olan ve 1965 yılında aktedilen H. Vatikan Konsili, faaliyetine esas olan Nostra Aetate unvanlı belgede Müslümanlara epey yer ayırmıştır. Diyalog adlı misyonerlik faaliyetinin esas hedefi Müslümanlardır. Nostra Aetate’nin Müslümanlara ayrılan kısmında Hz. Muhammed’in nübüvveti kabul edilmemiştir. En insaflı ve en ileri olanlarının ağızlarının yarısıyla söyleyebildikleri şudur:
“Hz. Muhammed, Tanrı’nın putperest Arapları İsa Mesih’e hazırlasın diye gönderdiği pedagog eğitimcidir. Görevi böyle bir hazırlamadır, peygamberlik değil. Ama bu görev de iyi bir hizmettir, makbul bir hizmettir.”
Proje Hıristiyanlarındır; Müslümandan istenen ise bu projeye destek vermek, yâni AB-Vatikan tarafından belirlenen hedeflere varmada hizmetçilik yapmak, dolgu maddesi olarak kullanılmaktadır. Bizim ‘diyalog avukatları’ istedikleri kadar ‘diyalog yoluyla tebliğ yapacağız desinler, Papa II. John Paul daha o günlerde şunu açıklamıştır:
“Dinlerarası diyalog, kilisenin Hıristiyanlaştırma yâni misyonerlik faaliyetlerinin bir parçasıdır.”
Hem BOP’ta hem de dinlerarası diyalogda rol alabileceklerin yumuşak karınları bulunmuştur: Atatürk mirasından rahatsızlık.
Kur’an’ın tebliine yol açmak için diyalogcu olduk diyorlar. Peki, Kur’ansal tebliğ, Yahudi ve Hıristiyanlar dışında kimseye uzanmıyor mu? Neden Budistler veya Hindularla diyalogunuz yok?
Hâttâ, süper Hıristiyan güçler dışında bir Hıristiyan ülke veya kitleyle bile diyalogunuz yok! Varsa yoksa Vatikan ve ABD. Orada sizi cezbeden ‘Allah rızâsı mı’ yoksa para ve güç mü? Hangi Hıristiyan’la Diyalog Kuracağız?
Hz. İsa’nın vahyine inanarak mümin olan Hıristiyanla mı, yoksa İsa’dan yıllar sonra onun dinine girip bu dindeki tevhit unsurlarını bir bir bertaraf ederek İsevi vahyi şirke bulaştıran Pavlus Hıristiyanlığı ile mi?
Hz. İsa’nın tebliğ ettiği dinde Hz. İsa beşerdir ve peygamberdir. Pavlus’un oluşturduğu kilise Hıristiyanlığında ise Hz. İsa Tanrı’dır. Bugünkü Hıristiyanlıkta peygamber, Pavlus’tur. Pavlus, kendisini Rabbin elçisi diye tanıtıyor. Kilisedeki sıfatı budur. Halbuki Kur’an’a göre, ‘Rabbin elçisi’ sıfatı İsa’nın sıfatıdır.
Diyalogun temel hedefi Hıristiyanların Müslümanlaşmasını önlemektir. Fakat Müslümanlar zayıflayıp Hıristiyan dünyaya muhtaç hale gelince diyalogda maksat değiştirildi. Müslümanların Hıristiyanlaştırılması esas oldu. Batı, İslam dünyasına yüzlerce ölüm göstererek onun yüreğini korkuyla dolduruyor, ardından da onu iki büyük ve ölümcül sıtmaya râzı ediyor. Bu sıtmalardan biri AB-Vatikan patentli ‘Dinlerarası Diyalog’ sıtması, ikincisi ise ABD patentli ‘Ilımlı İslam’ sıtmasıdır.
ABD’nin ‘dine dayalı soğuk savaş siyasetleri’nin teorisyeni William Christian Bullitt’tır.
Vatikan’ın 1960’larda başlattığı ‘Dinlerarası Diyalog’ projesini, siyaset alanında ilk telaffuz eden de Bullitt olmuştur. Ona göre, “dinlerarası diyalog, Sovyetler birliğine karşı kullanılacak en önemli silahlardan biridir.”
Diyalogun başını çeken CIA menşeli lider ise Evangelist papaz Frank Buchman idi. Buchman, Allah ile aldatma lügatinin önemli söylemlerinden birini kullanarak ünlü Şato’da topladığı her dinden işbirlikçiyle Evangelist ABD egemenliğinin programını yürütüyordu. Kullanılan başlık, ‘Moral Rearmament’ (Yeniden mânevî silahlanma) idi.
Evangelist Şato ayrıca, 1950’lerden başlayarak Türkiye’de bir dizi ‘Komünizmle Mücadele Derneği’ örgütleyecektir. Bu derneklerin Allah ile aldatma tezgahının en yaman kuruluşları arasında olduğunu en iyi bilenlerden biri de bu satırların yazarıdır.
Arkasından 1951 yılından başlayarak aynı merkezden güdülen ve aynı amaca hizmet eden ‘İlim Yayma Cemiyetleri’ kurulup yaygınlaştırılacaktır.
İstanbul’da ‘Ekümenik Patrikhane’ ad ve tabelasıyla bir Hıristiyan devletinin kurulması gününün geldiği ilan edilmiştir. Yaşadığımız günler, ‘Ekümenik Patrikhane’ye ‘ekümenya’ yâni toprak hazırlamanın hızlandırıldığı günlerdir. Vakıflar Yasası’nın, “Türkiye’nin bağımsızlığını tehdit edici niteliktedir” gerekçesiyle veto edilmesine rağmen hiçbir yeri değiştirilmeden yeniden çıkarılması rastlantı değildir.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır