Zulüm Hiç Yakışmadı Bu Nazik Ellerimize
B…(sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur.
…
Nice ülkeler var ki, zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonunda onları yakaladım. Dönüş yalnız banadır.*
………..
Düşünecek kalbimiz ve işitecek kulağımız….
Nazar kıldıklarımızın zekatını verebilelim diye rabbimizin bahşettiği nimetler; şükrümüzün vesilesi.Nazar kıldığımız her şey karşısında körün parmak uçları** kadar hassastır aslında yüreğimiz; her nazar bir iz bırakır derinlerde, her söz bir nişan. Bundandır ki kendimizi dinlediğimiz vakit bir çok ses duyarız ötelerden, duymak istemediğimiz bir çok ses. Unutmak istediğimiz için içimize bastırdığımız bir çok ses; duymaktan çekindiğimiz birçok ses.
Başımız ellerimizin arasında karmaşalarda can çekişiriz geceler boyu; gözümüze dokunanların sessiz çığlıkları duyulur gecenin sessizliğinde. Ne kadar derinlere gömsek de biz içimize bastıklarımızla varız. İçimize sakladıklarımıza karşı kör olduğumuz vakit düşünecek vasıfta yaratılan kalbimiz isyan edecek, ahirette işiten kulağımız şahitlik edecek. Ve bir zaman sonra yüreklerimiz yanı başına gömdüklerimiz yanında kör olacak; gayretimiz ancak buna yetecek belki de… körleştirmeye!
Ne kadar zalimiz aslında, ne kadar cahil. Zulmedip durduğumuz bizim kendi nefsimiz; yüreğimiz, elimiz, ayağımız, bedenimiz. Alemin şahadetinde boynumuz büküldüğü vakit farkına varacağız zulmetimizin; ama bize verilen mühlet dolmuş olacak. Dilimiz bir cümlenin soğukluğunda serinleyecek belki de o gün ‘’keşke toprak olsaydım…’’***
Heyhat! Zulüm hiç yakışmadı bu nazik ellerimize! Zulme layık değil bu özenle yaratılmış yüreğimiz, bedenimiz, nefsimiz. Zulüm dokunursa yar’dan üflenen nutfeye, nasıl veririz ki hesabımızı, nasıl kaldırırız bu başımızı hesap’ta.
Hüzün dokunduğu vakit, içimizin kuytularına sığınırız; gözlerimizi kapatıp, kulaklarımızı tıkarız, ellerimizi avuçlarımıza alır gerçekleri setreylemeyi tercih ederiz.yani zulmü seçeriz farkına varmadan; yüreğimizin düşünme yetisini elinden alırız. Kim bilir belki de içimizin sokakları düşündürür kalbimizi; düşündüğümüz vakit kurtuluruz asıl kör’lükten…
|