Çok doğru ama konjoktür var konjöktür var.
Bazı hallerde dert insana işlemez, bazı hallerde ufacık şeyler yüreğine oturur. Tabi en güzeli ahiret bazlı çalışarak dünya sıkıntılarını ait hissedilebilir sıcaklık değerlerini yükseltmek yada toleransları artırmaya yönelik itikadi çalışmalar yapmak ama yer, zaman ve ortam gelmiyor ki rabbe dönüp benim derdim var demeyelim.
Kısaca Allahı unutanın derdi tasası çoğalıyor.
Hani şu peygamberi hatırlayalım, depremden sonra o demiştiki bu şehir iflah olmaz gitti canım şehir, sonra uykuya dalmıştı tam 100 yıl uyumuştu uyanınca baktı yemeği tap taze, eşşeğinde kemiklerine et giydiriliyor, sonra şehire baktıda şehir eskisinden daha güzel imar edilmiş 100 yıl içinde daha şahane olmuş. (birde ayeti ve numarasını hatırlasam yokmu)
Yani yaşadığımız streste bu ve benzeri belki değersiz şeylerin derdi sıkıntısı ama geldimi geliyor işte, dertte sıkıntıda git demeyle gitmiyor. Allah bir işi daha iyisiyle düzeltmek için deprem çıkarıyor orda bile küçücük minicik algılayışımımızla negatif tutum sergiliyoruz. Nasıl sergilemiyeyim peygamber bile dayanamamış.
Sık sık şu duayı yapmadan edemiyorum; Rabbim ben herşeyi yine karıştırdım, elime yüzüme bulaştırdım, işlerimde hiç beklediğim gibi rast gitmedi, sen bu beceremediğim işimi düzeltip bana daha iyisiyle geri ver.
Günde 100 kere okuyanın işi yolunda gider tarzı bir dua çalışması, tespikle çekebilirsiniz.
Aşk susturur dert söyletirmiş, söyledim işte bi okuyan çıkar.