Selamun aleyküm, değerli Hasan Akçay kardeşim,
Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı
Sayin kuman
hemen yukardaki 60 nolu iletinize cevaben söyleyeceklerim
daha önce söylediklerimin tekrari olacagi için
simdilik cevabim yok.
***
Bi köse yazari olarak Cüneyt Ülsever
yillarca gerçekleri bi daha bi daha yazdigini ama bunun hiç bi ise yaramadigini görmüs.
Artik yazmayacagini ilan etti.
Bi sey degistire memeye
kendi küçük dünyamdan tipik bi örnek vereyim.
2007'nin baslarinda (belki adinin geçmesini istemez diye bu yazimdan adini sildigim) bi kardesimiz ve ben
hanifdostlarda
" et-tâbîne gayri ûlil irbeti min er-ricâl"i müzakere ettik.
Hani, 24:31'de geçen
ve tesettürcüler tarafindan
inanan kadinin "mahrem"leri ilan edilen erkekler...
tipki inanan kadinin babasi, erkek kardesi gibi.
Ifadenin
o kardesimiz tarafindan onaylanip sunulan
çevirisi:
kadina ihtiyaci olmayan erkek tâbiler
Oysa dogru çevirinin ihtiyaçsiz erkek tâbiler olmasi gerekir
çünkü Arapça metinde kadin anlamina gelebilecek hiç bi ifade yok;
kardesimizin dikkatini buna çektim.
"Tamam ama" dedi,
ilahiyatçilar onu kadina ihtiyaci olmayan erkek tâbiler diye tercüme ediyor,
o halde dogrusu odur.
Dogrusu odur?
Tesettür ugruna
Islama sivastirilan ahlaksizligin, müstehcenligin kaynagidir
o çarpitma.
Eee?
Allah'in o gerçegine kardesimizin dikkatini çektim de degisti?
Hiç bisey.
*
Tesettürlü hanimlara sordum:
Ilahiyatcilar diyor ki
örnegin hadim edildigi için kadina ihtiyaci olmayan erkek hizmetçiniz,
vücudunuzun avret sayilan yerlerini görebilirmis, tipki babaniz gibi.
Caizmis bu.
Siz ne diyorsunuz, caiz midir?
Saçinizi, memelerinizi ve öteki avret yerlerinizi açar misiniz
kadina ihtiyaci olmayan erkek tâbinize?
Cevap:
Hayir! Çünkü önemli olan
onun bana nasil baktigi degil
BENiM ona nasil baktigimdir.
Bu kadar.
Tesettürlü kardesimiz
kadina ihtiyaci olmayan erkek hizmetçisini seksî bulabilir, onunla yatip "Öp beni, SIK beni!" diye sevisebilirmis.
Tipki "Muhtesem Yüzyil"daki Sümbül Agaya asik olan kadinin yaptigi gibi.
http://www.zapkolik.com/video/muhtes...ek-yuzu-667189
*
Bunu
baska yerlerde baska kimselere de
anlattim.
Sonuç?
Tamam, tamam...
Içindekini kustun iste.
Yaylan simdi!
Allah'in gerçegi?
________________________________________________
*Cevher Hatun, kadina ihtiyaci olmayan Sümbül Aga'ya evlenme teklif ediyor:
Hayatta her seyin bi çaresi bulunur, öyle degil mi.
Anasiz babasiz kalmis bi sürü sabi var neticede. Aliriz evimize bir kaç tanesini. Bakariz onlara. Evlatlarimiz olur...
Evlatlarimiz olur. Bi aile oluruz... Bi aile oluruz seninle. Kocaman mutlu bi aile oluruz.
http://www.zapkolik.com/video/muhtes...im-2013-710604
|
Hanif Dostlara gönderme yaptığınız kişi - eğer başkası ile de aynı konuda yazışmadı iseniz- dost1 adındaki kişi olan benim.
Tüm yazılarınızda çekinmeden ismimi verebilirsiniz. Bence hiç bir sakıncası yok.
konuya yabancı olan arkadaşlarımızın da bilgilenmesine yönelik olarak oradaki yazışmalarımızdan sözkonusu ettiğiniz yerleri buraya aktaracağım.
