Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.076
Tesekkür: 3.618
1.093 Mesajina 2.442 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
|
KURAN'da NAMAZ [2]
Zorlaştırma: Zamlar - Detaylar :
Önce bir ayrım yapalım: Nafile Namaz için (Vaktin Sünneti dediklerimizde nafiledir) bir sınır söz konusu değildir. Kişinin geçim derdi yoksa, boş vakti çoksa, - Kuran'ı anlayarak okumak gibi- daha yerinde bir uğraş olduğu kanısında değilse; Tüm vaktini nafile Namaz kılarak geçirebilir. Bunlar kapsam dışıdır.
Zorlaştırma ve zamma, daha "Çerçeve Çizilirken" başlanmıştır.
"Sahih(!) Hadis Kitaplarında" Değişik versiyonlarla geçen; "Sahih(!) Miraç Hadisine göre" Namaz, Miraç'ta (50) Vakit olarak Farz edilmiş, Fakat Hz. Muhammed, Hz. Musa'nın uyarısı(!) ile, Rabbi'nin huzuruna defalarca gidip-gelmesi neticesi (5) vakte indirilmiştir.(!?)
Burada Yaratan'ın Israrla "Kullanın" dediği "Aklımızı" kullanmak zorundayız...!
-- Birinci Nokta: Değişmez Kuralların (Sünnetullahın) koyucusu Yüce Yaratan, -haşa- bir işporta pazarlığı yapar gibi, Beşer-beşer -yada Onar-onar- inerek, (5) Vakte iniyor(!?)
-- İkinci Nokta: Günde (50) Vakit Namaz(...!): Kişi; Zorunlu ihtiyaçlarını gidermeden, Uyumadan, Yemeden-İçmeden, hatta Abdest'de almadan Namaz kılsa; (29) dakikada bir "Vakit Namazı" kılması gerekiyor. Bunun olamayacağı açık... Yine "Geçim için zaman ayırmayı" bir yana bırakalım. Kişinin (6) saat uyuduğunu, sayılan diğer ihtiyaçları için, asgari (3) saate ihtiyacı olduğunu ve Namaz için günde (15) saat ayırabildiğini kabul edelim.
Bu durumda (18) dakikada bir "Vakit Namazı" kılması gerekiyor. Bir Vakit namazının -Sünnetler (nafileler) hariç dört rekat için- (8-10) dakika sürdüğü kabul edilirse, Kişiye (8-10) dakikada Namaz arası kalıyor....!?
Buyurun...: Böyle bir emir vermeyi, -Genel bakış Açısında zikredilen Buyrukların sahibi- "Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık." (78/11) diyen Yaratan'a ve bunu Kullarına iletmeyi, Seçtiği elçisine yakıştırın...?
Bunu Kabul etmemenin; "Hadis İnkarcılığı ve Resule Saygısızlık," Kabul etmenin de "Resule Saygı ve İyi Müslümanlık" olarak değerlendirilmesini anlayın?, açıklayın...?
Bunları İslam karşıtları ve İslam'ı çıkarı için kullananların sahiplenmesi doğaldır.
Acı olanı: Samimi İslam İnanırı, Büyük İslam Alimlerinin, "İslam'ın Lehinde Gibi Görünen" her şeyi; "Akılla, Kuran'la çelişiyor mu?" sorusunu soramadan, eserlerinde bizlere kadar aktarmalarıdır...!? [4]
Ayetlere verilen anlam ve getirilen yorumlarda da; Ayetin açık ifadesine rağmen; bu Sahih(!) Hadislerin ve Geleneğin etkisinde kalınmıştır. (11/114 örneğinde görülecek)
Teravih Namazı : Çoğumuz, Teravih Namazını, hala (20) Rekat olarak biliyoruz.
Birileri: "Hz. Peygamber, genelde (4) Rekat olarak kılmıştır. (8) Rekat kıldığı da olmuştur. Aşırı rağbeti görünce: Evlerinizde kılın demiş, Mescitte kılınmasını yasaklamıştır" dedi.
Karşıtları: "Doğru Değil" diyemediler... -zamanın Diyanet İşleri Başkanı dahil- "Bozgunculuk...vb" ithamları ile karşılık verdiler...
İbadet Koymaya, Yaratan'dan başka yetkili yoktur.
Anane / Nafile olarak Elçisinin yaptığını "devam ettirmek...?" Onunla yetinmiyoruz...
Başkasının -elçinin yaptığını bozarak- getirdiği "Zamlarıda İbadet olarak" devam ettiriyoruz...
