Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı
ankebut 14. Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
inandım iman ettim Allah katındandır, ama bu ayet bana kapalı.
Oysaki şöyle diyebilirdi; "Nuhun getirdikleri bozulmadan onların arasında bin yıl kadar kaldı"
950 sene insan yaşar mı? neden yaşamasın? yaşlanma ve ölümü emreden 2 tane gen. Kodu çözülüp şifreyi değiştirirsen vucuda öyle bir de emir verir ki kendini sürekli yenile der, yani normal insanlarda hücreye yenilenmeyi bırak artık depola ve yaşlan emrini veren kod değiştimi değil 950 sene binlerce sene yaşamak pek mümkün. Yenilenmeme yaşlanma ve ölümü getirir. Kodu yazan yarattığını en iyi bilir.
Benim asıl sorum, kelime nin özelliği ve kullanışı açık kapıyı kapatıyor mu? Orada "aralarında kalmak" kelimesi acaba fikirsel oluş mu yoksa fiziki oluş mu. İşi şahsi yoruma bırakmak istemiyorum.
|
ANKEBUT SURESİ-14. Andolsun ki, biz Nuh'u kavmine gönderdik, artık aralarında elli yılı hariç, bin sene durdu. Nihayet onlar, zulümlerini sürdürürken kendilerini tufan yakaladı.
14. Bu mübarek âyetler, Nuh Aleyhisselâm'ın kavmine Peygamber olarak gönderilmiş ve o kavmin bilâhara tufan ile helak olmuş olduğunu bildiriyor. İbrahim Aleyhisselâm'ın da kendi kavmine Peygamber gönderilmiş ve onları putperestlikten alıkoymaya çalışarak kendilerine ne kadar güzel nasihatlarda bulunmuş olduğunu beyan buyuruyor. Vaktiyle de bir çok milletlerin Peygamberlerini yalanlamış olduklarını, Peygamberlerin vazifelerinin ise Allah'ın dinini ümmetlerine açıkça tebliğden ibaret bulunmuş olduğunu beyan ile Resûl-i Ekrem'e teselli olmaktadır. Şöyle ki: Büyük Peygamberlere karşı ümmetlerinin inkarcı vaziyet aldıkları, o mübarek zatlara eza ve cefada bulunmuş oldukları öteden beri vuku bulmaktadır. İşte buna işaret için Cenab-ı Hak buyuruyor ki: (Andolsun ki) Gerçek bir hadisedir ki (biz Nuh'u kavmine) Peygamber (gönderdik) onları Allah'ın dinine davet etti, onların birçok eziyetlerine katlandı (artık aralarında elli yılı hariç bin sene durdu) kırk yaşında iken peygamber olmuş, dokuzyüz elli sene kavmini dine davet etmiş, tufandan sonra altmış sene daha yaşamış, bin elli yaşında iken ahirete teşrif etmişlerdir. İnsanların hayat müddeti Allah'ın takdiri ile az da çok da olabilir. Eğer ilâhi takdir olmasa ne insan meydana gelebilir ne de bir gün olsun yaşabilir. Binaenaleyh Cenab-ı Hak'kın takdiriyle, kudretiyle herhangi bir kimsenin ne kadar fazla yaşayabileceği asla imkânsız görülemez. "Tabiat kanunları" denilen şeyler, Allah'ın iradesine bağlıdır. Onların hepsi de ilâhî irade ile değişebilir. Hikmetin gereği ne ise o meydana gelir, (nihayet onlar) 0 Nuh kavmi (zulümlerini sürdürürken, kendilerini tufan yakaladı) onlar, müşrik kimseler olarak o muazzam tufanın dalgaları arasında kahrolup gitmişlerdir. İşte küfür ve isyanın korkunç bir cezası.
ÖMER NASUHİ BİLMEN (KUR'AN-I KERİM MEAL VE TEFSİRİ)