Alıntı:
Gönderen: 25 kasim 2006 Saat 10:32 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay
Hayır, sevgili yasemin64 kardeşim. Sayın dost1 Allah'ın sözlerini fena halde çarpıtmış.
Sayın dost1’in cilbab hakkındaki sözleri ne kadar doğruysa ziynetler hakkındaki sözleri o kadar yanlış. Ve onayladığı meallerin mütercimi Allah’ın sözlerini fütursuzca çarpıtmış.
O çarpık ifadelerin yalnızca birine buyurun birlikte bakalım
Allah’ın sözleri: ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical
Dost1’in onayı: yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar
Görüldüğü gibi ilahî sözlerin içinde kadın anlamına gelen ünse kelimesi yok. Sayın dost1 tarafından onayladığı mütercim üretmiş o kelimeyi ve Allah’ın sözlerine eklemiş.
Neden? Çünkü şu minareye kılıf arıyor:
Allah ziynetler derken gûya ziynet (yerleri) demek istiyormuş yani avret yerleri. Örneğin kolyenin yeri olan gerdan, altın zincirin yeri olan memeler...
İşte inanan bir kadın oralarını kendisine bağlı ihtiyaçsız erkeklere açabilirmiş. Allah gûya bunu caiz kılıyormuş.
İTTABİIYNE GARİ ÛLİL IRBETİ MİNER RİCÂL, kadına ihtiyaç duymayan erkekler olsun ki kadın oralarını açınca şehvetle bakmasınlar...
Ne kurgu ama değil mi. Bunu ben tesettürlü kardeşlerimize hep sordum:
Tesettürcüler öne sürüyor ki örneğin altın zincirinizin yeri olan memelerinizi iğdiş erkek hizmetçinize açmanıza Allah izin veriyormuş. Bu iddiaya inanıyor musunuz?
Kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkek hizmetçinize memelerinizi açar mısınız?
Cevap: Hayır! Çünkü önemli olan asıl benim ona nasıl baktığımdır; onun bana nasıl baktığı değil.
Anlaşıldı mı, efendim? Tesettürlü kardeşimiz iğdiş erkek hizmetçisini seksî bulabileceğini söylüyor. Canı çekebilirmiş onu. Hattâ belki evlenecek garibimle; yatağa girecek; fantezik aşk oyunları yapacak. "Öp beni!" diyecek; "Sık beni!" Orgazm oluncaya kadar.
Tesettürcü ve namuslu beyler! Acaba Osmanlı sarayında erkeksizlikten imanı gevreyen kadınlar harem ağalarıyla bu tür ilişkilere girmedi mi? Emin misiniz?
Bakın, tesettür uğruna İslama boca ettiğiniz fuhuş minaresine asla kılıf uyduramazsınız. Allah’ın sözlerini çarpıtsanız da uyduramazsınız. Çünkü Allah’la inatlaşıyorsunuz. Bırakın bu pis işleri.
Bırakın inanan kadının memelerini elin adamlarına açıvermeyi. Utanın biraz.
Sübhanallah, Hasan Akçay
Gönderen: 25 kasim 2006 Saat 13:43 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay
"İttabiıyne gayri ûlil ırbeti miner ricâl"in açılımı şöyle:
ittabiıyne: bağlı
ırbe: ihtiyaç
gayri ûlil ırbe: ihtiyaçsız
miner rical: erkeklerden
kadınlara bağlı erkeklerden ihtiyaçsız olanlar.
Kadınların ihtiyaçsız erkek hizmetçileri.
Örneğin günümüzde Bayan Sabancı gibi fabrika sahibi bir iş kadınına bağlı erkek işçiler. İslamın kurulduğu ortamda Hz Hatice gibi kervan sahibi bir iş kadınına bağlı erkek işçiler.
Ayette bunların ihtiyaçsız olduğu belirtilmiş ama hangi konuda ihtiyaçsız olduğu yoruma bırakılmış. İki yorum var:
(1)Tesettürcülerin yorumu: o erkekler kadın konusunda ihtiyaçsızdır; tıpkı iğdiş haremağaları gibi. Bunun ne kadar abes ve ahlaksız bir iddia olduğunu bir önceki iletimde anlatmaya çalıştım.
(2)Başka bir yorum: o erkekler kolye ve zincir anlamındaki ziynetler konusunda ihtiyçsızdır. Açıklamaya çalışayım:
Diyelim ki Bayan Sabancı’nın işçileri aralarında para toplayıp doğum gününde ona altın bir zincir armağan ettiler. İhtiyaç duymazlardı o takı ziynetine. Duysalardı armağan etmeyip kendilerine saklarlardı.
Kaldi ki Bayan Sabancı kendi verdikleri armağana göz diken o işçileri güvenilir bulmaz, işten atardı.
Şimdi ayetteki icazeteti alalım:
ziynetlerini kimseye açmasınlar –la yübdîne zînet ehünne
hariç -illa
kendilerine bağlı ihtiyaçsız erkler -ittiabiıyne gayri ûlil ırbeti miner ricâl
Ziynetlerini kimseye açmasınlar ama kendilerine bağlı ihtiyaçsız erkekler başka
O erkek işçiler kendi armağanları olan altın zincire ihtiyaç duyazlar ama verdikleri kişinin hoşuna gidip gitmediğini öğrenmek isterler. Bayan Sabancı'nın onu kendilerinden saklaması beğenmediği izlenimini verir. İşçiler kendilerini aşağılanmış hissederler. Onun için blüzünün üstüne takıp onlarae göstermesi yalnzıca caiz değil aynı zamanda zarutettir.
Ayette söylenen işte bu.
Ama altın zincirin yeri olan memelerini? Asla. Tesettür bid’atı uğruna yüzyıllardır Allah’a atılmakta olan çirkin bir iftiradır bu. Ve İslama boca edilen fuhuş...
Sevgi ile,
Gönderen: 26 kasim 2006 Saat 04:37 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay
Savana kareşim,
Takılan ziynetler, sizin de açıkladığınız üzere kadını karşı cinse elbet cazip hale getirir. Ama cazibenin kaynağı yine de malîdir; bedenî değil. Zaten siz de yüzüğün pahasına dikkat çekerek bu gerçeği dile getiriyorsunuz.
Ayrıca, düşünülse başka türlü cazibeler de akla gelebilir. Yüzüğün üzerindeki ambleme göre siyasî, dinî, ahlakî... Ama Nûr 31'de sözü edilen cazibe tek: malî cazibe.
O yüzden ben bu tür ayrıntılara dalınıp lafın saptırılmasında yarar göremiyorum. Örneğin ziynetlerin değişik ayetlerde değişik anlamlara geldiğinin anlatılması hiçbir işe yaramaz.
Çünkü Nûr 31'deki ziynetler örneğin dünya malı olamaz; evlatlar olamaz... Şu iki şeyin yalnızca biri olabilir: (1)ziynetler, (2)ziynetlerin yerleri.
Yüce Allah ziynetler diyor; tesettürcüler onu ziynet yerleri diye çarpıtıyor. Fesadın sebebi bu çarpıtma.
Allah'ın ziynetler kelimesine beşerin yerler kelimesini ekleyip ziynet yerleri diye üretilen avret türü... Yok öyle bir avret Allah'ın dininde. Tamamen hevadır; vehimdir; fesattır.
İslamın başına yüzkızartıcı haller gelmiş bu fesat yüzünden. Benim tepkim buna.
Allah'ın dediğini Allah'a bırakmıyorlar. Sanki Allah bir şey demek istemiş de gûya becerememiş; Allah adına deyiveriyorlar.
Örneğin Allah "inanan kadınlara bağlı ihtiyaçsız erkekler" diyor. IRBE yalnızca ihtiyaç demek. İhtiyaçsız -gayi ûlil ırbe. "Olmaaaz!" diyorlar. "kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkekler" demek lazım.
Bunu tefsir bölümünde yapsalar hoş görmek mümkün ama meal bölümünde yapıyorlar. Oysa meal ASLI GİBİ olmak zorundadır.
Sokaktaki insanlar bunun ayırdında değil. Kendilerine dayatılan meallerin ASLI GİBİ olduğunu sanıyorlar yani Allah'ın sözleri. Kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeler ifadesindeki kadına kelimesinin Allah'ın sözü olduğunu sanıyorlar.
İyi niyetine bütün kalbimde inandığım yaseminlerimiz bu hinliğin ayırdında değil. İçim yanıyor.
