Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
Yalakalığa gelince, Allah sizden yalakalık istemiyor ama; sizler günde beş sefer eteğine yapışıp çekiştiriyorsunuz. _"Bak, bak. Ben burdayım, sana namaz kılıyorum" der gibi. (Ben yalakalık değil, yağcilik ifadesini kullanmıştım)
|
Namaz en kadim ibadetlerden bir tanesidir. Kur'an nuzülünden önce cahiliye diye ifade ettiğimiz Arap toplumunda müşriklerin putlarını yüceltmek için yaptıkları bilinmektedir. Bundan ziyade namaz çok daha önceki tarihlere kadar gitmektedir. Tahribata uğramış diğer ehli kitap(Tevrat, İncil) mensubu olan toplumlarda da varlığı bilinmektedir. Bunun dışında semavi yani ilahi kaynaklı dinler dışında mevcut olan dünyevi dinlerde de bir şekilde benzer uygulaması olmuştur. Bknz:Maniheizm. Mani dininide de vakit ve rakat sayısı fazla olmakla birlikte varlığı bulunmaktadır.
Hulasası üstadım, namaz köklü bir ibadet şeklidir. Esası Allah'ı yüceltmek ve onu tespih etmektir. Eğer sizin dediğini gibi riyakarlık oluşturan bir ibadet olsa idi, Allah çoğu ayette bizden kendisini yücetlmemizi ve tespih etmemizi istemezde. Ancak çoğu ayette rabbimizi yüceltmemizi ona kulluk etmemizi buyuyor. Bunun dışında yukarıda size örnek verdiği Alak suresi 19. ayet ile ilgili bir yprum getiremediniz. Sizin dediğiniz gibi olduğunu düşünecek olursak, bu surede ki "secde et ve yaklaş" ifadesi ne demektir?
Dikaktinizi çekmek istiyorum namaz ilahî'dir. Siz sanırım namazı bir takım şirk ve bidat mahsulu tasavvuf erbabının semazen gösterisi gibi düşünüyorsunuz. Semazen gösterisinde ki Allah'tan alıp halka vermek ve boş boş dönmek gibi bir saçmalık ile umarım namazı bir kefeye koymuyorsunuzdur.
Tüm bunların dışında namaz ibadeti, Allah resulunun bizzat uyguladığı ve yaptığı bir ibadet olduğu herkesce malum ve aşikar. Siz Allahın bizzatihi elçisinin ve dinin yaşayan örneği olan peygamberin kıldığı ve kıldırdığı namazları da mı inkar ediyorsunuz? Eğer öyle ise, siz Kuran ile çelişiyorsunuz demektir. Hz. Peygamber ve namaz ibadeti ile ilgili bilgileri uydurma hadis kitaplarından ve israilyat kaynaklı olan ve dine yabancı din ve kültürlerin etkisi ile ilgili kitaplardan almıyoruz. Biz bu bilgileri akademik cemiyette kaynak olarak gördüğümüz, tarih tenkid usulu ve metedolojisi sonucu doğru birer kaynak olduğuna inandığımız Siyer, tabakat, ensab vs gibi tarihi kaynaklardan alıyoruz.
Bu bilgileri bir tarihçi olarak(Lise veya orta okul düzeyinde bir tarihçi değil, akademik çalışmalarına devam eden birisi olarak) veriyorum sizlere.
Eğer ifade ettiğim kaynakları inkar edecek olursanız, Müslümanların Tarihi diye bir şey ortada kalmaz. Hz. Peygamber'in hayatı, yaşayışı ve Kuran nuzulu sonrası Müslümanların Tarihini bu kaynaklara borçluyuz.
Esenlikler
Saadettin Sipehsalar