Çoktan beri terk-i vatan olmuşum
Çoktan beri terk-i vatan olmuşum
Diyarı gurbette candan usandım
II kahri çekmeden ömrüm hiç oldu
Aktı çeşmim yaşı nemden usandım
Deli gönül ister dağları aşa
Dünyada ne kaldı gelmemiş başa
Benim gam yükümü yüklesem taşa
Taş da dile gelir senden usandım
Canım kurban olsun merdoğlu merde
Benim emeklerim hiç oldu nerde
Sümmani göç eyle durma bu yerde
Ay yıl hafta değil günden usandım...>>
Deli gönül ile düştük bir cenge
Deli gönül ile düştük bir cenge
Hikmeti sorulmaz iştir bu gönül
Günden güne girer her türlü renge
Bazı solar bazı kumaştır bu gönül
Bazı yelkenini derin yürütür
Bazı âh vah ile ömrün çürütür
Bazı lâle sümbül çiçek bürütür
Bazı pus dumandır kıştır bu gönül
Bazı seyre çıkar hûb seyranlanır
Bazı nefse uyar pek bühtanlanır
Bazı yoksul düşer perişanlanır
Her derde ey gedâ baştır bu gönül
Sümmani dünyada sen çekme yası
Allah de şilinsin kalbinin pası
Göğsüne dayanır ecel pençesi
O zaman yoklarsın boştur bu gönül...>>
Deli gönül sana bir öğüdüm var
Deli gönül sana bir öğüdüm var
Eski dostu düşman olur yiğidin
Yokla kendi özün gafletten uyan
Eski dostu düşman olur yiğidin
Dost zamanı deryasını boylama
Utanırsın kemliğini söyleme
Düşman değil dosta bile söyleme
Eski dostu düşman olur yiğidin
Elem gelse bir yiğidin özüne
Söylemesi yeğdir yârin yüzüne
Uymamak gerektir kendi sözüne
Eski dostu düşman olur yiğidin...>>
Derdime tabibsin sevdiğim dilber
Derdime tabibsin sevdiğim dilber
Koyma melûl mahzun bfçâre beni
Yoktur dü cihanda sen gibi dilber
Meylim müştak etme gayrete beni
Saadet tacısın ey nûr-ı server
Damadın Şehriyar sâkil-i yaver
Yoktur bir taksimde böyle bir defter
Kaydeyle deftere fukara beni
Bakma Sümmaniye bağbancı deyu
Unutma sözünü yalancı deyu
Şehr-i abâ değil talana deyu
Vâris et bin memur hisare beni...>>
Dertsiz iken dert ehlinden dert aldım
Dertsiz iken dert ehlinden dert aldım
Aşkın ocağına göz baka baka
On birinde ben ustamdan vird aldım
Gûş verdim kâmile söz baka baka
Lâleyi sümbülü giyinmiş dağlar
Gitti şitâ geldi müzeyyen çağlar
Uyandı seçerler bezendi bağlar
Tutmadı gönlümüz söz baka baka
Kan ağlar dideler nem ile geçti
Arzu'sun bulanlar dem ile geçti
Şu bizim tecelli gam ile geçti
Konmadı gönlüme saz baka baka
Canan der ki maksud ile görünmez
Perişan bağımın gülü derilmez
Yâr der ki Sümmani murada ermez
Usandım canımdan göz baka baka...>>
Dertsiz iken dert elinden dert aldım
Dertsiz iken dert elinden dert aldım
Bu aşkın bahrina daldıktan sonra
Alevlendim ateşlendim alıştım
Bu seri gavgaya saldıktan sonra
Sevda bana ne pazarı gösterdi
Miratından yâr-ı garı gösterdi
Bu senindir bir nigârı gösterdi
Fikrim taştan taşa saldıktan sonra
Gül dalında yattım yurdu artırdım
Gül soldukça yine sesi artırdım
