Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27. September 2008, 01:33 PM   #3
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

EBU HUREYRE KAYNAKLI UYDURMALARA ÖRNEKLER:

EBU HUREYRE’YE GÜVENİLMEZSE TÜM HADİS KİTAPLARI GÜVENİLMEZ OLUR

EBU HUREYRE’NİN MÜSLÜMAN olmadan önceki hayatı hakkında kendi anlattıklarından başka bir şey bilinmez. MÜSLÜMAN olduktan sonra fakirliğinden dolayı Ashabı Suffe’den olduğu bilinir. MÜSLİM’İN Fezailus Sahabe’deki 159. Bölüm’ünde EBU HUREYRE’NİN sırf karın tokluğuna RESULULLAH’LA beraber olduğu anlatılır. İbn Hazm sırf Baki bin Mahled’in müsnedinde EBU HUREYRE’YE ait 5374 HADİS olduğunu söyler. BUHARİ bunlardan 446’sını kitabına almıştır.

EBU HUREYRE’NİN anlattıklarından, en çok korktuğu kişinin HZ. ÖMER olduğunu görüyoruz. HZ. ÖMER’İN EBU HUREYRE’Yİ HADİS naklinden dolayı tehdit ettiği ve tartakladığı HADİS kitaplarında anlatılır. EBU HUREYRE: “SİZE NAKLETTİĞİM ŞU HADİSLERİ HZ. ÖMER ZAMANINDA ANLATSAYDIM DEĞNEĞİ İLE BENİ DÖVERDİ.” der (Ez Zehebi-Tezkiretul-Huffaz). EBU HUREYRE’NİN şöyle dediği geçer: “Hz. ÖMER ÖLÜNCEYE KADAR ALLAH’IN RESULU BUYURDU DİYEMEZDİK.”(Müslim, Sahihi Müslim, 1. cilt, sayfa 34).

MÜSLİM’İ eğer görebilseydik kendisine şöyle sorardık: Ey MÜSLİM, sen Sahihi MÜSLİM diye tüm HADİSLERİNİN doğru olduğunu iddia ettiğin bir kitap yazdın, CERH ve TADİLLE kitabında HADİS nakledenleri incelediğini söyledin. EBU HUREYRE’Yİ kendin de görmemene rağmen, onu gören ve HALİFE olan HZ. ÖMER’İN onu yalancılıkla ithamını, Ebu HUREYRE’NİN şüpheli bir şahıs olması için neden yeterli görmedin?

Demek ki senin sahih dediğin HADİSLER bu kadar sağlam temellere dayanıyor. Ne yazık ki MÜSLİM de tüm sahabenin yıldızlar gibi olup, hangisine olursa olsun uyulabileceği şeklindeki asılsız inanca kanmış. Veya EBU HUREYRE ve diğerlerine gerçekte sıkı ölçüler uygulasa elinde hiçbir HADİS kalmayacağını gördüğü için ve de özellikle EBU HUREYRE’DEN hatırı sayılır derecede çok HADİS geldiği için, bu açık gerçekleri görmezlikten gelmiş.

EBU HUREYRE’Yİ yalancılıkla suçlayan bir tek HZ. ÖMER değildir. HZ. AİŞE’NİN de onu defalarca suçladığını EBU HUREYRE’YE sahip çıkan HADİS kitaplarında bile görebiliriz. HZ. AİŞE annemiz EBU HUREYRE’YE: “SEN RESULULLAH’DAN DUYMADIĞIM HADİSLER RİVAYET EDİYORSU-N!” dediğinde ona edepsizce bir cevap verir: “AYNA VE SÜRME SENİ RESULULLAH’LA İLGİLENMEKTEN UZAK TUTU.”(Zehebi, Siyeru Âlemin Nubela 2. cilt, sayfa 435).

