En’âm 93
Allah'a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken "Bana da vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allah'ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim" diyenden daha zalim kim vardır! O zalimler, ölümün (boğucu) dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara: "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun ayetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!" derken onların halini bir görsen!
İşin gerçeği bu din ne yazıkki aşağıdaki ayetin muhatapları tarafından bu güne taşındı, eğer öyle olmasaydı zaten ortada sadece Kuran olurdu ve bütün cemaatler, tarikatler ve mezhepler birleşmiş olurdu.
İsrâ 73
Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi.
Peygambere yaptıramadılar, ama bazı eklentilerle islama yaptılar ve böylece islamı candan dost edindiler... Çünkü artık işlerine gelen bir islam vardı.
Ancak bu münafıkların gösterişte müslüman ama içlerinde budist putperest halleri, Allahın doğru yola ileteceği samimi kul için bir değer taşımaz...
Çünkü o kullar şu gerçeği çok iyi bilir;
Kehf 27
Rabbinin Kitabı'ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın.
zaten bu tip münafıklar Kuranla konuşmazlar (işlerine gelen yerler hariç, işlerine gelmeyeni zaten biz anlayamayız, onu ulema anlar sadece... Osmanlıyı çökerten cahil ulema

)
Onlar felsefe ve kelime oyunları yapmaya kalkarlar.
Hac 8
İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve (vahye dayanan) aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın, Allah hakkında tartışır.
Vahy sadece peygambere gelmedi,,, bizede geldi ve şu anda orjinali arapça, manası ve özü her dile aynı anlamda çevrilebilir apaçık yeterli şekilde açıklanmış bir kitap olarak gözlerimizin önünde duruyor. Doğruya götüren bir kitap olarak.
Sebe’ 50
De ki: Eğer (haktan) saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur'an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır.
Şûrâ 51
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakimdir.
Ama Allah dilemezse ne ola ki;
Şu’arâ 212
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Hadis diye ortaya attıklar fitneleri ise aslında boş kuruntudan öte değildir. Peygamberi peygamber yapan ona gelen vahiydir. O vahyin çizgisinin dışınada çıkmadı.
Ahkâf 9
De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.