"Değiştirmiş ama peygamberden daha güzelini yapmış" diyebiliyor muyuz...?
Teravihe, bir taraftan; "Farzların Çok üstünde ilgi" gösterirken.. Diğer yandan, Altıncı Vites sürati ile gidip, Namazın esas Rüknü olan "Huşu" yu sıfırlıyoruz...
Bunların tutarlı bir açıklanması var mı...?
Vaktin Sünnetleri denilenler dışında icat edilen (evvabin, kuşluk ..... gibi) namazlar; Tarikatların özel Namazları / Zikirleri... Bunların üzerinde durmayalım.
Detayların detayına da girmeyelim... [5]
Büyük bir İlmihalden Namazla ilgili tüm "Konulan Kurallar Listelerini" okuyun... Bu kurallar; Allah'ın Kitabında yazılanlarla ne ölçüde uyumlu? Burası ayrı konu. Bunları ezberleyip uyguladığınızı varsayın. Hem tüm bu kuralları harfiyen uygulamak, hem de "Yaratanın huzurunda huşu içinde ibadet etme hissini duyabilmek...?" kolayına mümkün mü? ("Mümkündür" diyebilenin kabiliyetine saygı duyarım.)
Toplu Namazlarda birlikteliği sağlamak için bazı kuralların olması doğaldır. Fakat bunların çok daha az ve sade olabileceğini söylemek yanlış mı?
"Kuran'ın Tebliğcisinin yaptığı gibi yapmak...?"
Buna Kimsenin itirazı olamaz. Fakat O'nun adına o kadar yalanlar uydurulmuş ki...? [6]
Bazen, Resulün, tolerans örneği olarak, sergilediği değişik uygulamalardan biri alınarak dinleştirilmiş, tolerans kapısı kapatılmıştır. Bu durumlar; Mezheplerin, çıkış ve "Hak olduğunu" savunma nedenlerinden biridir.
"Müekket Sünnet" de denilse, bazen "Acaba" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Örnek: Cuma Namazının (16) Rekat olarak kılınması, Hutbenin Namazdan önce okunması; Teravih Namazının (20) Rekat olarak, Mescit de Cemaatle kılınması... Bunlar Hz. Peygamberin yaptıklarına uyuyor mu?
"Ebu Hureyre (ra) dan rivayet edildiğine göre ..." lerle Neticeye varılamaz.
Peygamber, "Neyi-Nasıl yapmıştı" Bu konuda ciddi akademik araştırmalara ihtiyaç vardır.
Cuma Namazı örneği :
Zamlandırmanın tipik örneği olması; Toplumsal boyutu ve "Vakti" açısından, üzerinde durulması gerekiyor.
"Ey İnananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun!..." 62/9
Namaz kılınınca hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. ..." (62/10)
"Vakit" Unsurunu kendi başlığına bırakarak konuya bakalım.
İlaveler Boyutu :
Çağrılınca, "Allah'ı Anmaya Koşmak" ve Namaz tamamlanınca, "Allah'ın lütfundan nasibimizi aramak üzere Hemen dağılmak...?" Bu Emirlerin Neresine (14) Rekat ilaveyi sığdırabilirsiniz...? Ve "Eğer Allah Cuma Namazını kabul etmediyse Normal Öğle Namazı yerine sayılmak üzere, (dört vakitte ..... Namazı) kılmak" mantığını(!?)
Buradan hareketle: "Camide kılınan Namazın Şu kadar kat daha Sevap olması" Noktası üzerinde düşünebiliriz. Nafile için -yukarıda- söz konusu olan istisnayı hatırlatalım ve zaman sorunu olmayanları kapsam dışı tutalım. Özel bir yeri olan Cuma Namazından sonra: "hemen yeryüzüne dağılın" diyen Yaratan, -yargıda bulunmuyorum- boş vakitler dışında -çalışmaya ara verilerek- Namaz için, Camiye gidilmesini ister mi?
Başka bir boyutu: Vakit Namazı için, Camiye gidip gelecek zamanı olan Kişi, olduğu yerde, Farzını kıldıktan sonra; kalan vaktini "Kuran'ı anlayarak okumakla geçirse" Ne ölçüde doğru yada hatalı davranmış olur?
Toplumsal Boyutu :
Hitap: Ey inananlar! Diye başlıyor! Bu hitaba rağmen: "Cuma Namazı Erkeklere Farzdır" hükmüne nasıl varılır? Kadınları toplumdan dışlamak için, Allah'ın açık emri nasıl görülmez. Bu zihniyet 21. Asra nasıl taşınır.
