Savcılar ne yapar? Benim gördüğüm,
sanığı yalnızca suçlarlar. "Ötesini
yargıç düşünsün, bana ne!" derler.
Örneğin bizim savcının
iddiasına göre darbe gecesi benim
içinde bulunduğum grup silahlı çatışmaya girmiş. Bir çete
gibi vuruşa vuruşa teslim alınmışız.
Tanıklar geldi. Bizim kendiliğimizden, itirazsız teslim olduğumuzu
söylediler ama savcımız umursamadı, esas hakkındaki görüşünü
mahkemeye okurken iddiasını aynen tekrarladı. Temcid pilavı gibi.
Ve yargıcımız canı sıkılmış olacak ki tavanı seyretti.
-
Oysa hukuk derslerinde bize anlatılan şu idi: savcılar "cumhur"un sav-
cısıdır, sanıkların lehindeki delilleri de toplarlar ve mahkemeye sunarlar.
Eğer lehteki deliller yok sayılırsa adaletin terazisi hangi 2 şeyi tartacak
ta sanığı aklayacak ya da suçlu bulacak? Tek kefeli terazi olur mu?
https://www.freepik.com/premium-phot...selling__photo
Örneğin bazı yerel yöneticiler yolsuzlukla suçlanıyor. Savcılar iddia-
nameyi mahkemeye sunmuşlar ama sanıkların lehinde hiçbir delil
getirmemişler. Neden?
O yöneticiler kendilerinden önceki yöneticilerin yolsuzluk yaptığını
belirleyip dosyalamışlar. Ama içişleri bakanı dosyaları ellerinden
alıp sümen altı etmiş. Savcıların dosyaları bakanlıktan alıp getirmesi
ve "Bu sanıklar yolsuzlukla mücadele de etmiştir" demesi gerekmez
miydi?
-
İki Numaralı Mahkemede kararlar açıklandıktan sonra sınıftaki sıra-
ma oturdum, bizden sonra gelecek olan harbiyeliler okusun diye şu-
nu yazdım:
Suçlamanın bu kadar kolay, ceza vermenin bu kadar zevkli oldu-
ğunu bilmezdim. Ey hem suçlu hem güçlü olanlar! Sayenizde onu
da öğrendim.
Ama albay Ethem Baykara'nın kendi oğlunu savunurken kullandığı de-
yimle bizi "paravan" yapıp arkamıza saklananları ve önyargılarıyla üs-
tümüze çullanarak "Bir tekme de benden!" diyenleri suçlamak benim
içimden gelmiyor.
İnsanları suçlamadan önce bir daha bir daha düşünmek gerekir.
Ve yıllar sonra farkına vardım ki bize derslerde anlatılan adalet baş-
kaymış, uygulanan şey başka.
.