Alıntı:
Araştıran Nickli Üyeden Alıntı
Yanlış anlamadıysam yukardaki ayetlere göre şunu demek istiyorsunuz:Boyun eğip,teslimiyet göstermeden önce mutlaka fiili bir eylem olması gerekir.Eğer bu böyleyse meleklerin secde etmesi ne anlama gelir peki meleklerde önce fiili olarak yeremi kapanmışlardır?Bitkiler ve ağaçların secdesine ne demeli?Gölgelerin,Güneşin,Ayın secdesi?
17.109 daki ayette secde kelimesi,kökü ve türevlerini göremiyorum.Secdeyle ne gibi bağlantısı var bunun?
17.107 de Hakkı yılmazın çevirisi şöyle boyun eğip teslimiyet göstererek çeneleri üstü
kapanırlar.
Benim arapça uzmanlığım yok ama çevirinin esası şuna dayanıyor.çeneleri üstüne kapattıktan sonra teslimiyet göstermiyorlar tam tersi teslimiyet gösterdikten sonra çeneleri üstüne kapanıyorlar.
Benim secde denildiği zaman aklıma gelen ilk şey boyun eğmek,teslimiyet göstermek,gerçek karşısında itaat etmektir.
Bakın secde kelime olarak yere kapanmak anlamında değildir.Ama bir insan acziyetini,teslimiyetini nasıl tiyatral bir şekilde gösterir diyorsanız yere kapanmak,çene üstüne lap diye düşmek tam bir teslimiyet,boyun eğmek ifadesidir derim.
|
meleklerin secde etmesi ne anlama gelir...? Bitkiler ve ağaçların secdesine ne demeli? Gölgelerin, Güneşin, Ayın secdesi?
Kardes, konumuz
Nisâ 101-104'teki "secde"dir,
onunla
ilgisi olmayan ayetlerdeki secde degil.
O yüzden örnegin konumuz
insanlarin "secde"sidir;
meleklerin secdesi degil.
agaçlarinki hiç degil.
Bu basit gerçegi göz önünde tutarsak
sözü "Peki meleklerin secdesine ne buyrulur; bitkilerin ve agaçlarin secdesine ne buyrulur; gölgelerin, günesin, ayin secdesine ne buyrulur?" gibi
varoluşsal anlamdaki "secdeler"e saptirmayiz. Çünkü inanmis kimseleriz biz, iyi niyetliyiz; pürüz çikarmak için konusmayiz.
Benim secde denildiği zaman aklıma gelen ilk şey boyun eğmek, teslimiyet göstermek, gerçek karşısında itaat etmektir.
Konumuz
cephe denen
savas ortamindaki "secde"dir,
orman denen
baris ortamindaki secde degil,
meleklerin bulundugu ortamlardaki secde hiç degil.
Bu basit gerçek es geçilmezse bilinir ki
cephe denen can pazarinda
egitim ögretim olmaz, o namevcut seyle verilen bi buyruk olmaz,
kendisi namevcut bi buyruga
boyun egmek olmaz.
Bakın secde kelime olarak yere kapanmak anlamında değildir.
Allah ne diyorsa o.
Feth 29'da yüzlerdeki "secde izi"ne yollama yapiyor Allah,
eseris sucûd.
SECDE yüzüstü
yere kapanmak anlamina gelecek ki
o izler olusabilsin, degil mi.
şunu demek istiyorsunuz: Boyun eğip teslimiyet göstermeden önce mutlaka fiili bir eylem olması gerekir.
Hayir, öyle bi öncelik sirasindan söz etmiyorum. YERE KAPANMAK anlaminda secde var mi yok mu, ondan söz ediyorum. Bakar misiniz, o ayetlerde "secde"nin yüzlerde biraktigi izlere atif var. YERE KAPANMAK anlaminda secde edilmis ki yüzlerde o izler olusmus.
Önce bu gerçegi görecegiz. Sonra bundan
ille bi
ikna olus ya da
itaat çikarimi yapacaksak ONDAN SONRA yapacagiz. Ama
ille diyorum çünkü o mecazdir, o çikarimin yapilmasi sart degil. Hatta yanlistir.
Örnegin
"Nisâ 101-104'teki SECDE egitim ögretim adina verilen buyruga itaat"tir iddasi yanlistir.
Yukarda belirtmeye çalistim.
Rica ettim, secdenin yüzlerde biraktigi izlere itiraz edin ve itirazinizi ANILAN AYETLERE dayanarak kanitlayin. Ricami tekrarliyorum. Sözlüklere dayanarak degil o AYETLERE dayanarak kanitlayin. Çünkü sözlüklerde sayin Hakki Yilmaz'in işine gelmeyen anlamlar örnegin YERE KAPANMAK (prostration) da bulundugu halde sayin Yilmaz o anlamlari DIŞLAYIP istemese de sözlükleri istismar ediyor.
*
Buraya kadar meramimi anlatabildiysem
devam edeyim, Allah isterse.