Alıntı:
Tam bu esnada kendimize bir soru soralım. Siz bir kitap yazdınız, üniversitede okunsun öğrenciler faydalansın diye. Bu kitabı öğrencilere dağıttınız, bir öğrenci size şöyle dese ne düşünürsünüz? Hocam iyide sizin kitabınızı biz anlayamıyoruz, bunu anlamak için birde tercüman lazım, yani birilerinin açıklamasına ihtiyacı var dese, sanırım çok üzülürsünüz. Çünkü bir kitabın yazarı, ilk önemsediği dikkat ettiği konu, okuyanların hepsinin anlayacağı dilden yazılmış olmasına dikkat etmesidir. Hiçbir kitap zor anlaşılsın diye yazılmaz. Peki, bu mantıksız düşünceyi, beşeri kitap yazarlarına bile doğru bulmuyorsak, nasıl olurda Yüce Rabbimin kitabına böyle bir isnatta bulunuruz? Yani Allah kullarını imtihan edeceği kitabı elçisi kanalıyla gönderecek, ama herkesin anlayacağı gibi bir kitap olmayacak, daha sonrada kur’anın birçok yerinde, sakın velilerin ardına düşmeyin kur’ana sarılın diyecek öylemi? Bu nasıl bir tezatlıktır hiç düşünen var mı? Hiç düşündüklerini sanmıyorum, çünkü bizler din konusunda düşünmeyi, aklı fikri, emanete veriyoruz, fakat menfaatimiz olunca hemen aklı devreye sokuyoruz. Acaba böyle yapmaya devam edersek, halimiz hesap günü nice olur dersiniz.
|
güzel bir benzetme olmuş.
Hem kuran anlaşılmaz diyenler işlerine gelen bir yer olursa hemen oradan ayet gösteriyorlar. vay onların halineeee... Kitaba sadece bir ucundan inanıp diğerlerinin hükmünü kırıyorlar, ondan istediklerine inanıp istemediklerini araştırmaya düşünmeye bile zaman ayırmıyorlar.
Allah en doğrusunu bilir, kullarına daha yakındır.