Cuma; Özel toplanma günüdür. Toplumun sorunlarının ortaya konulacağı, gerekli duyuruların yapılacağı bir gün.
Bu açıdan, Hutbe Cumanın önemli bir rüknüdür. Genelde olduğu gibi, hutbe de özünden uzaklaştırılmıştır. Cemaat, hiç sesini çıkaramadan, bir şey soramadan sadece sessiz dinleyen robot durumuna düşürülmüştür.
Ne kadar dinlediği, ne ölçüde anladığı, üzerinde durulamayan ölü bir konudur.
Hutbenin, -Konu ile ilgili ayetlerin asılları dışında- yarısı Arapça'dır. "Ana dilde olmamasının gerekliliği" için, ortaya konulabilecek, "Tutarlı Bir Tek Neden" var mıdır...?
Bu duruma nasıl gelindi?
Hutbe; Hz Peygamber ve dört halife döneminde, "Namazdan sonra" okunurken; Ve Cemaat sorunlarını dile getirebilirken, Muaviye döneminde, "Hz. Ali ve ailesine hakaretini dinlememek için" cemaatin dağılması üzerine; "Mecburen dinletmek için" Namazdan önceye alınmıştır. Neredeyse, Cemaat Hutbeye küstürülmüştür. Acı olanı: Muaviye'nin, bu mantık ve insanlık dışı emrivakisinin, Hala, İbadet olarak devam ettirilmesidir.
Namaz için önce Abdest Alınması gerekmektedir: (4/43 5/6)
Yolculuk durumundan doğan imkansızlık hariç; Cinsi ilişki durumunda boy abdesti gerekiyor. Tuvaletten gelme / tabii ihtiyaçların giderilmesi durumunda, Abdestin yenilenmesi gerekiyor.
Abdest: "Yüzler, dirseklere kadar eller yıkanarak; baş meshedilerek, topuklara kadar ayakların meshedilerek / yahut yıkanarak" alınıyor.
(Ayakları yıkanma / meshetme tercihi; kanımca, ayakları temizlik durumuna göre, Kişi tarafından yapılmalıdır.)
Suyun bulunamaması durumunda; (Kişinin kendini Ruhen Namaza hazır hissedebilmesi için) Teyemmüm kolaylığı getiriliyor: Temiz toprakla Yüzler ve Eller meshediliyor.
Allah'ın zorluk istemediği, Affedici ve Bağışlayıcı olduğu (Ayetlerin sonunda) zikredilmektedir
"Daha temiz olmak için" Ağız ve burunun... yıkanması İslam'ın özüne tabii aykırı olmaz. Fakat -ayette geçenler dışında- Farzları, Vacipleri, Sünnetleri ... Bozanları, Bozmayanları... -Mezheplere Tarikatlara göre değişen- Sayfalar dolusu İlmihal Listelerinin; "İslam'ın Kendisi olarak" sunulması...Ne ölçüde doğrudur...?
Kişi, "Ayetlerle çizilen çerçeve ve İslam'ın temizliği emreden prensipleri" konusunda bilinçlenmişse; yapacakları konusunda, gerekli "hassaslığı" gösterecektir. Ve bu, İlmihal kurallarını öğrenmek ve yerine getirmekten, çok daha kolay olacaktır.
Yaratan'ın Kitabında ki Namaz :
Tüm ibadetlerde olduğu gibi; Namazda da Ana Unsur: "Genel Bakış Açısı" bölümünde zikredilen, İnanç, Düşünce ve Duygular Çerçevesinde; Yalnız ve Sadece Allah için (1/5) Kalbimiz titreyerek O'nu anıp (8/2) O'nun Rızası dilenerek (13/22) Yalnız Ondan Yardım dileyerek (1/5 2/45) Olabilecek, en saygılı şekilde, Tüm Benliğimizce O'na yönelerek ve O'nun huzurunda olduğumuzu hissederek; "...Huşu içinde..." (23/2) kılabilmek...
"..... Namaz , çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar...." (29/45)
Anlamı üzerinde, Ciddi olarak düşünmemiz gereken ayetlerden biri...!
İnanan Kişi, Yaratan'ın sözünün doğruluğundan şüphe edemeyeceğine göre;
Kendisine sorması gereken soru: "Huzura ermiş, Kötülüklerden korunmuş bir toplum muyuz...?"
Bu sorunun görülen cevabı yazık ki "Hayır" dır.
Nedenlerinden bazıları, şu ayette açıklanmıştır:
"Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir..." (9/71)
Kuran'daki İslam tek kanatlı bir kuş değildir...
