Yusuf Suresine Giriş
Adını surenin eksenini oluşturan Yusuf kıssasından alan sure, Mekke döneminin sonlarına doğru, Kureyşli müşriklerin peygamberimizi öldürme, sürme veya hapsetme plânları tasarladığı sırada inmiştir. İniş sırasına göre Kur’an’ın 53. suresidir. Bazı kaynaklarda 1-3 ve 7. ayetlerin Medine’de indiği ileri sürülmüşse de, bu ayetlerin sure bütünlüğü ile gösterdiği uyum, söz konusu iddianın uzak bir ihtimal olduğunu göstermektedir.
Surenin ilk üç ayetinde Kur’an üzerine vurgu yapılmakta, 4. ayetinden 101. ayetine kadar olan bölümde ise “Kıssaların en güzeli” olarak nitelenen Yusuf kıssası nakledilmektedir. Detaylı bir anlatımla Kitab-ı Mukaddes’te de yer alan Yusuf kıssası, surenin indiği dönemde, gerek Ehl-i Kitap gerekse Ehl-i Kitap olmayanlar arasında dillerde dolaşan en ünlü kıssa idi.
Diğer kıssaların kısa ve uzun anlatımlarla birden çok surede yer almasına karşılık, Yusuf kıssası Kur’an’da sadece bu surede anlatılmaktadır. Kıssa, üslup ve içerik olarak eşi olmayan bir özellik ve güzelliğe sahiptir. Nitekim bu husus 3. ayette “… Biz sana kıssaların en güzelini aktarıyoruz” ifadesi ile de belirtilmiştir. Tevhit, sabır, adalet, hoşgörü, bağışlama, yakın çevre ilişkileri, iktisat, siyaset konularında insanlığa eskimeyen ilkelerin vazedildiği ve peygamber de olsa “beşer”in hata yapabileceği hususunun vurgulandığı bu kıssa ile peygamberimize Yusuf peygamber gibi sabırlı olması, korkmadan-yılmadan görevini sürdürmesi, işin sonunun Yusuf peygamberin akıbetindeki gibi “hayır” olacağı mesajı verilmiştir. Aynı zamanda, Kureyşlilere de peygamberimizle girdikleri mücadeleyi eninde sonunda kaybedecekleri, direnmelerinin anlamsız olacağı ihtarı yapılmıştır.
Esbab-ı nüzul kayıtlarına göre [Mukatil; Razi, el-Mefatihu’l-Gayb; Kurtubi, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an] bu sure, Yahudilerin -Yusuf kıssası ile ilişkili olarak- peygamberimize Yakub’un ailesinin Şam`dan Mısır`a niçin gittiklerini sor*maları üzerine inmiştir. Yahudilerin hesabına göre, bu sorunun cevabını bilmeyen peygamberimiz önce soruyu kaçamak karşılıklarla geçiştirecek, sonra olayın nasıl olduğunu bir takım Yahudilerden soruşturacak, böyle yaptığı anda da tüm foyası meydana çıkmış olacaktı. Yahudiler bu faka bastırmayla insanlara peygamberimizin Kur’an’ı kendisinin uydurduğunu göstermiş olacaklarını ummaktaydılar. Fakat olaylar hiç de Yahudilerin bekledikleri gibi gelişmedi. Ehl-i Kitap kültüründen uzak yaşamış olan peygamberimiz, Yakub ve Yusuf peygamberler ile ilgili kıssayı Allah’ın vahyi olarak insanlara tebliğ etmiş, böylece Kur’an’ın Allah tarafından indirildiği ve mucizeliği bir kez daha ortaya konmuştur.
Bir başka görüşe göre ise Yusuf suresi, bazı müminlerin “Ya Rasülellah! Keşke bize bir kıssa anlatsaydın” diye talepte bulunmaları üzerine inmiştir. [Vahıdî; Esbab-ı nüzul, s. 155]
|