Selam kardeşlerim.
Öncelikle,Dost1,Anonymous,hiiiç,snobyx ve diğer kardeşlerimin yazdıkları yorumların altına seve seve imzamı atarım. Daha doğrusu hakk'ıidoğruyu söyleyen herkesin yanındayım.
ebu Maruf kardeşimizin tasavvufla ilgili olarak yazdıklarından anladığım;konuyu ıstılah olarak iyi niyetle savunmaya çalışan değerli bir kardeşimizdir.
Fakat şunu iyi bilmesini ve anlamasını isterim ki;şahsımda dahil,buradaki pekçok kardeşimiz yıllarını tarikat ve cemaatlarda geçirmiş kişileriz. Konunun kitabî (teorik) ve ameli (uygulamalı) yönlerini çok iyi biliyoruz. Tasavvuf kitaplarında yazan ve bizlerinde çok iyi bildiğimiz,şirke kapı aralayan örnekleri Dost1 kardeşimiz bol bol delillerle gözler önüne sermiştir. Daha bunun üzerine yazacak birşey bulamıyorum.
Uygulama olarak ta,benim ve diğer kardeşlerimizin yaşadıkları olaylar;gidilen yolun hiç te masum olmadığını gösteriyor.
"Bana bir tane kötü örnek gösterin;hangi şeyh kendisine tapınılmasına izin veriyor?" diyen kardeşlerime ancak şunu diyebilirim;
Tarikatlarda mürşide kesin itaat esastır. Hiç bir sofi (ya da mürid) şeyhinden izinsiz hareket edemez. Şeyhinin izin verdiği bir eşle izdivac kurar (sırf şeyhi öyle emrettiği için,şeyhinin söylediği,ama ana babasının onaylamadığı bir hanımla evlenerek;ana babasıyla bağlarını koparan sofi arkadaşlar bilirim.),çocuğu olduğunda şeyhine danışarak,çocuğunun adını koyar;kendisi hanefi mezhebine tabi olduğu halde şeyhi şafi olduğu için namazını kılar (hepsi değil ama çok yapanları gördüm);...vs.
Yani yaptığı,yapacağı her hareketi mutlaka şeyhine danışırlar. Bu minvalde; sizin de tasvip etmediğiniz bir takım sapkınlıklardan bu şeyhin haberi yokmudur da engel olmuyor acaba? Hiçbir sofi (yada mürid) şeyhinin onayını almadan hiçbir hareketi yapmayacağına göre...
Yani gerek Dost1'in bahsettiği kaynaklar,gerekse bizlerin de şahit olduğu uygulamalar, hiç te sizin dediğiniz gibi cereyan etmiyor;ve hiç te masumane değil.
Daha dün bir arkadaş bir konudan bahsetti. Durumun ne kadar vahim sonuçlara varacağını az çok tahmin ettim.
Binlerce müridi olan,ve binlerce kişinin Gavs,müctehid olarak bildiği bir zat-ı muhteremin müridleri; ellerinde kumbaralarla çarşı çarşı,il il,diyar diyar gezerek, her esnafın dükkanına bu kumbaralardan bırakıyorlarmış. Bu kumbaraların üzerinde,"Sadaka ömrü uzatır" yazılıymış. Ben şahsen görmedim. Zira işten güçten,hastalıktan daha çarşı pazara gidip te şahit olamadım. Bana diyen bir esnaf arkadaş. Onun da dükkanına bu kumbaradan bırakmışlar. Her hafta sonu gelip kumbarayı boşaltıp,gidiyorlarmış.
Çok ta merak ettim doğrusu bu kumbaraları. Acaba Fethullah hoca'nın cemaatinin dağıttığı kumbaralara benziyor mu?
Neyse inşaAllah bu hafta sonu fırsat bulabilirsem bir keşif gezisinde bulunacağım.
Konuyu da fazla uzattım,hakkınızı helal ediniz kardeşlerim. Cuma cuma çenem düştü herhalde. Bunlar da cuma namazı kılarken aklıma geldi. Camiden çıkar çıkmaz hemen klavyeye döktüm.
Saygılarımla
Konu Miralay tarafından (7. January 2011 Saat 11:23 AM ) değiştirilmiştir.
|