Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21. January 2017, 09:09 PM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm değerli Galibyetkin kardeşim,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bakara Suresi:
180 Sizden BİRİNİZE ÖLÜM HAZIR OLDUĞU VAKİT, eğer bir hayır/mal bıraktıysa, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler üzerine bir hak olarak, BABASI-ANASI VE EN YAKIN AKRABASI İÇİN, örfe uygun; HERKESÇE KABUL GÖREN BİR ŞEKİLDE vasiyet etmek ZORUNLU GÖREV kılındı.

181 Artık HER KİM, bunu duyduktan sonra onu değiştirirse, onun günahı ancak onu değiştirenlerin üzerinedir. Şüphesiz Allah en iyi işitendir, en iyi bilendir.

182 Artık HER KİM VASİYET EDENİN BİR HATA İŞLEMESİNDEN veya BİR GÜNAHA GİRMESİNDEN korkar da ONLARIN ARASINI DÜZELTİRSE, ona hiçbir günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Meal cümleleri içerisinde büyük harfler ile belirttiğim ifadeler mealer bütünlüğü içerisinde ne anlatıyor? ,
Ve de meallerin kendisi ne anlatmak istiyor?
Mealcinin maksadı ne?
Ayetin anlattığı ile mealcinin meali aynı mı? Ben anlayamadım.
İfadeler sözlü vasiyeti hatırlatsa da değil.

Lütfen biraz aydınlatıcı olur musunuz?

Saygılarımla:
Galip Yetkin

Bağımsız bir necm olan bu âyetlerde, الوصيّة [vasiyyet] ilkesi öngörülmekte; ölmeden önce Müslümanların vasiyette bulunarak mirasta adaletsizliği engellemeleri istenmekte; vasiyetin usûlü de Mâide sûresi'nde açıklanmaktadır:

106Ey iman etmiş kişiler! İçinizden birine ölüm hazır olduğu zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şâhitlik, kendi içinizden adalet sahibi iki kişidir. Yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, sonra da ölümün musibeti size gelip çatmışsa, sizden olmayan iki kişidir. Eğer şüpheye düşerseniz, salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmadan; toplumu aydınlatman] sonra onları bekletirsiniz. Sonra da onları, “Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şâhitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi hâlde günahkârlardan oluruz” diye Allah'a yemin ettirirsiniz.
107Sonra da eğer o iki şâhitin bir günah işledikleri anlaşılırsa, ölene daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçerler de: “Bizim şâhitliğimiz, o önceki iki kişinin şâhitliğinden daha doğrudur ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik. Aksi hâlde biz, yanlış davrananlardan; kendi zararlarına iş yapanlardan olurduk” diye Allah'a yemin ederler.
108İşte böyle bir yemin, şâhitliklerini usulüne göre yapmaları yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmaları için en yakın/en iyi yoldur. Allah'ın koruması altına girin ve kulak verin. Ve Allah, hak yoldan çıkanlar topluluğuna kılavuzluk etmez.
(Mâide/106-108)

Nisâ/11-12'de miras taksimiyle ilgili âyetlerde vasiyete değinilir ve taksimatın vasiyetin tatbikinden sonra yapılması istenir. Miras taksimatı ile ilgili detaylı bilgi Nisâ sûresi'nde verilecektir.
Vasiyet, ölmek üzere olan bir kimsenin, bir tür bağışıdır. Kişi bununla, miras taksiminden kaynaklanan dengesizliği giderir. Çünkü akrabaların bazıları, mirastan pay alamaz, bazıları da hakk ettiğinden az veya çok alır.
Âyetlerde, ölümü yaklaşıp da geriye mal bırakacak olan her müslümana, anne babaya ve akrabalara vasiyette bulunması ve hiç kimseye hakksızlık etmemesi emrediliyor. Ayrıca vasiyet edenin sözlerini saptıran, değiştiren ve gizleyen kimselere de sert uyarılar yapılıyor ve Müslümanlardan, vasiyetle ilgili olan kimselerin arasının düzeltilmesi, kasıtlı olarak hakksızlık eden vasiyet sahibine engel olunması, vasiyetin düzeltilmesi isteniyor.

Kaynak:İşte Kuran

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsustur.
Doğrusunu en iyi Allah bilir.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla