Tekil Mesaj gösterimi
Alt 6. March 2024, 04:27 AM   #1
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 824
Tesekkür: 0
163 Mesajina 231 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

DURUŞMA SALONU

Tutuklu olduğumuz yer nasıl kendi sınıflarımız,
kendi koğuşlarımız idiyse
duruşmaların yapıldığı yer de kendi spor salonumuzdu,
ki aynı zamanda sahneli, balkonlu konser salonuydu.

Bu sahnede örneğin Saniye Can sazı omuzunda yürüdü,
sanki orada yürüyen kendimizmişiz gibi hissedip ayağa fırladık,
alkışladık.

Evlerinin önü yaldız piyade
Yaşı küçük ama gönlü ziyade
Anan baban sevmez benden ziyade

On üç şeftaliye kızlar ahdım var ben yandım
Ah kara gözlüm şirin sözlüm sevdam var ben yandım.

Evlerinin önü yoldur geçilmez
Soğuktur suları bir tas içilmez
Andan geçilir yardan geçilmez

On üç şeftaliye kızlar ahdım var ben yandım
Ah kara gözlüm şirin sözlüm öfkem var, sevdam var ben yandım.

Evlerinin önü yüksek kaldırım
Kaldırımdan düşdüm beni kaldırın
Ya sevdiğmi verin ya da öldürün

On üç şeftaliye kızlar ahdım var ben yandım
Ah kara gözlüm şirin sözlüm sevdam var ben yandım.


https://www.youtube.com/watch?v=DtuRDnUBclY

Şimdi orayı duruşma kürsüsü yapmışlar.
Bayraklar, TSK forsu ve tanıdık ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR yazısı.
Göreceğiz mülkün temeline ne yapacaklar.

Sahnenin ortasında yargıç kürsüsü bulunuyor.

Mahkeme kuruluna göre
savcılar sağ uçta, avukatlar solda
ama avukatlar sahnenin dışında.

Duruşmaları gazeteciler de izledi,
örneğin zaman zaman Milliyet gazetesinden Mete Akyol izledi.
Harbiyelilerden biri adaşı mıymış ne, bir duruşmada
adı geçince "Burda!" diye ayağa kalkmış.
Şakayla karışık yazardı.

Örsan Öymen de öyle.
İhtilallere dair yazdığı kitabın adı bile şaka gibiydi:
Bir İhtimal Daha Var. Ben okumadım.

Akrabalarımız izleyebilir miydi? Sanmıyorum.

Babam mektubunda geleyim mi diye sordu,
gelme dedim, görüştürmezler.

Beni o ortamda görüp üzülmesini istemedim,
ordan burdan para bulup harcamasını da.
Kendimize yeten bir aileyiz
ama çok ta varlıklı sayılmayız.

Neyse.
1 500 sanık, 1 500 ziyaretçi…
Görüşmek imkansız gibiydi.

Sandalyeler salona o kadar sık yerleştirilmiş ki
öğrenciler omuz omuza oturuyor
ve salona sığmayan beş yüz kadar öğrenci için
dışarıya sandalyeler konmuş.

Sıcak,
güneşin dünyayı kavurduğu günlerdeyiz.


MAHKEME KURULU

Duruşma yargıcı: Yüzbaşı Mehmet Karaaslan. Bilgili, enerjik,
anlayışlı, dürüst bir hukukçu. Çok güçlü bir belleği var.
Biz ifade verirken "Ama senin daha önceki ifaden farklı"
deyiveriyor. Çelişkiyi gideremezsek gülümsüyor, "Biraz
garip olmuyor mu? Öyle oluyor."

Başkan: Tuğgeneral Nihat Günaşan. Kolay gülen, kolay ağlayan
biri. Takma dişleri var ama yaşından genç görünüyor.
Olaya bizzat karışmış, o yüzden ön yargılı. Hukuktan ancak
bir asker ne kadar anlarsa o kadar anlıyor.

Üye: Kurmay albay Haydar Topçak. Başkana kıyasla
daha ciddi bir insan. Halden anlıyor gibi. Hazırlık sorgulaması
yapılırken okul komutanıyla birlikte olmuş.

Kelle koltukta kendilerini savunan 1459 ergen harbiyeliyi yargıla-
mak her halde zor iştir. Bizim yargıcımız bunu başardı.
Başarmak için de kuralları sıkı sıkıya uygulaması gerekiyordu. Öyle
yaptı. Her ne kadar sanıklar ve avukatlar bundan yakınsa da.

Örneğin bir keresinde
Mecit Kocacıklı söz
aldı. Son derece öfkeliydi:

Efendim, dedi, bize burada çok ağır suçlar yöneltiliyor. Ken-
dimizi savunmak için soru sormaktan başka çaremiz yok
ama siz sorularımıza kendiniz cevap veriyorsunuz. Vermeyin,
tanığa sorun!

Mecit gırtlağının bütün gücüyle bağırıyordu. Anlaşılan mah-
kemeye zorluk çıkarmaktan ceza almayı göze almıştı.

Sayın Karaaslan Mecit'in öfke patlamasını
sükunetle karşıladı. Bak, dedi. Her soru tanığa yöneltilir diye
bir usul yok, yalnızca gerekliyse yöneltilir ama siz bazan öyle
gereksiz sorular soruyorsunuz ki arkadaşlarınız bile gülüyor.

Mecit bağırmaya devam etti: Azarlamayın bizi. Soru sormaya
cesaretimiz kalmıyor.

Yargıcın işi gerçekten zordu, yalnızca bize değil başkana ve
üyeye de deveye hendek atlatır gibi söz anlatmak zorunday-
dı. Çünkü hukuk öğrenimi görmemişlerdi.
.

Konu Hasan Akçay tarafından (12. June 2025 Saat 01:33 PM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şuanda  online konumundadır   Alıntı ile Cevapla