Alıntı:
Derin Düşünce Nickli Üyeden Alıntı
Allah tarafından vahyedilmek ile ilham edilmek aynı seyler mi?
|
Vahiy ve ilham konularında bir kavram kargaşası olduğunu düşünüyorum. Zamanında çözmek için kafa yormuştum, şimdi
kendimce doğru sonuca ulaştığımı düşünüyorum. Fakat tabi en doğrusunu Allah bilir.
Vahiy aldığını iddia eden kişiler kendi sınıflandırmaları neticesinde 2 ye ayrılıyorlar.
1)
Vahiy aldığını iddia edenler.
2) Vahyi peygamberlik olarak görüp peygamberlik iddiasında bulunmaktan ya edeple ya da korkudan çekindikleri için kitaplarını
ilhamla yazdıklarını belirtenler
Bir anlayışa göre Allah yalnızca peygamberlere vahyeder, peygamber olmayanlara da ilham edermiş. Fakat Allah'ın peygamber olmayan bazı kişilere (ör: Musa'nın annesi) hatta bal arısına bile "vahyettiği" yazıyor Kuran'da. Dediğim anlayıştakiler bu kısımları
ilham diye çevirseler de
vahiy yazıyor asıl metinde.
Kuran'da vahiy geçen her yer doğrudan vahiy anlamına mı geliyor elçi yoluyla bilgilendirilme anlamında da yorumlanabilir mi orasını ben bilemem, gerçekten kimin vahiy aldığını yalnız Allah bilir.
Şimdi 1 numaradaki insanlar da bu bahsettiğim ayetleri kullanarak vahiy alabileceklerini savunuyorlar.
Onlar yalnızca vahiy aldıklarını, Kuran'da peygamber olmayanların da vahiy alabildiğine delil bulduklarını, dolayısıyla peygamberlik ilanında bulunmadıklarını ve son nebi ayetine ters düşmediklerini iddia ediyorlar.
2 numaradaki insanlar da zaten "vahiy değil ilham aldık zaten arı da musanın annesi de ilham aldı" diyorlar.
SONUÇ:
İki taraf da peygamberliğin farkını vahiy almak diye yorumlamış. Fakat bence peygamberlerin diğer insanlardan farkı vahiy almaları değil, TEBLİĞ İLE EMROLUNMALARI. Yani fark vahyin tebliği
GÖREVİdir, yani aldıkları vahiyler Musa'nın annesindeki gibi kişisel vahiy değil, bir toplumu ilgilendiren/bilgilendiren vahiyler.
Dolayısıyla Kuran'da son nebi ayeti dururken; birisinin vahiy aldığını düşünsem bile bu kendini ifşa eden, kitaplar yazıp sohbetler düzenleyip tebliğ yapan, kendine geldiğini iddia ettiğini
yayan, paylaşan,
KISACASI peygamberliğe soyunan birisi değildir.
Ben yalnızca konu üzerine düşünmek istedim ve mantıksal açıdan olaya yaklaştım. Çok daha kolay ve isabetli bir yöntem uygulayıp bunların vahiy olarak geldiğini iddia ettikleri şeyleri Kuran ile karşılaştırırsanız Kuran ile çelişkiler içerdiklerini yani batıl olduklarını görebilirsiniz. Vahyin bir kısmı doğru bir kısmı yanlış olmaz, vahye batıl da karışmaz.
Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi. (Furkan 1)