HZ. ALİ ŞÖYLE DEMİŞTİR:“YAŞAYANLAR ARASINDA ALLAH RESULU’NA EN FAZLA YALAN İSNAT EDEN EBU HUREYRE’DİR.”(İbni Ebul Hadid, Şerhu Nehcul Belağa, 1. cilt, sayfa 360).

Yine HZ. ALİ onun “SEVGİLİ DOSTUM BANA HABER VERDİ Kİ” diye RESULULLAH’DAN bahsettiğini duyunca: “RESULULLAH NE ZAMAN SENİN SEVGİLİ DOSTUN OLDU?” demiştir.

İBN MESUD gibi meşhur bir sahabe ise onun “ÖLÜ YIKAYAN VE TAŞIYAN KİŞİ ABDEST ALSIN.” sözünü kabul etmeyerek hakkında ağır sözler söylemiş ve sonra şöyle demiştir: “EY İNSANLAR, ÖLÜLERİNİZDEN DOLAYI NECASETE (pisliğe) BULAŞMAZSINIZ.”

EMEVİLER EBU HUREYRE’NİN ALTIN ÇAĞIYDI

HZ. ÖMER’İN ve daha sonra Hz. ALİ’NİN öldürülmelerinden sonra EMEVİLER dönemi Ebu HUREYRE’NİN altın çağı olmuştur. EMEVİLER Ebu HUREYRE’YE EL AKİK’TE bir köşk inşa edip arazi vermişlerdir. MUAVİYE dönemindeki bu ikramlara karşılık İBNİ KESİR’İN El Bidaye ve’n Nihaye eserindeki şu HADİSLER EBU HUREYRE’NİN nasıl karşılık verdiğini göstermektedir:

EBU HUREYRE rivayet eder ki: “ALLAH’IN RESULU MUAVİYE’YE BİR OK VERDİ VE ŞÖYLE DEDİ: BU OKU AL CENNETTE BENİ KARŞILA!”
EBU HUREYRE’DEN yine şu HADİS rivayet edilmiştir: “ALLAH’IN RESULU ŞUNU DERKEN DUYDUM: ALLAH VAHYİNİ ÜÇ KİŞİYE EMANET ETTİ: BEN, CEBRAİL VE MUAVİYE’YE”

Tüm bu delillere rağmen “HER SAHABE DOĞRUDUR” yanlış inancının HADİSÇİLERİ sürüklediği nokta ortadadır. EBU HUREYRE KİMDİR Kİ, RESULULLAH’IN en yakınlarının bile nakletmediği en garip uydurmaları RESULULLAH’LA az görüşmesine rağmen nakletmiştir. Örneğin şu garip HADSİ Ebu Hureyre’den gelen mantıksız HADİSlerin yüzlercesinden biridir:

Ebu Hureyre RESULULLAH’IN kendisine şunu dediğini nakleder: “Ölüm meleği MUSA’YA gönderildi. MUSA’NIN yanına gelince O ona vurdu. Melek RABBİNİN yanına döndü ve şöyle dedi: Beni ölmek istemeyen birisine gönderdin. ALLAH, MUSA’NIN kör ettiği meleğe gözlerini verdi ve şöyle dedi: “Git ve ona elini bir öküzün üzerine koymasını söyle. Elinin kapladığı yerdeki kıl sayısınca ona yıl olarak ömür verildi!” Melek: “Evet, RABBİM. Sonra ne olacak?” ALLAH: “SONRE, ÖLÜM” dedi.”

Ne yazık ki Ebu HUREYRE’Yİ kurtarma derdinde olanlar bir yandan böyle bir mantıksızlığı İSLAM’A fatura edip zarar veriyorlar, diğer taraftan Ebu HUREYRE’Yİ kırmamak için Hz. MUSA’YI ALLAH’IN takdirinden kaçan, MELEĞİN gözüne tokat atıp kör eden bir insan olarak gösteriyorlar.

