Muhtârât min Ehadîsi ve Hitâbâti’l-İmami’l-Humeynî” isimli eserde Şiilikte bulunan “Beklenen Mehdi” inancına değinen el-Humeyni şöyle fetva vermiştir;
Peygamberlerden her biri sadece adaleti ikame etmek için gelmiştir ve hedefi o adaleti âlemde tatbik etmek olmuştur. Ancak bunu başaramamıştır. Adaleti tatbik etmek, beşeri manevi kirlerden arındırmak ve ıslah etmek için gönderilen Nebilerin sonuncusu bile aynı şekilde buna muvaffak olamamıştır. Âlemin her yanında adaleti tatbik edip kelimenin tam anlamıyla bunu başaracak olan sadece beklenen Mehdi’dir.
Mushaf-ı Fatıma inancı
Bu inancın temeli Küleynî’nin “el-Kâfî”sindeki şu olaya dayanmaktadır: “Allah Nebi (s.a.v)’in ruhunu kabzedince Hz. Fatıma (Radıyallahu Anha) Cenab-ı Hak’tan başka kimsenin bilemeyeceği derecede üzüldü. Allah (Azze ve Celle)’ da ona kendisini teselli edip onunla konuşacak bir melek gönderdi. Bu durumu Hz. Ali’ye şikâyet eden Hz. Fatıma’ya Hz. Ali “Bunu bir daha hissettiğinde ve bu sesi duyduğunda bana haber ver”dedi. Bu hadise bir daha tekerrür edip ona haber verdiğinde Hz. Ali eşi Fatıma’dan o anda duyduğu her şeyi yazdı. Ve böylece Fatıma’nın mushafını oluşturdu.”
__________________
(FOR RAVEN)
|