Selamun Aleykum! Değerli Miralay Kardeşim!
Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı
Selam
Ben de acizane bu değerli yazılara bir katkıda bulunmak dilerim.
Herkes "İMAN" terimini "Körükörüne inanmak ve bağlanmak" olarak algılar. Hemen de savunma olarak Kuran'da geçen, "Onlar gaybe inanırlar" cümlesini söylerler.
Bir kere gaybı sadece Cenab-ı Allah bilir. Bize "neden,niçin" diye sorarak Kuran'dan alacağımız cevaba göre iman etmek düşer.
Eğer körükörüne iman edeceksek, hristiyandan, yahudiden,budistten,vs. ne farkımız olacaktı. Körü körüne İslam'ın diğer din,inanış ve ideolojiden ne farkı kalacaktı. O halde neden insanları güzel ve mükemmel dinimize davet edelim ki?
Herkesin dini kendine mübarek olsaydı.
Soracağız, sorulara muhatap olacağız,ve o sorulara çözüm bulacağız ki, müslüman olmamızın farkı ortay çıksın.
|
Aslında bilinçli ya da bilinçsiz en büyük oyun burada "iman" kelimesinde oynanıyor ve herşey bunun üzerine bina ediliyor.
"İman" güvenmek kökünden türemiş bir sözcüktür. Güvenmek demektir. "emin" , "emanet", "emniyet", "eman" dilimize de geçmiş kullanılan sözcüklerdir.
Kur'an'a baktığımızda Cenabı Allah, iman etmeyi mutlaka bir fiille/eylemle birlikte zikreder. Kur’ân'ın tanımladığı mü'minler, imanlarının gereği güvendikleri Allah'ın vahyine uygun hareket halindedirler.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muıhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.