Ebu HUREYRE’YE birçok sahabe (RESULULLAH’I GÖREN MÜSLÜMAN) muhalefet etmiştir. Örneğin; EBU HUREYRE’NİN “AV VE ÇOBAN KÖPEKLERİ DIŞINDAKİ KÖPEKLERİ ÖLDÜRÜN” HADİSİNE TARLA KÖPEKLERİNİ DE EKLEMESİ ÜZERİNE İBNİ ÖMER, EBU HUREYRE’NİN TARLALARI OLDUĞU İÇİN BÖYLE BİR YALANI UYDURDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR. (Cemal Sait Aktaş, HADİS Kritiği Makalesi).

EBU HUREYRE’DEN nakledilen HADİSLERİN eleştirisine bu yazıyı yazsak başka bir şey yazmaya gerek kalmaz. EBU HUREYRE’NİN geleneksel İSLAM için önemini, bu yapının en ateşli savunucularından ve ülkemizde en çok satan gelenekçi, HADİSÇİ İSLAM’IN kitaplarından SAADETİ EBEDİYE TAM İLMİHAL kitabının yazarı HÜSEYİN HİLMİ IŞIK şöyle anlatmaktadır:

“EBU HUREYRE’Yİ İNKÂR EDEN ŞERİATIN YARISINI İNKÂR EDER, ÇÜNKÜ HÜKÜMLERİN ÇIKTIĞI HADİSLERİN YARISINI EBU HUREYRE NAKLETMİŞTİR.” BİZE GÖRE İFTİRA, HÜSEYİN HİLMİ IŞIK BEY’E GÖRE ŞERİATA SAHİP ÇIKMA OLAN BU SÖZ, NEDEN EBU HUREYRE’Yİ BİR ALT BAŞLIK YAPTIĞIMIZIN SEBEBİDİR. ALLAH’A şükür ki DİNİMİZ tek başına yeterli olan KUR’AN’DADIR ve ne EBU HUREYRE’NİN, ne de başkalarının HADİSLERİNE ihtiyacımız yoktur.
İSRAİLİYAT VE MEŞHUR UYDURUCULARI

Özellikle YAHUDİLİKTEN İSLAM’A geçenler, YAHUDİLİKTEKİ birçok HİKÂYELERİ, uydurmayı HADİS adı altında İSLAM’A taşıdılar. Bunu İSLAM’IN saflığını bozmak için yaptıkları görüşü hâkim olsa da, eski adetlerinden, eski DİNLERİNDEKİ inançlardan kurtulamayıp, kendilerince katkı sağlamak veya DİNİMİZİ YAHUDİLEŞTİRMEK gibi niyetlerle de yaptıkları düşünülebilir.

İBNİ HALDUN, MUKADDİME adlı eserinde konuyla ilgili şu açıklamaları yapar: “HADİS NAKİL TEVSİRLERİ YANLIŞ DOĞRU, MAKBUL MERDUD HER ŞEYİ İÇERİYORDU. Bunun sebebi şuydu; ARAPLAR NE KİTAP, NE DE İLİM EHLİNDEN DEĞİLLERDİ.

Onlara hâkim olan yaşam tarzı BEDEVİLİK ve CAHİLLİKTİ. Yaratılışın esrarı, kâinatın durumu, v.b. konularda bir şey öğrenmek istediklerinde bunu kendilerinden önce Kitap verilenlere sorarlar ve bu konularda onlardan yararlanırlardı. Bunların aralarında KAB EL AHBAR, VEHB İBNİ MÜNEBBİH, ABDULLAH BİN SELMAN vardı.

HADİS nakilli tefsirler bu tür kişilerden yapılan nakillerle dolmuştur. Tefsirciler bu hususta gevşek davranmış ve tefsirlerini bunların nakilleriyle doldurmuşlardır.” İBNİ HALDUN’un dediğini günümüzde Türkçe’ye çevrilen birçok tefsirde görebiliriz.

Derleme;(UYDURULAN DİN-KUR'AN'DAKİ DİN. KUR'AN Araştırmaları Gurubu) İstanbul yayın evi.
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (10. October 2008 Saat 07:18 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla