Konu: Nisa Suresi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21. December 2014, 08:17 PM   #56
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm,


Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Inananlar lütfen bi denesinler.

ALLAH'IN ÖNÜNDE olduklarinin bilinciyle secdeye varsinlar aglayarak, yebkûne. Bu onlarin "huşû"unu artiracaktir, yezîduhum huşûâ. O huşûyla bastirsinlar yüzlerini haliya, kuma, çimene... ta ÇENELERI degene kadar, ezkân.

Ve aynaya baksinlar. Alinlarinda bi kizarma, bi iz olusmus mu olusmamis mi.

SECDE yere kapanmak olmasaydi
yere kapanmaksizin yüzde* secde izi olusur muydu,
eseris sucûd?
Müslümanım diyenin secdesi/teslim olup, boyun bükerek, yaşamındaki her tür eylemde belirleyici tek otoritesi sadece Allah'a olur. Müslüman secde ettiği Allah'a tazarruan yakarırken duyacağı haşyetle kendisini yere atabilir,yere kapanabilir(harru). Bu durumda yere kapananın bedeninde kapanılan yerin bıraktığı etkilerden olarak;dizinde ve başın yere değen kısımlarında kızarıklıklar olabilir. Aynaya bakıldığında da görülür.

Allah'a secde edenin eseri;yere kapanmanın(harru) etkisinden kaynaklanan kızarıklıklardan değil ancak, sergilediği davranışlarından görülür.

Çoğulu asâr olan eser, birşeyin varlığını gösteren alâmettir. Araplar devenin ayağına, yürüdüğünü belirten bir alâmet yaptıklarında(çan, zil vb) bu sözcüğü kullanırlar. Yine başkalarına aktaracakları yazılı belgeler için ve hareketler, huylar gibi vasıflar için de bu sözcüğü kullanırlar.

İsterseniz "e-peltek se-re" kök harflerinden türetilen " aser, yu'ser, asere, tü'sirune, yü'sirune, asar, yesiyru,asari, eseriy" sözcüklerinin [Kur'an'da geçtiği âyetlere bakalım:

Naziat;38:Ve aserelhayateddünya

Müddessir;24:Fekale in hazâ illâ sıhrun yu'ser

Yusuf:91:Kalu tAllahi lekad aserekâllahu aleyna ve in künna le hatıiyn;

A'lâ;16:Bel tü'sirunelhayateddünya

Ahkaf;4:Kul eraeytüm ma ted'une min dunillahi eruniy ma zâ haleku minel Ardı em lehüm şirkün fiys Semavat iytuniy bi Kitabin min kabli hazâ ev esaretin min ılmin in küntüm sadikıyn

Haşr;9: Velleziyne tebevveüddare vel'iymane min kablihim yuhıbbune men hacere ileyhim ve la yecidune fiy sudurihim haceten mimma utu ve yü'sirune 'alâ enfüsihim velev kâne bihim hasasatun, ve men yuka şuhha nefsihi feülaike hümülmüflihun

Hadid;27: Sümme kaffeyna 'alâ asarihim biRusuliNa ve kaffeyna bi'Iysebni Meryeme ve ateynahul'İnciyle ve ce'alna fiy kulubilleziynettebe'uhu re'feten ve rahmeten, ve rehbaniyyetenibtede'uha ma ketebnaha 'aleyhim illebtiğae rıdvanillahi fema raavha hakka ri'ayetiha feateynelleziyne amenu minhüm ecrehüm ve kesiyrun minhüm fasikun

Mü'min;21: Evelem yesiyru fiyl Ardı feyenzuru keyfe kâne akıbetülleziyne kânu min kablihim* kânu hüm eşedde minhüm kuvveten ve asaren fiyl Ardı feehazehümullahu bi zünubihim ve ma kâne lehüm minAllahi min vak;

Rum;50: Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil Arda ba'de mevtiha inne zâlike le muhyil mevta ve Huve alâ külli şey'in Kadiyr

Saffat;70: Fehüm alâ asarihim yühreun

Ta Ha;84: Kale hüm ülai alâ eseriy ve aciltü ileyke Rabbi literda

Yasin;12: inna nahnu nuhyilmevta ve nektübü ma kaddemu ve asarehüm ve külle şey'in ahsaynahu fiy imamin mübiyn

Âyetlere baktığımızda insan bedeninde oluşan kızarırklıklarla "eser" sözcüğünün hiç bir ilgisinin olmadığı görülür.

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bildiklerini paylasan dostlara saygi ve tesekkür.

Ben burada müzakereden çekiliyorum.
Çünkü söylemek istedigimi söyledim; bundan sonrasi TEKRAR olacak.
Yararsiz, gereksiz.

Örnegin asagida ÖRNEGIN diye dile getirilen husus bi tekrardir.
Kendisinin yarari oldu mu ki tekrarinin yarari olsun:

ÖRNEGIN Nisâ 101-104'te anlatilan olay
kafirlerin bir saldirisla inananlarin üstüne çullanmasinin beklendigi cephede geçiyor.
Dolayisiyla, o can pazarinda yerine getirilen SALÂT egitim ögretim olamaz.
Katkılarınız için ben de size saygılarımı sunuyorum. Rabbim,cümlemizin de ilmini artırsın.

Tekrarın gereği olmadığını belirtip can pazarında salatın eğitim öğretim olamayacağına yeniden vurgu yapmışsınız.
Ben de: Sefer halinde olan bir topluluk, her an yapılabilecek bir saldırı olasılığı varken bile önlemlerini alarak, ortamın durumuna uygun olan eğitim ve öğretimi; İçerisinde bulundukları durumu da göz önünde bulundururarak, kısaltarak yapabileceklerini söylemiş olayım.

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tekraren:

Konumuz
cephe denen savas ortamindaki "secde"dir,
baska ortamlardaki secde degil.

Bu basit gerçek es geçilmezse bilinir ki
cephe denen can pazarinda EGITIM ÖGRETIM olmaz, o namevcut seyle verilen bi buyruk olmaz.
Yine de sayin Hakki Yilmaz "fe iza secedû"ya boyun eğdiklerinde [ikna olduklarında] diyor.
Oysa namevcut bi buyruga boyun egilemez;
anilan müminler o can pazarina geldiklerine göre zaten ikna olmuslar, onlarin ikna olmaya ihtiyaçlari yok.
Allah'a secde etmeyen/teslim olup, boyun bükerek, yaşamındaki her tür eylemde belirleyici tek otoritenin Allah olduğunu idrak etmeyen birisinin Allah'ın Resulu'nun çıktığı seferde ne işi olabilir. Kur'an'da, yalandan secde ettiğini belirtenler (münafıklar) sefere çıkmadıkları için kınanırlar.
Allah Resulu ile sefere çıkan kişi de sefer sırasındaki salat sırasında Allah Resulunce söyleneceklere boyun eğip teslim olmalı ki, söylenenleri davranışa dönüştürür duruma gelsin.
Can pazarına gelenler coşmak ister imanlarını artırmak ister. Yapılacak salat ile İmanlarının artmasına yönelik eğitim öğretimin yapılması sefere katılanların moralini savunma ve saldırı isteklerinin doruğa ulaşmasına neden olur.

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Gerçekten sözün bittigi yere gelinmis,
söz bitmis.
Gerçekten de söylenecek olanlar söylenmiş. Bundan sonrası müzakerecilerce bilinenlerin yinelenmesinden öteye geçmez.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla