Alıntı:
ÖmerFurkan Nickli Üyeden Alıntı
Pasajda konu edilen “ma meleket eymanühüm [sözleşmelerinin sahip oldukları]” kadınlar bu şartlar çerçevesinde “himaye altında olanlar”dır. Bunlar, o günün geleneğine göre belirli noktalarda eksikli kabul edilirlerdi.
Konumuz olan ayette “veya sözleşmelerinin sahip oldukları” ifadesi ile anlatılan kadınlar bunlardır. Bunlar ile cinsel ilişkiye girebilmek için mutlaka yakınlarından izin alınması ve örfe göre mehirlerinin verilmesi suretiyle nikâhlanmaları şarttır (Nisa/24). İslam dini nikâhsız cinsel ilişkiyi tasvip etmez. Nikâhsız gönüllü ilişkiyi zina, nikâhsız ve gönülsüz ilişkiyi ise tecavüz sayar.
Ayette bu kadınların “veya” ifadesiyle ikinci bir grup sayılması, geçmişlerindeki bilinmez noktalar ve o günün örfünde mehir açısından asıl hemşehrileriyle eşit olmamalarından kaynaklanmaktadır. Nikâhın temeli bir olmasına rağmen, detayda farklılık söz konusudur.
|
"Müminlerin yeminleri kimlere malikse onlar"ın
23:6'da görüldüğü üzere
ezvâc-eş alınmış olanları var,
4:25'te görüldüğü üzere HiMAYE altına alınmış olanları var.
Sayın Hakkı Yılmaz'ın tefsirinde bunlar karıştırılmış görülüyor.
İnanan bir erkek ve inanan bir KADIN
23:6'da sözü edilen yemin nikahlı kişiyle birilerinden izin alarak mı evlendi
ya da o kişi sığınmacı idi de (60:10) mü'min onunla doğrudan mı evlendi...
bunun önemi yok çünkü konu bu değil.
Burada konu
mü'min bir erkek ve mü'min bir KADIN
apışarasını KiME açabilir.
Ayetteki cevap:
Yalnızca 1 (bir) kişiye açabilir
yani ya olağan nikah ile evlendiği eşine
veya yemin nikahı ile evlendiği eşine.
Yoksa
Profesör Abdülaziz Bayındır'ın sorusuna
verecek cevap bulamazsınız.
.