Tarihten beri genellikle insanlar bunnu sordu, o zaman ne yapmalıyız, hadi bişeyler yapalım hadi durmayalım... çok güzel ama yapmaman gerekenleri bilmezsen gider namaz kılar peşinden faiz yersin. Yok mu bunlardan çok fazla var. Ne namaz kılanlar var patron ama işcisinin hakkını vermiyor, buna karşı sendika kurmak tam bir salattır, hemde kıraatır aynı zamanda. haksızlığa karşı dik uruyorsun ve cemaat halinde sosyal güvenceyi ayakta tutuyorsun. Oysaki patron ister namazında niyazında sesi çıkmayan gık demeyen soyabileceği masum işçiler ister.. yazıklar olsun o biriktirdiklerinize, mallarınızla beraber cehennemin dibine gideceksiniz.
Tarih boyunca sordular ne yapalım diye,,, 1000lerce insanın yapabildiğini bu gün bir dozer rahatlıkla yapıyor, teknoloji gelişti insana iş düşmüyor.

yani boşunamıydı bu zamana kadar insanların yaptıkları??? evet, insanların ihtiyaçlarını gidermeyen her faaliyet toprak oldu sonra Allah teknoloji verdi de insanlık bu güne kaar dünyadaki her insanın yapabileceğinden fazlasını yapabilecek robotlar üretiyor, araçlar üretiyor. Ama yine ne yapmalıyız diyoruz,,, hayır ne yapmamalıyız... atomdan enerji alabilirsin ama onu bomba olarak kullanmamalısın. en azından gerekmedikçe...
Ne yapalım demeyelim, ne yapmayalım diyelim; biz eğer kötülük yapmazsak dünya yaşanacak bir yer olur,, iyilik mi? yaptıklarımızda keşke iyilik olsa, her iyiliğimde bile ya zarar var yada kendimizi bişey sanıyoruz.

en azından ben öyleyim.
Nisâ 40
Şüphe yok ki Allah zerre kadar haksızlık etmez. (Kulun yaptığı iş, eğer bir kötülük ise, onun cezasını adaletle verir.) İyilik olursa onu katlar (kat kat arttırır), kendinden de büyük mükafat verir.
En’âm 120
Günahın açığını da gizlisini de bırakın! Çünkü günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir.
Kasas 84
Kim bir iyilik getirirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.
İyilik yapmak,,, bu ancak insanlara yararlı olmakla mümkün, iyilik yüzlerimizi doğuya batıya dönmemiz bir zamanlar putperestlerin yaptığı gibi dönecek biryerler aramak değildir... bir kabeye bir adıyamana dönmek değildir. İyilik;
Bakara 177
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar,
Salatı ikame eder, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır!
amelde sınırlama yok, iyilikte sınırlama yok dilediğinizi yapabilirsiniz ama az ama çok herşey imkan dahilinde... Ama yeterki sizi cehenneme yaklaştıracak kötü işler yapmayın... cehennem amelleri yapmayan neden cehenneme gitsin ki?
Ancak malı olupta onu saece keni açgözlülüğü nedeniyle biriktiren (muhatabı senin benim elimize geçen 3 kuruş değil, iş adamlarının banka hesaplarından bahsediyor,,, tabi onlarda kenilerince yardım yapıyorlar ama gösterişmidir bizi ilgilendirmez. işte o malı doğru
kullanmazsan o zaman ödevini yapmayan çocuğun hali gibi olursun. çünkü her ikisinde bir görev bir ödev bir hak verilmiştir...
Siz kendi üzerinizdeki hakları düşünün, sırf sağlıklı olmak yürüyor olmak bile sosyal emanetlerimiz olan sakatlarımızın üzerimizde hakkı olduğunun göstergesidir. Ama herşeyde olduğu gibi burdada dengeyi gözetmek gerekir...
Niyetlerimizi temiz tutarsak vicdanımız bize doğruyu gösterir...
Ra’d 22
Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek
sabreden,
namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak (Allah yolunda) harcayan ve
kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar var ya, dünya yurdunun (güzel) sonu sadece onlarındır.
Kırmızıların ne manaya geldiğini anladığımızda mesele çözlecek sanırım.