Tekil Mesaj gösterimi
Alt 4. January 2011, 05:46 PM   #64
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Snobyx kardeşimizin anlatmak istediğini az çok anladım.
Şöyle arzedeyim;

Değerli ebu Maruf kardeşim. Öncelikle sizin rabıtadan anladığınız;yanlış tahmin etmiyorsam,müridin şeyhini rabıtası;aşığın maşuğu hayal etmesi gibidir. Nasıl ki aşık sevdiğini bir an olsun aklından çıkaramıyorsa,müridde şeyhini öyle aklından çıkaramaz.
Bunda bir beis göremiyorum.

Lakin, tarikatlerde intisab etmiş salik adayına talim edilen (yukarıda Dost1 kardeşimizin delillerle verdiği örneklerde olduğu gibi) mürid şeyhini karşısında bir dağ veya yüce bir varlık gibi düşünür. Şeyhinin pâk alnından akan beyaz renkli nur huzmesi, müridin kalbine (veya alnına) akar. O nur müridin kalbinden tüm vücuduna yayılır. (ki, 20 küsur yıllık tarikat hayatımda bana da talim edildiğinden,yani ilmel,aynel ve hakkal yakin olarak yaşadığımdan dolayı, konu hakkında Dost1'in astığı yazılanların doğruluğunu tasdik ediyorum.)

Dostum bu konudaki yazdıklarının kaynakları olduğu doğrudur.Bunun sebebide delil olarak Kutsi hadisdeki sevdiğim kulumun gören gözü tutan eli olurum Kutsi hadisidir.Ayrıca yerlere göklere sığmadım mümin kulumun kalbine sığdıom v.s Kutsi hadislerdir.
Burdaki mana insanın namaz kılarken Beytullaha durması misalidir.
Yani tapılan Beyytullah değil ALLAH c.c dır.
Yani amaç ile aracın anlaşılmasıdır.Sen vesileyi fiili yaratan sanırsan bu dediğin doğru.Fakat vesileyi ALLAHU TEALANIN Rahmetinin o araçla olduğunu anlarsan durum çok farklıdır.
Rabbim HAK TEALA malumdur ki sünnetullah gereği nadir meselelerin dışında vesile aracılığı ile yapagelmektedir.

Şimdi diyeceksiniz ki,"Ne var canım bunda? Seven sevdiğini dağ gibi de görür,derya gibi de görür."
Bu konuda size itirazım olamaz. Ama seyrü sülukun ilerleyen zamanlarında yapılan rabıtalar ve hatmei haceganlar vasıtasıyla, şeyhten istimdatlar da husule gelir ki; fatiha suresindeki, "iyyake na'budu ve iyyake nestein" akidesine ters durumlar oluşmaya başlar.
Mürid, şeyhine olan bağı ve muhabbetinden ötürü, başı sıkıştıkça normal bir insanın beş duyusuyla yapamayacağı şeylerde bile "himmet,medet" istemeye başlar. Belki inanmayacaksınız bana;belki yine zann iddialarında bulunacaksınız ama daha kötü olaylara bile şahit oldum.

Dostum yazımdada belirtmiştim sadece HAK TEALADAN istenecek şeylerin şeyhden istenmesi küfürdür diye yazdım.Tasavvuf tecruben içinde sana bir şeyh yada tasavvuf kitaplarında Şeyhden cennet istemenin yada haşa HALİKlik istemeni tavsiye eden birisi oldumu?Ben açıkçası öyle bir şey görmedim.
Eğerki bahsettiğin Himmet yada medet ise zaten bu Ayetlerlede sabittir.
Onlar ALLAHU TEALA ya dua eder.Rabbimde isterse yapar.
Özellik onların duasının bizimkine göre makbul olmasıdır.
Varsa ALLAHU TEALANIN onlara verdiği bir tasarruf onları kullanırlar.
Bak ne demişim ALLAHU TEALANIN verdiği dememişim ki kendilerinden olan.ALLAHU TEALA Onlara nasıl tasarruf vermiştir hepsininki farklıdır.
Peygamberleri arasındaki verdiği tasarruflar bile farklıdır.

İnanın ki; gerek meşayıhın,gerekse tasavvuf ehlinin yazmış olduğu eserlerde tezimi doğrulayıcı pek çok konuya şahit olacaksınız.

Sofi öyle hale geliyor ki;"Allah'ın izniyle" diyeceği yerde,"şeyhimin izniyle"; "Allah yaptı" diyeceği yerde "şeyhim yaptı"; "Allah en iyisini bilir" diyeceği yerde "şeyhim daha iyisini bilir" demeye kadar gidiyor. Tabi tevhid ehli,saf müslümanları tenzih ederim.
Şeyhimin izniyledeki manada yine anlayışa göredir dostum.Ben hiç kullanmadımda.Bunun zahirdeki olayın anlaşılması ile batındaki mana aynıdır.Misalen bir misafirliğe gittiğinizde izninizle yada müsaadenizle kalkabilirmiyiz demiyormuyuz.Halbuki ev sahibi izin verse ne olur HAK TEALA izin vermedikten sonra kalkılabilirmi?HAK TEALA izin vermedikten sonra Şeyh izin verse ne olur.Yani bu itikattan çok belki lafzen bahsedilendir.
Eğer ki aksini düşünüyorsa zaten müşrik olur.

Lakin siz de takdir buyurursunuz ki, tüm bunlar Allah korusun insanı şirke,küfre kadar düşürebilecek tehlikeli şeylerdir.
Dostum buna katılıyorum itikaden bunun farkına varmassan bu çok tehlikelidir.
Tasavvuf hayatında bunuda duymuşşundur.Cahil sofi şeytanın maskarası olur bunun sebebi ilim eksikliğidir.
Yine İmam Malik r.ha gibi Ulemalarında ünlü sözü vardır.İlimsiz tasavvuf zındıklıktır.Fakat tasavvufunda ehemmiyetini anlatmak içinde tasavvufsuz iliminde fasıklık olduğunu belirtmişlerdir.

Rabbim cümlemizi küfre ve şirke bulaşmaktan korusun.
AMİN
Hanif müslümanın bir tek savaşı vardır. İyi niyetle bile olsa insanı ilerde şirke düşürmesi muhtemel tüm kapıları kapatmaktır. Bu tehlikede gördüğü müslüman kardeşlerini kurtarmaya çalışmaktır.
Dostum Tasavvufun amacıda iman kurtarmaktır.Senin haniflikten maksadın tevhiddir.Zaten bunuda bilirsin nefsü isbat tevhiddir.Lakin oraya varıncaya kadar nasılki şirk sanılan bir çok şeyden korunmak gerektiği biliniyorsa insanın nefsine ilmine tapmasıda şirkdir.Tasavvuf nefsü isbatta işte hanifliğin göremediği nefse tapmak şirkindende insanı korumaya çalışır.
Allah'a emanet olunuz.
Selametle
Ben sizin hassasiyetinizi çok iyi anlıyorum.Çok da haklısınız hassasiyet sebebi ile zira bu mala maddi bir zenginliğe benzemez.Bizzat imanla alakalıdır.
Niyetinizin gerçektende çok iyi olduğunu hissediyorum.
Zaten bu tür hassasiyetler olmasa cahil sofiler dahada zıvanadan çıkabilir.Bende tasavvuf ehli olduğum halde kardeşlerimi bu hassasiyet üzerinde sıkça uyarıyorum.
İnşaALLAH hepimiz Rabbime en iyi şekilde kulluk ederiz.Rabbim hepimize Kelimeyi tevhidin manasını gerçek anlamda idrak edip o çizgi üzerinde iman etmeyi nasip etsin.


saygılarımla
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (5. January 2011)