Divan devroldukça derdi artırdım
Sabâdan bir haber aldıktan sonra
Hayatında nedir sabahın bendi
Hebadır o huyun yoktur menendi
Ya getirir nâme o yârin kendi
Bizde nöbet müddet dolduktan sonra
Fehmeyle Sümmani göresin yâri
Hayatında gizli sırrı esrarı
Uzun yıllar terk ettin mi diyarı
Davet kabul olmaz geldikten sonra...>>
Devrân-ı âlemi seyran ederken
Devrân-ı âlemi seyran ederken
Bir sam esti geldi koku tersine
Baktı çar etrafa cevlan ederken
Attı felek bana oku tersine
Bu aşkın râhına girdim piyade
Canan beni mecnun etti rüyada
Dedim bin tabibe kıldım ifade
Yarama vurdular yaktı tersine
Olmadım dünyada şad u bahtiyar
Geçti taze ömrüm oldum ihtiyar
Yârdan nâme geldi bana bergüzâr
Diyor bu nâmeyi oku tersine
Âşıklar her zaman maşukun över
Güzeli dünyada kim olsa sever
Sümmani kiminin ikbâli yaver
Kiminin dolanır çarkı tersine...>>
Dilerdim taşrada bir bağ becerem
Dilerdim taşrada bir bağ becerem
Mükemmel göstermiş bâr bizim evde
Aradım ki yâri nerde bulayım
Derim fikir eyledim zâr bizim evde
Derden merhem umma mecruh ayrıda
Yâri garın gider bu gussa gide
Ne bülbülem gül ararım gayrı da
Gül ile beraber hâr bizim evde
Sevdiceğim nihan etmiş şölvesin
Tahammül var mı ki çekem cilvesin
Yâri seven elbet çeker çilesin
Hicran merak firkat zor bizim evde
Lâyık mıdır ben hâcelet edelim
Var iken dû çeşmim alil gidelim
Her nefeste mazarrat ettim n'edelim
Sen sene sahip ol kâr bizim evde
Acep kimler ahvalinden memnundur
İdrak edüp iş bu hale meftundur
Cengi cidal olmuş ruhum mahzundur
Âdû ekber nefis kör bizim evde
Hangi edvarından bilinmez şadım
Ne mahremem ne yabancı bilinmez
Sîrette surette Islâmdır adım
Mürüvet mi bulunur şer bizim evde
Havf u recâ aman münacat benden
Arzeyle ihâfe ayırma tenden
Der Sümmani kerem hidâyet senden
Yetiş ki talan var yâ bizim evde...>>
Dinle beni bir nasihat edeyim
Dinle beni bir nasihat edeyim
En iyi dostundan sakın sen seni
Dünyanın bozulmaz mânası budur
En iyi dostundan sakın sen seni
Gelir senin ile güler dost olur
Kul kusursuz olmaz kusurun bulur
Sakın ondan sana bir kemlik gelir
En iyi dostundan sakın sen seni
Sümmaniyem bunu böyle söyledim
Soyunup eğnimi üryan eyledim
Başıma geldiği için söyledim
En iyi dostundan sakın sen seni...>>
Dinleyin ağalar tarif edeyim
Dinleyin ağalar tarif edeyim
Melekler şahını rüyada gördüm
Eşrefi saatte lûtfu kadim şah
Bir mübarek leyli cumada gördüm
Baktım cemâline gözüm kamaştı
O saatte aklım başımdan şaştı
Çobana yöneldim kanadım açtı
Pervâzı telliyi hummada gördüm
Sümmani sözünü söylüyor ezel
Mürşitler bağından dökülmez gazel
Hazert-i pfrlerden bana bir güzel
Kendisi bir melek şimalde gördüm...>>
Dost bağında bülbül gibi
Dost bağında bülbül gibi
Öten gelsin bu meydana
Gül için canını nâra
Atan gelsin meydana
İçtim aşkın badesini
