Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. March 2015, 02:24 AM   #13
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli Araştıran kardeşim,

Alıntı:
Araştıran Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben ribayı şöyle anlıyorum:benim bin liram var ve bu parayla bin liralık salça alabiliyorum ama salça almaktan vazgeçtim ve bu parayı kötü günler için biriktirim dedim ama seneye bi baktım ki atıyorum aynı salça iki bin lira olmuş bu durumda zarara geçtim.Ama bu paranın koruma yolunu seçseydim aynı salçayı 2 binliraya alacaktım eğer riba yoluna gitseydim aynı salçayı 2 binliraya alıp üstüne para biriktirmiş olacaktım.Yani sizin dediğinize göre aynı salçayı alabilmek için koruma tercihim riba oluyor.Doğru anlamışmıyım?Benim anladığım riba ise aynı salçayı 2 binliraya alıp üstüne para artırmak yani 2 binliranın üstündeki para riba oluyor
Riba, emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artıştır,fazlalıktır.

Alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planladıysanız, önce bir malı satın alarak o malın sahibi olacaksınız. 1000 lira değerindeki salçanın sahibi olarak sahibi olduğunuz 1000 liralık bu malın alış fiyatı üzerine, elde etmeyi düşündüğünüz kârı/getiriyi ilâve ederek bir satış fiyatı belirleyeceksiniz. Ancak,malınızı, kendi belirlediğiniz fiyata göre değil de iradeniz dışında piyasada oluşan fiyata göre satmak zorunda kalacaksınız. Kazanç sağlamak için bir eylemde bulundunuz. Salçayı üreticiden alarak tüketiciye ulaştırmak için çaba sarfettiniz.Aldığınız salçayı satmak için belirlediğiniz kâr, verdiğiniz hizmete karşılıktır ama garanti değildir, risk altındadır. İstenilen müslümanın alışveriş yaparak kazanmasıdır.

Riba/ emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık şeklinde kazanç sağlamayı planlayan olsaydınız, sahibi bulunduğunuz para/1000 lira veya malı/salçayı ödünç vermek için, bu para veya mala ihtiyaç duyan bir başka kişi ya da kişileri arar ve elinizdeki para/1000 lira veya salçaya ihtiyacı olan kişi veya kişilerin, sizi bulmasını beklerdiniz. Elinizdeki para veya salçaya belirleyeceğiniz riba/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık miktarını hiçbir masraf etmeden,hiç bir emek harcamadan emeksiz olarak, bu türden benzer ribadan/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık kazanç sağlayanlarla birlikte belirleyeceğiniz riba/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık miktarını elinizdeki para/1000 lira veya salçaya ihtiyacı olan kişi veya kişilere bildireceksiniz ve isterlerse de sözleşmesini, kendi belirlediğiniz riba/ emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık miktarı üzerinden yapacaksınız.
Sözleşme imzalamak suretiyle emeksiz, herhangi bir masraf ve hizmet karşılığı olmadan belirlediğiniz fazlalığı, vade süresince almayı sürdüreceksiniz. Ödünç alanın ödeyemez duruma gelebilmesi olasılığına karşılık doğacak riski de , rehin veya kefil yoluyla gidermiş olacaksınız.

1000 liranızı alışveriş ya da riba türü bir gelir elde etmek istemeyip gerektiğinde kullanırım diye yıllık yüzde 12 getiri ile bankaya yatırdığınız. Bu 1000 liranız yıl sonunda 120 lira artışla 1120 lira oldu. Yaşadığınız memlekette yıllık yüzde 12 enflasyon olduysa paranızda bir değişim yaşanmadığı için bir fazlalık oluşmadı. Enflasyon olmasa 120 liralık bu artış emeksiz,risksiz , karşılıksız artış olması nedeni ile riba olacaktı. Enflasyon yüzde 6 olsa 60 liralık artış emeksiz, risksiz ,karşılıksız fazlalık yani riba olacaktı.

Değerli kardeşim varsayımdan çıktığımız bu örneklemeyi görüyor musunuz? Alışverişden doğacak kar/getiri fazlalık risk altındadır. Alışverişten doğmayan kar/getiri fazlalık ise emeksiz, risksiz ve karşılıksızdır. İlki helal iken ikincisi ribadır/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalıktır ki, haramdır.

İslâm’da emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artışlar, fazlalıklar,haramdır. İslâm iktisat düzeninde emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artışlar fazlalıklar da, emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artıştışlara, fazlalıklara dayalı banka ve benzeri kurumların da yeri yoktur. İslâm iktisadında finansman sorunları, özellikle ortaklıklarla çözümlenir. İslâm, ortaklığın her türünü övmüştür. İslâm toplumlarında, ticaret yapmak, mal ve hizmet üretmek için küçük birikimlerle ortaklık yapma yolları araştırılmalıdır. İyi müslümanın ise, büyük birikimi zaten olmaz.” İhtiyaç dışı fazlalığını sürekli infak eden olur.

Ne yazık ki, günümüzde enflâsyon sebebiyle zarara uğranılacağından korkularak, müslümanlar arasındaki ödünç verme işlemlerinde yabancı para, kıymetli maden veya eşya cinsinden ölçüler kullanılmaktadır. Zarar etmekten korkan borç veren belki kendini bu yolla enflâsyondan korumaktadır ama bu korumayı borçlu karşılamakta, bu kez enflâsyondan zarar gören borçlu olmaktadır. Bir başka deyişle, borçludan daha kuvvetli olan borç veren, çarpık ekonominin ceremesini zaten güçsüz olan borçluya ödettirmektedir. Böyle bir davranışın, Rabbimizin “Eğer o (borçlu), darlık içindeyse, kolaylığına kadar mühlet! Eğer biliyorsanız, sadaka olarak vermeniz, sizin için daha hayırlıdır.” şeklinde ifade ettiği sözlerine pek uymadığı ortadadır. Çünkü Rabbimiz bu ifadesi ile; Müslümanların, gerekirse kardeşleri için zararı göze almaları gerektiğini bildirmektedir. Buna göre Müslümanların, zarara uğrama korkusuyla bu gibi davranışlarda bulunmamaları, hele hele daha kötü bir davranışa yönelerek borç vermekten vazgeçme gibi bir ilke edinmemeleri gerekmektedir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle,
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla