Ve aleykumselam ve rahmetullahi ve beraketuh Fedakaradam kardeşim.
Allah razı olsun bir müslüman olarak kaygılarını dile getirmişsin. İnanın bizler de, özellikle müslüman kardeşlerimizde hasıl olan gizli ve açık şirk konusunda çok kaygılıyız.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bu sitedeki tüm kardeşlerimiz namaza karşı değildir. Bilakis gündelik namazlarını hiç aksatmayan kardeşlerimiz de çoğunluktadır.
Namaza karşıymış gibi görünmemizin nedenleri ise;
-Birincisi Allah'ın asıl emri olan salat es geçip, adeta "Kıl beşi bitir işi" , "hele şu namazı kılayım da borcumu ödeyeyim" diyenlere karşı duruşumuz vardır. Cenab-ı Allah'ın aslolan emri "salat" tır ve Kur'anda yeraldığı ayetler bütünlüğüne göre anlamı vardır. Yani meal ve tefsirlerde rastladığımız gibi her "salat" görülen yerin namaz olarak geçmesine karşıyız.
Namaz kılıp ta, salatı gerçekleştirmeyerek, sorumluluktan kaçanlaradır sözümüz; dik duruşumuz.
-İkincisi sakara (cehennem ateşine) girmeye sebep olan şeyin "namaz kılmamak" olarak çevrilmesine karşıyız. Çünkü öncelikle orada "mücrimler" derken mü'minlerin kastedilmediği açıktır. Mücrimler; kafirler,münafıklar ve müşriklerdir. O ayette geçen "Yusallin" ise namaz kılmak değil, "desteklemek" anlamındadır. Zaten mücrimlerin ateşe girmesinin sebebi de peygambere ve O mübareğin elçiliğinin şahsında vahye, İslam'a, tevhide destek olmamak, tam aksine "köstek" olmaktır.
-Diğer namaza itiraz eden kardeşlerimizin itiraz sebebi de, cenab-ı Allah'ın Kur'anda miras taksiminden,Hz.Nuh Aleyhisselam'ın yaşına; ganimet paylaşımından,sosyal hayatı düzenleyen onlarca ayete varana kadar; oruçtan hacca,abdest alınışına kadar tüm menasikleri açık açık bolca örneklerle açıkladığı halde;"Dinin direği" olarak bilinen namaz için nedense hiçbir açıklama yapmamasıdır. Namaz oruçtan,hacdan daha mı önemsizdir ki, rabbulalemin yüce kitabında açıklama gereği görmemiştir.
Sitemizde hadislerle ilgili bolca konular mevcuttur. Aşağıda verdiğim linke tıklarsanız konu başlıklarını ve yazıları görebilirsiniz.
http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=15
Şunu da özellikle belirtmeliyim ki; hadislerin; Allah'ın elçisinin gerçekten ağzından çıktığına şüphe etmekle elçiye itaatsizliği bir tutmamalıyız. Elçinin söylediği her söz Kur'anda mevcuttur. Elçi
"Kur'ana uyun" diyor. Biz aksini mi yapıyoruz? Yüce kitabımız Kur'an önümüzde duruyorken, neden gerçekten elçinin söylediği şüpheli olan rivayetler zincirine, kütüphaneler dolusu kitaplara meyledelim ki?
Elimizde en sağlam, en güvenilir,Cenab-ı Allah'ın kıyamete kadar koruması altında olan Kur'an dururken başka kaynak aramaya ne gerek var?
Değil mi güzel kardeşim?
Malumunuz bu rivayetler zincirinde bir tane bile kopukluk hasıl olsa, o hadisin güvenilirliğine gölge düşer.
Değerli Dost1 kardeşimizin;
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2323
linkinde yazdığı hadis eleştirisini okumanızı tavsiye ederim.
Allah'a emanet olunuz.
Selametle inşaAllah