Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
575 Mesajina 960 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
|
Daha evvel "Kur'anda Oruç-Hakkı Yılmaz" başlıklı, 23.July.2013 tarhli yazımla şöyle yazmışım:
"Benim anladığıma göre "oruç":
İslâm'ın getirdiği kural ve kaidelere aykırı düşünce ve eylemlerden hayat boyu uzak kalarak, ihtiyaç fazlasından elinde bulundurduğun başkasının hakkı olanı, elden çıkartıp bir daha onlara, kul hakkı doğurduğundan, yaklaşmayıp uzak kalarak, itidalli yaşamak, kavam içinde kalmaktır, "salat'ı ikâme ve zekâtı ita" içinde kalmak, Bakara177. ayeti yerine getirmektir.
Ama oruç diye acemce ifede edilen kelimenin aslı "savm=savma"dır. Musa peygamberin "ibadethane"lerinden biri diye tercüme edilir, ki savunma amaçlı toplumu ifade eder (-Hac 40:savami-)
ve "savma" savunmaya dayalı düşmanı/sömürücüleri savma/püskürtme eylemidir."
Bu yazdıklarım ile İşaya'nın orucu göz önünde tutularak bir de ana konuyu bozmadan bir parçasını aldığım şu yazı bölümünü okuyun lütfen:
"Farsça kökenli bir sözcük olan “Oruç” Kur’anda geçmemektedir.
Kişisel olarak Savm veya toplu(m)ca Sıyam çalışmaları programlı bir şekilde yapılır veya diğer aşamalarında katılmak üzere (hasta/seferi iken) yapılamayabilir; ama geleneksel oruç ritüelindeki gibi -güneş ışınlarıyla- bozulabilen bir olgu değildir.
***
Evrensel değerlere aykırı hangi konularda zaaf/açık/abartı/tıkanıklık var ise ıslaha, düzeltmeye, reforma, rehabilitasyona yönelik bütün bu programlı çalışmalar gerçekleştirilirken ayetlerde ortak olarak vurgulanan, atlanmaması gereken nokta.. Bizlerin Kur’an = Vicdan = Evrensel Değerler doğrultusunda, yılın sadece bir ayı değil, bir ömür atlamamamız gereken mevzu:
Taam’il miskin!..
Türkçesi, çevrendeki, en yakınındaki işsizin, ihtiyaç sahibinin, eğitimini idame ettirecek bir öğrencinin donatılması, iş – aş – ev sahibi edilmesi için seferber olmak. Lütfen hatırlayalım ayeti, ne diyordu? “O miskinin ihtiyacını gidermez, bu karakteriyle dini yalanlayanın vay haline” (Maun-3)
“ve alellezıne yütıykunehu fidyetün taamü miskin” (2:184)
Diyor ki, Sıyam programı içerisinde Savm çalışması yapan için -pide, tatlı, AVM kuyruğunda beklemek değil-, miskinin ihtiyaçlarının giderilmesi bir sorumluluktur! Niye? Umulur ki korunursunuz! (2:183) İhtiyacını gider, bir eksiğini kapat ki kötüye meyletmesin, ve bu eğilimler toplumda yaygınlık kazanmasın! Umulur ki korunursunuz! (2:183)
Takva’ya, Hakk’a ve yansıması Halka karşı sorumluluk bilincimizi geliştirip, Allah’ın koruması altına nasıl gireceğiz ki başka türlü? Mucize mi indirilecek göklerden? Sihirli sopayla mı? Yemekle şişirilmiş bir karınla edilen Arapça istiğfarlarla mı?
Yüzlerce yıldır kendimizi değil de orucu tutuyoruz, bu ritüel ile korunuyor muyuz? Etiketi İslam olan ülkelerin durumu ortada değil mi? Yoksa, Allah -haşa- yalan mı söylüyor ayetlerinde ? Umulur ki korunursunuz! (2:183)
Ritüel kelimesini, içi – merkezi – ruhu boşaltılmış, çeperinde sadece şeklin, sembolün, gelenekten alınan taklit hareketin kaldığı eylemler anlamında kullanıyorum.
Nasıl gireceğiz bu koruma altına da, toplumca bu musibetlerden, belalardan korunabileceğiz ? Kur’an’ın hiç bir ayetinde ekstra bir DEĞER biçmediği aç ve susuz kalma ritüellerini ön plana çıkartarak mı, yoksa merkezdeki “Taam’il miskin” VURGUSU ile mi ?
***
SIYAM, iman edenleri “koruma” altına alıyor ve salih amellerle/ıslah edici/reformist eylemlerle Takva sahibi yapıyor. Dolayısıyla SAVM kişisel; SIYAM toplumsal bir takva eğitimidir.
Ve III mertebesi vardır – 5:93.
Savm – Sıyam – Orucun getirisi:
O halde Takva sahiplerinin özelliklerini Kur’an’da tarayarak SAVM ve SIYAM’ın sonuçlarını bir mihenk taşı olarak kullanabilir ve Takva eğitimine mi giriyoruz yoksa aç ve susuzluk yanımıza kâr mı kalıyor bunu tespit edebiliriz!
Evet, SAVM’ın nefsimize getirilerini okuyalım.. Veya takva sahipleri için görelim..
I- aşama:
-Yakınlarına, yetimlere, miskinlere/işsizlere, yolda kalmışlara, isteyenlere mallarından harcarlar (2:177)
-Söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirirler (2:177)
-Sıkıntı, hastalık ve şiddete maruz kaldığında azmederler (2:177)
-Hatalarında bile bile ısrar etmezler (3:17)
-Dosdoğru ve sâdıktırlar (2:177)
-Allah yolunda canlarıyla ve mallarıyla cihad ederler (9:44)
-Öfkelendikleri zaman öfkelerini kontrol eder ve insanları affederler (3:134)
II- aşama:
-Bereket ve bolluk içerisinde yaşarlar (7:96)
-Allah, kurtuluş yollarını ve problemlerin çözümünü ihsan eder. Ummadıkları yerden rızıklanırlar. (65:2-3)
-İşleri/yolları kolaylaştırılır (92:5)
-Toplumların başlarına karşılık = ceza olarak gelen musibetler, belalardan korunurlar (27:53)
-İnsanların hilelerinden korunurlar (3:120)
-Fenalık, kötülük dokunmaz (39:61)
-Basiret ve Tezekkür ehlidirler (7:201)
-Hak ve Batılı ayırt etme gücü, yani furkan verilmiştir (8:29)
III- aşama:
-Ahirete kesin bilgi/bizatihi tecrübe sahibidirler. (2:5)
-Cehennemden uzaklaştırılırlar, o kadar ki cehennemin uğultusunu dahi duymazlar (21:101-102)
-Melekler onları güzellikle Vefat ettirir, cennete dahil eder (16:32).
-Özgüven hisleri geçici değil, sabitlenmiştir; EMİNLİK MAKAMINdadırlar, cenneti hissederler ve İLK ÖLÜMDEN BAŞKA ÖLÜM TATMAZLAR (44:51-57)
-Sekine/tam huzur-sükunet hissi içlerine işlemiştir (48:26).
-Allah’ın velisidirler/şah damarı yakınlıklarını hissederler ve içlerinde (geleceğe ait) ne bir korku ne de (geçmişten getirilen) hüzün vardır (10:62-63)
-Duaları kabul edilir (5:27)
Kalpleri/Şuurları Allah’a dönüktür, Rahman’dan (!) haşyet duyarlar. (50:33)
-Takva Kelimesi/öğretisinde sabitlenmişlerdir (48:26).
Sonsuzluk Kulesi Sitesinden alıntıdır.
Saygılarımla
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (27. March 2019 Saat 02:40 PM ) değiştirilmiştir.
|