Gözlerim firadesini
Cihanda âr perdesini
Yırtan gelsin bu meydana
Gel kalma hayal hâbında
Nûşum var aşkın âbında
Yunus gibi dost bağında
Öten gelsin bu meydana
Mürit can verir pîrine
Erse Bektaşi sırrına
Sakal bıyık birbirine
Katan gelsin bu meydana
Aşık geçmez maşukundan
Gözler rıza-yı babından
Mest-i kadehin kulpundan
Tutan gelsin bu meydana
Müştakım ol pûr kemâle
Meftunam nûr-i cemâle
Dünyalık malı bir pula
Satan gelsin bu meydana
Gönül yârin civarında
Sümmani hulûs babında
Yunus gibi dost bağında
Yatan gelsin bu meydana...>>
Dünya bir eyersiz at
Dünya bir eyersiz at
Bunu bilip süren var mı
Hiç kimseye vermez murat
Muradına eren var mı
Dünya nicesin sevk eder
Kimi gelir kimi gider
Gidenler de ah vah eder
Gidip geri gelen var mı
Dünya gösterir zevkini
Gün be gün aldatır seni
Çekerler bir gün kervanı
Yazık oldu diyen var mı
Güvenme ki devletim çok
Anın sana faydası yok
Azrail'den yiyersin ok
Cerrah gelir yaran var mı
Sümmaniyem ettim karar
Hüdâ'm verdi bana ikrar
Gün be gün eyledim zarar
Derler bana kârın var mı...>>
Dünyalıktan halim sorar bazısı
Dünyalıktan halim sorar bazısı
Bizde sîm yerine emraz bulunur
Böyle imiş alnımızın yazısı
Elimizde bir kırık, saz bulunur
Âşıklar beyhude gurbeti gezer
Eloğlu ariftir ne olsa sezer
Güzellerde vefa bizde sîm ü zer
Ne kışın bulunur ne yaz bulunur
Sümmani kıssadan hisse bu pendin
Bu aşkın nârına yandıkça yandın
Sakın bir kimseye inanma kendin
Doğru arar isen pek az bulunur...>>
Eğer oğlum isen erlik babında
Eğer oğlum isen erlik babında
Hisarın muhkem yap çölen sahip ol
Gelir gayrı kurutulur hep nemin
Derya olamazsan gö'len sahip ol
Erler hanesinde semâlar yanar
Katresin nûş eden mestane kanar
Bağından beceren gül solmaz sanar
Ehl-i bahçıvansan gülen sahip ol
İhtiyarın say'ı gayret sendedir
Himmet erenlerde hizmet sendedir
Eğer sevap eğer zillet sendedir
Uğratma lekeye dilen sahip ol
Fikretme âlemi deme ne haldir
Kendi kendin bilmek ehl-i kemâldir
Kendi destin bûs et başına kaldır
Aşık isen kendi halen sahip ol
Arzudan bihaber imdada bakma
Senden geri kalan imdada bakma
Hayatta kör gidip evlâda bakma
Fırsat elde iken malen sahip ol
Sümmani hebaya ciğerin yakma
Kavl-i inat ile sözsüze çakma
Sağ yârdan ayrılıp ağyâre bakma
Düz kapısı vardır milen sahip ol...>>
Ehl-i aşkın şiddetini nârını
Ehl-i aşkın şiddetini nârını
Kerem gibi yananlara sor bilir
Abdallar terketmiş dünya malını
Behlül gibi divâneye sor bilir
Baykuş bu dünyadan lezzet alamaz
Bu dünyadan giden geri gelemez
Lokman Hekim gelse çare bulamaz
Bu derdi sen Süleyman'a sor bilir
Sümmaniyim akıl başta serseri
Ben deli değildim sen ettin deli
Evliyalar enbiyâlar serveri
Yeri göğü yaratandan sor bilir...>>
Ehl-i hakikatte arif olanlar
Ehl-i hakikatte arif olanlar
Gösterir âlemde yol yoldan ince
Cevapta mücevher zarif olanlar
Feyzi hürrem olur hal haldan ince
Kalb bir şehr-i şandır çardır memuru
Arşa direk oldu müminin duru
Kalbinin ziyası vechinin nuru
Gökten huruç eder hilâlden ince
Der Sümmani râh-ı Hakk'a varsalar
Köşe-i vahdete karar kılsalar
Bir kılı tam kırk yerinden yarsalar
And içerim olmaz kemâlden ince...>>
El ele vermiş de gelen güzeller
El ele vermiş de gelen güzeller
Bir Tanrı selâmı vermez misiniz
Mevlâm sizi süs için mi yaratmış
Biz gel demeyince gelmez misiniz
Gurbete gidenler azığın alır
Kimisi giderde kimisi kalır
Kimi sevap için Kabe'ye varır
Kabe kapınızda bilmez misiniz
Karadır kaşınız yaydan nic'olur
Bugün dünya yarın ahret nic'olur
Bir gönül yapması yüz bin Hac olur
Siz gönül yapmasın bilmez misiniz
Sümmaniyim ey dil yâre n'iderim
Başım alıp diyar diyar giderim
Yarın mahşer günü dava ederim
Giz mahşer yerine gelmez misiniz...>>
El uzattım bir şikâra
El uzattım bir şikâra
Ne çözer ne çözülürüm
Şikâr bende ben şikârda
Ne sezer ne sezilirim
Bu şikârın şekli rumuz
Bunu bilmez aklı müflis
Sende de bende de topuz
Ne ezer ne ezilirim
Sümmani nin matlubu mim
İkaz eder adamı cim
Hem makineyim hem de sim
Ne süzer ne süzülürüm...>>
Eller bülbül olmuş yârin bağına
Eller bülbül olmuş yârin bağına
Bize o gülşene çıkmak göründü
Bir türlü ermedim dost otağına
Dem be dem bedene kıymak göründü
Dünyada görmedim bir şâdlık demi
Bahr-i ceyhun olmuş gözümün nemi
Bunca yıl besledim bu bedenimi
Artık bundan böyle yıkmak göründü
Sümmani sâdık ol dönme bu işten
Ezel nûş eyledin câm-ı elestten
Cananım bir kuştu uçtu kafesten
Bize peşi sıra bakmak göründü...>>
Ervâh-ı ezelde levh-i kalemde
Ervâh-ı ezelde levh-i kalemde
Bu benim bahtım kara yazdılar
Gönül perişandır devr-i âlemde
Bir günümü yüzbin zara yazdılar
Bulmadık şâdlığın iradesini
Çekerim bu gamın ziyadesini
Herkes dosta verdi ifadesini
Bizimkini rüzigâra yazdılar
Aşka benimle eyler daim kıl ü kâl
Daha sabretmeye kalmadı mecal
Derdim taksimdara kıldım arzuhal
Dedi ki öz bahtım kara yazdılar
Gönül gülşenimde hâr oldu deyu
Hasretlik cisminde zâr oldu deyu
Sevdiğim sevdiğin pîr oldu deyu
Erbâb-ı garazlar yâre yazdılar
Nedir bu sevdanın nihayetinde
Yâdlar gezer yârin vilâyetinde
Herkes diyarında muhabbetinde
Bilmem bizi ne civara yazdılar
Kadrimi bilmeze eyledim minnet
Derdimi artıran görmesin cennet
Sarraflar verdiler yâre bin kıymet
Benim kıymetimi nere yazdılar
Döner mi kavlinden sıdk-ı sâdıklar
Dost ile dost olur bağrı yanıklar
Âşık kaydına geçti bunca âşıklar
Sümmaniyi bir kenara yazdılar...>>
Evvel baharda açılır
Evvel baharda açılır
Gonca gonca gülün dağlar
Can ile serden geçilir
İçildikçe mû'lün dağlar
Arayı arayı buldum
Sana indim ârâm buldum
Ziyaret etmeğe geldim