Girişte verilen cevabı tekrar edelim:
Namaz; İslam Tarihi boyunca; Bir taraftan daima Zorlaştırılmış, Zamlandırılmış ve Detaylara boğulmuş; Diğer yandan Özünden uzaklaştırılmış ve içeriği boşaltılmıştır.
Zorlaştırma, Zamlandırma ve Detaylardan bahsedilmişti.
Özünden uzaklaştırıldı mı? İçeriği boşaltıldı mı?
Yukarıda "Ana Unsur" olarak zikredilen Ayetler çerçevesinde kıldığımızı söyleyebilir miyiz?
Namaz / Dua : (24) yerde Zekat'la birlikte; (6) yerde "Verilen Rızıktan ... vermek" le birlikte geçer. [7]
Namazı kılın, zekatı verin...... (2/43 83 110 4/77 ....)
"Zekatı Verin...!" Yaratan'ın "Namazla birlikte" defalarca tekrarladığı emri...!
Namazı "Zamları ile birlikte" kılarken, Zekat emrini de aynı hassaslıkla(!) yerine getirdiğimizi söyleyebilir miyiz? Yada Niçin yapmadığımızın tutarlı bir nedenini?
Mümin'in -bazı yönleri ile- tanımı:
O müminler ki, namazı kılar, zekatı verirler. Ve ahirete tam bir biçimde inananlar da onlardır. (27/73)
.... namazı kılarlar, zekatı verirler. Ve onlar ahirete de gözle görmüşçesine inanırlar. (31/4)
Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan, zekat veren .... mu'mınlerdır (5/55)
Namazı dosdoğru kılarlar onlar.Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden bol bol dağıtırlar. (8/3)
Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yöntemleri, aralarında bir şuradır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. (42/38)
Allah'ın kitabı'nı okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık infak edenler, asla batmayacak bir ticaret umabilirler. (35/29)
.... namaz kılanlara, zekat verenlere, ...... elbette büyük ecir vereceğiz. (4/162)
Evet: Yaratan'ın "Batmayacak bir ticaret... Büyük ecir verme" Sözleri var:
Fakat bunun "Namazı Dosdoğru Kılmanın yanında": Allah'ın Kitabını Bilinçli olarak okuma, Katıksız bir tevhit inancı, Allah ve Elçisinin dostluğu, Adaletli bir yönetim için elden gelen katkının yapılması (şura) Zekatın verilmesi, Yaratan'ın verdiği Rızkın iyisinden bol-bol infak edilmesi ... şartları da vardır.
Kendimizi "Sanık yerine koyarak, bir öz eleştiri yapabilir miyiz?" Bu Sınırların neresindeyiz...?
Namaz kılanlar; -dosdoğru- kılmayanlar; Özellikleri / Yapacakları / Yapmayacakları :
Bunları -başlıkla ilgisine rağmen- ayrı başlıkta incelemeye çalışalım.
"... Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz ..." dır.(4/103)
Vakitler, (11/114) ayeti ile belirlenmiş; Bazı ayetlerde de açıklık getirilmiştir. (Konu, Ayrı başlık altında incelenecektir.)
Namazın Görülen Boyutları: Kıble, Namaza Duruş, Rüku, Secde...
Namaza Duruş, Rüku ve Secde için; "Namazın Şekil Şartları" tanımının uygun olmadığı kanısındayım.
Kıble : İslam'ın İlk dönemde Kıblesi Kudüs'teki Meclis iken daha sonra, -Hz Peygamberinde arzusu doğrultusunda- Mescid-i Haram'a çevrildi.
".....Hoşlanacağın bir kıbleye seni elbette döndüreceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir...." (2/144) "..... Nerede olsanız yüzünüzü Mescid-i Haram yönüne döndürün......" (2/144 2/150)
Bunun bilinmesi, Kabulü, -Tercihen Niyette zikredilmesi- gerekiyor. Fakat "Fiziki ve Hassas olarak ta" dönülmesi gerekiyor mu?
"Doğu da batı da Allah'ındır, nereye dönerseniz Allah'ın yönü orasıdır........" (2/115)
"Doğunun ve batının Rabbidir O......." (73/9 55/17...)
..... Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. .... (7/29)
Bilinmeyen durumlarda tahmine göre durulabilir. Tahmin de edilemiyorsa niyet yeterlidir.
Namaza Duruş: Dipnot [2] de belirtildiği gibi; Birçok Ayette, "Namaz" kelimesinden önce, "K.Elif.M." türevleri olarak, "Namaza Duruş" zikredilir. Namaza başlama niyetidir.
"..... Tam bir saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam edin." (2/238)
Niyet: Yaratanın huzurunda; O'na İbadetimizi arz ettiğimiz ilk cümlelerimizdir niyet. "Ezber Kalıpların tekrarı" yerine, Kişi "içinden gelen bir ifade ile" yapabilmelidir bu arzı. "Allah'ın huzurunda durulduğu, Namazın Allah rızası için olduğu, Kuran'a uyulduğu, Namaz Vaktinin ve Kıblesinin Kuran'daki kıble" olduğu hususlarının -kişinin kendi ifade tarzı ile- zikredilmesinin uygun olduğu kanısındayım. ("Uydum Kuran'ına..." gibi bir ifade, Kıble durumunu da kapsar.)
Rüku: "Eğilmek, Rüku etmek, Diz çökmek ...." Anlamlarındadır. (10) Ayette (13) kez geçer [8]
Onur ve üstünlükle donatılan Ademoğlu'ndan (17/70) Sadece Rabbinin huzurunda saygıyla el bağlaması Secdeye kapanması ve Rüku edenlerle birlikte rüku etmesi (3/43 2/43) istenilmiştir.
İnananlar: ....Rüku ederek yerlere eğilmişlerdir. (38/24)
Secde: "Secde etmek, (...nin önünde) yere kapanmak, (...a) tapmak / ibadet etmek ... " Anlamlarındadır. (53) Ayette (63) kez geçer [9] "Saygı, Tazim...." gibi anlamlar verilmesi daha uygun olan bazı yerlerde de "Secde" olarak çevrilmiştir.
Tüm yaratılanların, [Sadece] Yaratan'ına En içten, Övgü, Saygı ve Tazimle... Secde etmesi; Yaratan / Yaratılan ilişkisinin Doğal, Birinci ve Tevhid İnancının görülen boyutudur.
Göklerde ve yerde bulunan her canlı ve melekler, büyüklük taslamaksızın... (16/49) .....güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar.... (22/18) ... Yaratılanların gölgesi (16/48) Allah'a secde ederler.
Yaratan'ın İnanan Kulları: .... büyüklük taslayıp O'na kulluktan yüz çevirmeden (7/206) ..... hiçbir şeyi ortak koşmadan (22/26) .... gönülden boyun eğerek (3/43) .... Rabbine hamd ile tespih ederek (15/98 32/15) Secdelere kapanırlar Yaratan'ın seçtiği kimseler: .... Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlar. (19/58)
Yaratıldığında; "Ademe Secde" emri, (2/43 7/11 12...) "Önünde Saygı ile eğilmek" anlamında olmalı. Keza, İsrail oğullarına: Şehrin kapısından, "Secde" ile girin Emri de (2/58 4/154 7/161) "Saygı ile eğilerek" anlamında olmalı.
DİPNOTLAR : .
[4] UYDURMA HADİSLER .... İSLAMIN KARA BOYASI !
[5] İslam Nasıl Yozlaştırıldı:Y.N.ÖZTÜRK Yeni Boyut 2000
Namaz: s:474-505 Cuma: s: - Miraç s:453-458 Zamlardan / Bidatlardan örnekler bulabilirsiniz.
[6] Hadis Temelli Yargılarda Kadın / Ali Osman ATEŞ / Doruk Y.
Dikkatli okunursa; Sadece konuda: Kadınları köle gibi kullanma egosu uğruna, Allah'ın elçisine yapılan iftiraların boyutları görülebilir.
[7] Zekat: Verin... 2/43 83 110 4/77 19/31 55 21/73 22/78 24/56 33/33 58/13 73/20 98/5
Verenler: 2/177 277 4/162 5/12 55 9/5 11 18 71 22/41 27/3 31/4 Rızık 8/3 13/2 14/31 22/35 35/29 42/38
[8] ركع ve Türevleri:2/43(2) 125 3/43(2) 5/55 9/112 22/26 77 38/24 48/29 77/48(2) ...(13)
[9] سجد ve Türevleri: 2/34(2) 58 125 3/43 113 4/102 154 7/11 12 120 161 206 9/112 12/4 100 13/15 15/29-33 98 16/48 49 17/61(4) 107 18/50(2) 19/58 20/70 116(2) 22/18 26 77 25/60(2) 64 26/46 219 27/24 25 32/15 38/72 73 75 39/9 41/37(2) 48/29 29 50/40 53/62 55/6 68/42 43 76/26 84/21 96/19 ...(63)
|