Sevgi ile, Hasan Akçay
|
Size yazdığım mesaj:
Gönderen: 26 kasim 2006 Saat 04:37 | Kayıtlı IP Alıntı dost1
Selamün Aleyküm! Değerli Hasan Akçay Kardeşim!
Hasan Akçay yazdı:
Hayır, sevgili yasemin64 kardeşim. Sayın dost1 Allah'ın sözlerini fena halde çarpıtmış.
Sayın dost1’in cilbab hakkındaki sözleri ne kadar doğruysa ziynetler hakkındaki sözleri o kadar yanlış. Ve onayladığı meallerin mütercimi Allah’ın sözlerini fütursuzca çarpıtmış.
O çarpık ifadelerin yalnızca birine buyurun birlikte bakalım
Allah’ın sözleri: ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical
Dost1’in onayı: yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar
Görüldüğü gibi ilahî sözlerin içinde kadın anlamına gelen ünse kelimesi yok. Sayın dost1 tarafından onayladığı mütercim üretmiş o kelimeyi ve Allah’ın sözlerine eklemiş.
Neden? Çünkü şu minareye kılıf arıyor:
Allah ziynetler derken gûya ziynet (yerleri) demek istiyormuş yani avret yerleri. Örneğin kolyenin yeri olan gerdan, altın zincirin yeri olan memeler...
Yazmış olduğum yazıda böyle bir ifadeyi alıntı yaparak gösterir misiniz?
Yazım genelde soruları içeriyor. Sorularla ilgili cevaplarınızı göremedim.
Ayette geçen ZİNET kelimesini müteşabih olarak gördüğümden Kur’an’da başka ayetlerde kullanılan ZİYNET kelimelerine gönderme yaparak bu kelime ile ilgili görüşlerin açığa çıkmasını istedim.
Bu formu okuyan kardeşlerimizin daha sağlıklı olarak karar verebilmeleri için muhkem,müteşabih ve tevil kelimeleri hakkında kısa bir anlayış sunmak istiyorum.
Rabbımız Zümer Suresinin 23. ayeti ile Ali İmran suresinin 7. ayetinde, kuran ayetlerinin muhkem ve müteşabih olduğunu belirtiyor.
Muhkem nedir? Müteşabih nedir?
Bunlar birbirinin zıttı kavramlar mıdır? Yoksa değil midir?
Muhkem ayet, hüküm içeren ayet demektir.Bu ayetler açıktır,nettir ve tek bir anlam ifade ederler.
Müteşabih ayet, birden çok, birbirine benzer, birbirinden güzel anlamlar içeren, her bir anlamı da açık olan ayet demektir.
Bu tür ayetler; örnekleme ve benzetmelerle her kültür seviyesindeki insanların anlayabilecekleri, Kim, hangi anlamı anlarsa anlasın, bu anlamların hepsinin de, doğru olduğu ayetlerdir.
Tevil , kimilerinin yorumlamak, kimilerinin de tefsir diye belirtiği anlamı çarpıtılmış bir sözcüktür.
Tevil türediği kökün anlamına sadık kalınarak açıklandığında ise arkalaştırma yani birinci,ikinci,üçüncü gibi ard arda dizme demektir.
Müteşabih ayetlerin tevili denildiğinde: Bu tür ayetlerin birbirine benzer , birbirinden güzel anlamlarının birinci, ikinci, üçüncü … şeklinde arka arkaya sıralanmasının olduğu anlaşılmalıdır.
“ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical”
Evet bu ayetin içinde gerçekten de kadın kelimesi yok.
Allah Razı olsun. Ayetin açılımını vermişsiniz.
İttabiıyne gayri ûlil ırbeti miner ricâl"in açılımı şöyle:
ittabiıyne: bağlı
ırbe: ihtiyaç
gayri ûlil ırbe: ihtiyaçsız
miner rical: erkeklerden
kadınlara bağlı erkeklerden ihtiyaçsız olanlar.
Kadınların ihtiyaçsız erkek hizmetçileri.
Yukarıdaki iletinizde “Görüldüğü gibi ilahî sözlerin içinde kadın anlamına gelen ünse kelimesi yok. Sayın dost1 tarafından onayladığı mütercim üretmiş o kelimeyi ve Allah’ın sözlerine eklemiş.
Neden? Çünkü şu minareye kılıf arıyor:” diyorsunuz.
“kadınlara bağlı erkeklerden ihtiyaçsız olanlar” “Kadınların ihtiyaçsız erkek hizmetçileri”
Yukarıdaki verdiğiniz mealde kadınlara, Kadınların kelimesini nereden bulduğunuzu öğrenebilir miyim?
Gerçekten dediğiniz -“ ilahî sözlerin içinde kadın anlamına gelen ünse kelimesi yok.” -gibi ayette ünse kelimesi yok.
Değerli Kardeşim!
“ev ittabıyne gayri ûlil ırbeti miner rical”
Bu ayette “kadına ihtiyaç duymaz olmuş” olarak meallendirilen “gayri ûlil ırbeti” dir.
Nedeni de aşağıda belirtiğim tahlilin sonucudur.
"mişye" ve "cilse" kelimelerinin "meşy" (yürümek) ve "culûs" (oturma) masdarlarından oluşu gibi, "Irbe" kelimesi, "el-Erbü" masdarındandır.
"Erb"; birşeye ihtiyaç hissetmek, düşkün olmak ve arzu duymak demektir.
"irbe" kadınlara ihtiyaç hisseden şehevi duygulan olan demektir.
"Eryeb" kelimesi de ihtiyaç manasınadır.
"gayr" kelimesi iki şekilde okunmuştur.
Birinci kıraat İbn Âmir, Ebu Bekir ve Ebu Cafer, istisna veya hal olarak nasb ile (gayra), okumuşlardır ki buna göre bu "kadınlara âciz olarak bulunan hizmetçiler demektir.
İkinci kıraat ise, sıfat olarak bunun mecrûr ile (gayri) okumuşlardır
Değerli Kardeşim!
“ Neden? Çünkü şu minareye kılıf arıyor: “ diyerek tesbit yapmaya devam etmişsiniz.
İşte inanan bir kadın oralarını kendisine bağlı ihtiyaçsız erkeklere açabilirmiş. Allah gûya bunu caiz kılıyormuş.
İTTABİIYNE GARİ ÛLİL IRBETİ MİNER RİCÂL, kadına ihtiyaç duymayan erkekler olsun ki kadın oralarını açınca şehvetle bakmasınlar...
Ne kurgu ama değil mi. Bunu ben tesettürlü kardeşlerimize hep sordum:
Tesettürcüler öne sürüyor ki örneğin altın zincirinizin yeri olan memelerinizi iğdiş erkek hizmetçinize açmanıza Allah izin veriyormuş. Bu iddiaya inanıyor musunuz?
Kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkek hizmetçinize memelerinizi açar mısınız?
Cevap: Hayır! Çünkü önemli olan asıl benim ona nasıl baktığımdır; onun bana nasıl baktığı değil.
Anlaşıldı mı, efendim? Tesettürlü kardeşimiz iğdiş erkek hizmetçisini seksî bulabileceğini söylüyor. Canı çekebilirmiş onu. Hattâ belki evlenecek garibimle; yatağa girecek; fantezik aşk oyunları yapacak. "Öp beni!" diyecek; "Sık beni!" Orgazm oluncaya kadar.
Tesettürcü ve namuslu beyler! Acaba Osmanlı sarayında erkeksizlikten imanı gevreyen kadınlar harem ağalarıyla bu tür ilişkilere girmedi mi? Emin misiniz?
Bakın, tesettür uğruna İslama boca ettiğiniz fuhuş minaresine asla kılıf uyduramazsınız. Allah’ın sözlerini çarpıtsanız da uyduramazsınız. Çünkü Allah’la inatlaşıyorsunuz. Bırakın bu pis işleri.
Bırakın inanan kadının memelerini elin adamlarına açıvermeyi. Utanın biraz.
Sergilediğiniz mizansene ne diyebilirim ki?
Karar, bu mizanseni okuyan kardeşlerimizindir.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Sevgi,saygı ve muhabbetle .
Allah'a emanet olunuz.
İlgilenen kardeşlerimiz aşağıdaki bağlantıya tıklayarak yazışmaların tamamını okuyabilirler.
Buraya tıklar mısınız?
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
Sevgi,saygı ve muhabbetle .
Allah'a emanet olunuz.