Memleketin ilin dağlar
Gözüm yıldızlara bakar
Önümüze duman çöker
Cûş u hûruş edip akar
Boz bulanık selin dağlar
Yaradan halk etmiş nazar
Gönül aşk deryasını gezer
Koçyiğitler kervanı bozar
Kerbelâdır yolun dağlar
Goncadır güllerin solmaz
Yârinden ayrılan gülmez
Sümmani der tâbir olmaz
Açılmış bülbülün dağlar...>>
Evvela kendini fehmeden insan
Evvela kendini fehmeden insan
Derûnunda olan noksanı tartar
Bulursa bir yerde bir ehl-i irfan
Dosta müştak olan insanı tartar
Akılda münevver dû çeşmi ayık
İster âlim olsun ister meşâyık
Güzel lâzım ola güzele lâyık
Güzeller nutk eden lisanı tartar
Sümmani aldın mı dilberden nişan
Aklından zairsin fikrinde noksan
Maşuktan âşığa yetişse insan
Hasılı vesselam her yanı tartar...>>
Ezel bahar gelse cebel dağlara
Ezel bahar gelse cebel dağlara
Lâle mor menekşe bitmek içindir
Bülbül figan eder inin bağlara
Gönül goncasını dermek içindir
Bu dünya fânidir ezelden fâni
Bugünün varlığı gör yarın hani
Hak bize vermiştir akıl lisanı
Kendine ibadet etmek içindir
Der Sümmani deli gönül lök olmaz
Geien gider bu dünyada mülk olmaz
Can emanet bu gövdeye yük olmaz
Gelmişiz dünyaya gitmek içindir...>>
Gel gönül göç eyle dâr-ı fenadan
Gel gönül göç eyle dâr-ı fenadan
Açılmış makamı gülü Cennetin
Çünkü bir vefa yok yalan dünyadan
Bezenmiştir her tarafı Cennefin
Ne güzel halk etmiş yaradan Tanrı
İslâm olanlara nasip et bari
Altundan gümüşten burc-ı hisarı
Tabaka tabaka yeri Cennefin
(Her) ne kadar meth etsem o kadar yüce
Bilmeyen cahile gelir netice
Şavkından durulmaz yok gündüz gece
Her yana şevk verir nuru Cennefin
Muhammed'dir Hakk'ın hak dürdanesi
Kurulsun şemalar aşk pervanesi
İki kerpiçtendir onun binası
Mücevherdir çar tarafı Cennefin
Her mümine yetmiş huri azından
Doymak olmaz her birinin nazından
Ballar akar bismilâhın gözünden
Zülâllanmış ol Kevser-i Cennefin
Onları saranlar alırlar tadı
O zaman açılır gönlümün şadı
Ebubekir Ömer Osman Haydan
Dört ismi var aşikâre Cennet'in
Amelde zayıfım gayet pek naçar
Cennet'in kapısın ganiler açar
Idris nebi orda hülleler biçer
Ne güzeldir hülleleri Cennet'in
Sümmani neylesin kisb u kemâli
Kemâlsiz dünyada neylersin malı
Orada görünür kudret cemâli
Titreşir binası nuru Cennet'in...>>
Gönül bülbül iken gonca dalında
Gönül bülbül iken gonca dalında
Öyle âh ettim ki gül yarelendi
Hicran pazarında gam firağında
Aktı dü çeşmimden sel yarelendi
Aşkın otağına bak firağına
Yüz sürüp hâkine düş ayağına
Dokundu yâr zülfü gül yaprağına
Zevk ü sefasından tel yarelendi
Güzeller şâhısın sen nur-i cemâl
Sendedir nezâket sendedir kemâl
Dedim ifademden edem arz-ı hal
Tahammül kalmadı dil yarelendi
Sümmani destin öp koy kendi başa
Kâr etmez ihâfe ciğeri taşa
Maksudu sevenler düştü ateşe
Dertli değil dertsiz kul yarelendi...>>